"خاتمه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yüzüğü
• Yüzüğünü
• yüzük

yüzüğü attıktan sonra, hala iyi adam benim.
تقل رغبتهم في أخذ خاتمه و أظل أنا الشخص الطيب

Para dolu bir sırt çantasıyla geldi. 25 bini masanın üzerine koyup yüzüğü geri istedi. yüzük mü?
في يوم وفاته، جاء إلى هنا بحقيبة ظهر مليئة بالمال، ووضع 25 ألف على الطاولة وطلب استعادة خاتمه.

Akıl hocamdı. Dostumdu. O yüzüğü takarak onun anısını kirletiyorsun.
كان ناصحي، وكان صديقي، وأنت تدنس ذكراه بإرتدائك خاتمه.

Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve Yüzüğünü geri verdim.
وجاء إلى شقتى مسرعاً .. وأخبرته أننى تعرفت عليك للتو .. وأرجعت له خاتمه

Birgün babam bana ejderha sembolü içinde onun arması bulunan Yüzüğünü verdi.
و في احد الايام اعطاني ابي خاتمه و هذا ما احيا ذكراه عند جماعه طلب التنين

Babamı ele geçirdiklerini biliyordu. yüzük bu yüzden ondaydı.
لقد علم أن والدى قد اسُرِ لأنه لديه خاتمه

İstersen Barry'e gidip yüzüğü ben verebilirim, sen de Carol ve Susan ile birlikte kadın doğum uzmanına gidersin.
أتعلمين ,سأذهب و أعطي "باري" خاتمه "بينما تذهبين أنتي مع "كارول" و "سوزان لرؤية هذا الشيء

Hem o şaşkın küçük kuş tüyü Takmıyor ki parmağındaki yüzüğü
وأن هذه المخلوقة السخيفة لا ترتدى خاتمه

Oraya girdiği zaman yüzüğü çıkarması gerekecek.
متى سوف يكون هنالك وهو سوف يخلع خاتمه

Benim bildiğim, kıçıma tekmeyi yersem o adamı sevmediğim sürece yüzüğü takmam.
حتى إن كان ترككي رغم عنكي... ... لن ترتدي خاتمه إلا لو كنتي لازلتي مغرمة به

John Keats'i asla unutmadı, yüzüğü de hiç çıkarmadı.
فاني لم تنسى جون كيتساو تخلع خاتمه

Banyoda cesetin gözleri açık ve tek kaybolan da yüzüğü.
ما لدينا هو جثة بحوض الاستحمام وعيناه كانتا مفتوحة عن آخرها، والشئ الوحيد المفقود كان... خاتمه يا سيدي...

yüzüğü bendeydi Jack'in taktığı, ama o da çalındı ama hiç belge bulamadım.
لقد وجدت خاتمه و (جاك) لبّسه ، إلى حين سرق لكن بلا ورق

Zengin toprak ağasına, kayıp Yüzüğünü nerede bulacağını söyledim.
أخبرت المالك الثري . أين يجد خاتمه الضائع

Ama kayıpları ayyuka çıkınca Yüzüğünü bana teminat gösterdi.
و لكن بعد فترة أصبحت خسائره غير مقبولة و ووعدني بأن يقدم خاتمه كضمانة

Ve tüm bu İtalyan adamların onun Yüzüğünü öpmek için sıraya girdiğini gördüm.
وكما لاحظت ان جميع الايطاليين كانو ينحنون ويقبول خاتمه

Yüzüğünü, çorap çekmecesine koymasını söyle.
أخبريه بأنه يجب عليه أن يضع خاتمه في درج الجوارب

Yani Yüzüğünü rehin bırakmış, adam da çalındığını bildirmiş.
حتى انها بيادق خاتمه وكان تقارير سرقتها.

Yüzüğünü ona fırlattım, o da beni duvara yapıştırıp, ellerini boynuma götürdü.
لذا رميت خاتمه بوجههِ، و صدمني بالحائط، و طوّق رقبتي بيده.