Özellikle de ukala bir kaltak aniden ortaya çıkınca. | Open Subtitles | خاصة مع بعض العاهرات الذكية التى تظهر فجأة لتخرجنا من حدة العمل |
Her şey çılgınca değişiyor olsa bile girişimciler, bankacılar, hepsi bazı şeyler hep aynı kalıyordu, Özellikle de Steve. | Open Subtitles | المغامرون الرأسماليون والمصرفيون وكل ذلك هناك أشياء بقيت على حالها خاصة مع ستيف |
Özellikle de ne kadar uzun süre önce yapıldığının düşünürsen. | Open Subtitles | خاصة مع الوضع فى الاعتبار منذ متى تم صنعه |
Sanırım geçen sefer rapor ettiğim kadının Başkan Joo'yla özel bir ilişkisi var. | Open Subtitles | أعتقد أن الفتاة التي تحدثت عنها آخر مرة لديها علاقة خاصة مع الرئيس |
Basketboldan pek anlamayan Brian Tranberg ile özel bir şey konuşuyorduk ve Geoffrey hakkında söylediğim şey, etrafta dolanıp fırdöndü taklidi yapmakta iyi olduğuydu. | Open Subtitles | وكنت بعد محادثة خاصة مع بريان ترنبيرث، الذي، بالمناسبة، يعرف القرفصاء حول كرة السلة، |
Hayır, ben babamla özel olarak görüşüyorum. | Open Subtitles | لا .. أنا من يعيش لحظة خاصة مع أبي لا .. |
Cenazeyi aile arasında defnetmek istediklerini, ardından da bir ay gibi bir zaman sonra anısına dini bir tören düzenlenebileceğini özellikle belirttiler. | Open Subtitles | إنها أمنيتهم بأن تقام جنازة خاصة مع إقامة حفل تأبيني بعد شهر |
Özellikle de seni en başta nakavtla yere sermiş biriyle. | Open Subtitles | خاصة مع الشخص الذى هجرك من حياته بالمقام الأول |
Sisteme gizlice girilmesi çok zordur, Özellikle de, içinde bulunduğumuz zaman kısıtlamalarıyla. | Open Subtitles | سيكون من الصعب للغاية التسلل على هذا النظام خاصة مع محدودية الوقت لدينا |
Özellikle de genç erkeklerle çıkan kadınlar için. | Open Subtitles | .. خاصة مع الناس اللواتي يواعدن رجالاً أصغر منهنّ .. |
Hiç önemli değil ama bazı şeyler için Özellikle de tecrübesiz kadınlar için işin en başından başlamayı uygun görürüm. | Open Subtitles | كل شيء جيد تماما لكن بالنسبة للأشياء الصغيرة، خاصة مع إمرأة بدون خبرة أرى أن نبدأ من البداية |
Son model bir kliniğe gelmeniz hiç gerçekçi olmuyor Özellikle de Yankee bir doktora gelince. | Open Subtitles | انها بالكاد أصلية ان اتيتما الى عيادة في مقاطعة نيوفانغلاند خاصة مع طبيب يشجع الشمال |
Siyasi tartışmalardan gerçek diyaloğa geçebilmek şu sıralar odaklanmamız gereken önemli bir beceri, Özellikle de en çok değer verdiğimiz kişilerle. | TED | إن قدرتنا على تحويل النقاش السياسي إلى حوار حقيقي مهارة مهمة ينبغي أن نركز عليها جميعا الآن. خاصة مع الأشخاص الذين نهتم لأمرهم كثيرًا. |
Özellikle de çocukken edindiğimiz korkularla ilgili olarak. | TED | خاصة مع وجود مخاوف مكتسبة عندما كنت طفلا . |
Çünkü bu hacı... aya karşı özel bir ilgi hissediyorsa... dışarı çıkıp ona bakmak istiyor olabilir. | Open Subtitles | لأنه لو كان هذا الشخص يشعر بعلاقة خاصة مع القمر سيحب أن يخرج إلى هذا الفناء وينظر إليه |
Adalet Bakanlığının üyelerinden özel bir toplantı isteyeceğim ve bu konuyu tartışacağız. | Open Subtitles | سأطلب جلسة خاصة مع أعضاء وزارة الدفاع وسنناقش هذا |
Cortazar ile özel bir konuşma yaptım ve onun sübyancılığı Eros. | Open Subtitles | حظيت بمحادثة خاصة مع كورتزار و إيروس هو المعتدي الجنسي على الأطفال الخاص به |
Mesajda "yeni bir mühendis ile özel bir fırsat" deniliyor. | Open Subtitles | الرسالة, توضح "فرصة خاصة" مع "المهندس الجديد" |
Bir müşteri ile özel bir konuşma yapma hakkına sahibiz. | Open Subtitles | لدينا الحق بمحادثة خاصة مع عميل مُحتمل |
Müvekkilimle özel olarak konuşmalıyım. | Open Subtitles | أريد الإذن بمحادثة خاصة مع موكلي |
Cenazeyi aile arasında defnetmek istediklerini, ardından da bir ay gibi bir zaman sonra anısına dini bir tören düzenlenebileceğini özellikle belirttiler. | Open Subtitles | إنها أمنيتهم بأن تقام جنازة خاصة مع إقامة حفل تأبيني بعد شهر |