yüzüğü attıktan sonra, hala iyi adam benim. | Open Subtitles | تقل رغبتهم في أخذ خاتمه و أظل أنا الشخص الطيب |
Para dolu bir sırt çantasıyla geldi. 25 bini masanın üzerine koyup yüzüğü geri istedi. yüzük mü? | Open Subtitles | في يوم وفاته، جاء إلى هنا بحقيبة ظهر مليئة بالمال، ووضع 25 ألف على الطاولة وطلب استعادة خاتمه. |
Akıl hocamdı. Dostumdu. O yüzüğü takarak onun anısını kirletiyorsun. | Open Subtitles | كان ناصحي، وكان صديقي، وأنت تدنس ذكراه بإرتدائك خاتمه. |
Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve Yüzüğünü geri verdim. | Open Subtitles | وجاء إلى شقتى مسرعاً .. وأخبرته أننى تعرفت عليك للتو .. وأرجعت له خاتمه |
Birgün babam bana ejderha sembolü içinde onun arması bulunan Yüzüğünü verdi. | Open Subtitles | و في احد الايام اعطاني ابي خاتمه و هذا ما احيا ذكراه عند جماعه طلب التنين |
Babamı ele geçirdiklerini biliyordu. yüzük bu yüzden ondaydı. | Open Subtitles | لقد علم أن والدى قد اسُرِ لأنه لديه خاتمه |
Akıl hocamdı. Dostumdu. O yüzüğü takarak onun anısını kirletiyorsun. | Open Subtitles | كان ناصحي، وكان صديقي، وأنت تدنس ذكراه بإرتدائك خاتمه. |
İstersen Barry'e gidip yüzüğü ben verebilirim, sen de Carol ve Susan ile birlikte kadın doğum uzmanına gidersin. | Open Subtitles | أتعلمين ,سأذهب و أعطي "باري" خاتمه "بينما تذهبين أنتي مع "كارول" و "سوزان لرؤية هذا الشيء |
Hem o şaşkın küçük kuş tüyü Takmıyor ki parmağındaki yüzüğü | Open Subtitles | وأن هذه المخلوقة السخيفة لا ترتدى خاتمه |
Oraya girdiği zaman yüzüğü çıkarması gerekecek. | Open Subtitles | متى سوف يكون هنالك وهو سوف يخلع خاتمه |
Benim bildiğim, kıçıma tekmeyi yersem o adamı sevmediğim sürece yüzüğü takmam. | Open Subtitles | حتى إن كان ترككي رغم عنكي... ... لن ترتدي خاتمه إلا لو كنتي لازلتي مغرمة به |
John Keats'i asla unutmadı, yüzüğü de hiç çıkarmadı. | Open Subtitles | فاني لم تنسى جون كيتساو تخلع خاتمه |
Banyoda cesetin gözleri açık ve tek kaybolan da yüzüğü. | Open Subtitles | ما لدينا هو جثة بحوض الاستحمام وعيناه كانتا مفتوحة عن آخرها، والشئ الوحيد المفقود كان... خاتمه يا سيدي... |
yüzüğü bendeydi Jack'in taktığı, ama o da çalındı ama hiç belge bulamadım. | Open Subtitles | لقد وجدت خاتمه و (جاك) لبّسه ، إلى حين سرق لكن بلا ورق |
Zengin toprak ağasına, kayıp Yüzüğünü nerede bulacağını söyledim. | Open Subtitles | أخبرت المالك الثري . أين يجد خاتمه الضائع |
Ama kayıpları ayyuka çıkınca Yüzüğünü bana teminat gösterdi. | Open Subtitles | و لكن بعد فترة أصبحت خسائره غير مقبولة و ووعدني بأن يقدم خاتمه كضمانة |
Ve tüm bu İtalyan adamların onun Yüzüğünü öpmek için sıraya girdiğini gördüm. | Open Subtitles | وكما لاحظت ان جميع الايطاليين كانو ينحنون ويقبول خاتمه |
Yüzüğünü, çorap çekmecesine koymasını söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأنه يجب عليه أن يضع خاتمه في درج الجوارب |
Yani Yüzüğünü rehin bırakmış, adam da çalındığını bildirmiş. | Open Subtitles | حتى انها بيادق خاتمه وكان تقارير سرقتها. |
Yüzüğünü ona fırlattım, o da beni duvara yapıştırıp, ellerini boynuma götürdü. | Open Subtitles | لذا رميت خاتمه بوجههِ، و صدمني بالحائط، و طوّق رقبتي بيده. |