ويكيبيديا

    "خاصة في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • özel bir
        
    • Özellikle de
        
    • özellikle
        
    • ta özel
        
    Pers bahçeleri tarihimiz boyunca hep özel bir yere sahip olmuştur. Open Subtitles الحدائق دائما ماكان لها مكانة خاصة في بلاد فارس طوال تاريخنا
    Doğru miktarda paraya özel bir güvenlik şirketinin neler yaptığını duysan şaşarsın. Open Subtitles ستدهشين بما يمكن أن تفعله شركة أمن خاصة في سبيل السعر الصحيح
    Fakat asıl problem bunun doğru olması, çünkü işgücümüzde aşırı bir çeşitlilik eksikliği var, Özellikle de etki alanlarında. TED والمشكلة هي إن هذا صحيح نوعا ما لأن هناك نقصاً شديداً في التنوع في عمالتنا، خاصة في مواقع المؤثرة.
    Şimdi buna sahibiz. Özellikle de, birleştirilmiş politik-ekonomik alan anlamında. TED نحن نملكها الآن، خاصة في سياق توحيد المجالين السياسي والإقتصادي.
    Yanlış insanları sinir etme konusunda özel bir yeteneği vardır. Open Subtitles لقد كانت لديه براعة خاصة في إغضاب الناس غير المناسبين
    Antik çağlarda Kudüs'te bir tapınakta; din adamlarının Kudüs'teki tapınağın özel bir masasına koydukları özel bir ekmekleri olduğunu anlatıyorlardı. TED ويقال فيه انه في قديم الزمان في معبد في القدس كان النُساك يمكلون الخبز الذي كان يوضع على طاولة خاصة في ذلك المعبد
    Önceki Albaylar, San Pablo'yu, Çin sularında özel bir görev için tasarladı. Open Subtitles الكباتن الذين كانوا قبلي هم من قام بتصميم حصي الرمال لمهمة خاصة في المياه الخلفية للصين
    Aslına bakarsan, Bay Burns'un yumuşak karnını didiklemek, eğer büyük bir dikkat ile yapılırsa.... ...babama yaşlı adamın kalbinde özel bir yer kazandırabilir. Open Subtitles في الواقع يا أمي ، إن التحدث عن النواقص بأسلوب لطيف قد يكسب أبي مكانة خاصة في قلب الرجل
    Ustamdan bana çok özel bir hamle ve_BAR_vuruş öğretmesini istedim. Open Subtitles سألت المعلم أن يعلمني طريقة خاصة في الضرب
    Sanırım sigaradan daha kötüleri de vardır. Özellikle de bizim işimizde. Open Subtitles أعتقد أن هناك نقائص أسوأ من التدخين خاصة في مجال عملنا
    Ve bu da iş gücümüze zarar veren çeşitlilik yetersizliğine neden oluyor, Özellikle de etki alanlarında. TED وهذا ما ينتج الضرر السخيف في نقص التنوع في قوانا العاملة، خاصة في مناطق النفوذ.
    Bunlar bana güç veriyor Özellikle de son günlerde. Yapmak istediğim bu, biliyorum. TED لذا، فإن هذا أمراً مُلهماً بالنسبة لي، خاصة في الآونة الأخيرة، وأنا أعلم أنّه أمرٌ أودّ القيام به.
    Ama buna daha çok şahit olmalıyız, Özellikle de dünyanın güneyinde. TED ولكننا بحاجة إلى رؤية المزيد من ذلك، خاصة في القسم الجنوبي من العالم.
    Kinik felsefenin hâlâ hayranları var, Özellikle de toplumun durumunu sorgulamak isteyenler arasında. TED ما زال فلاسفة السخرية يحظون بالمعجبين، خاصة في أوساط الذين يحاولون التشكيك في حالة المجتمع.
    özellikle son olanlardan sonra başkanın diğer seçenekleri de düşünmeye karar vermesine sevindim. Open Subtitles انا سعيد ان الرئيس على استعداد لتقبل افكار بديلة خاصة في ضوء ماحدث
    Stüdyo H projesini ilk yılda özellikle küçük tuttuk. 13 öğrenci ve 2 öğretmen katılıyor ve tek mekanda tek proje hedefleniyor. TED وعينا أن استديو اتش, خاصة في سنته الأولى قصة صغيرة 13 طالبا, و معلمين انه مشروع واحد في مكان واحد
    Bunun üzerine sen nasıl bir gazeteyi idare etmenin getirdiği sorumlulukları üstlenme kararını verdin? özellikle karmaşa dolu böyle bir zamanda. TED فكيف استطعت ان تمسكي بزمام الامور وتتولي المسؤوليات المتعلقة بادارة تلك الصحيفة خاصة في اوقات عصيبة مثل اوقات الصراع الحالي ؟
    Ayrıca Greenwich, Connecticut'ta özel okulda okuyan üç çocuğum var. Open Subtitles وثلاثة أولاد في مدرسة خاصة في (كونيكتيكات)

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد