11 Eylül'de bir kriz vardı çünkü yanlış yöne bakıyorduk. | TED | في 11 سبتمبر، واجهنا كارثة لأننا كنا نتبع طريقا خاطئا. |
Bir mektubumu yanlış bir yere verdi. Onu geri almalıyım. | Open Subtitles | وأوصل رسالة تخصني الى عنوانا خاطئا وأريد عمل الترتيبات لاسترجاعها |
yanlış numara olduğu bariz değil mi? Ne sanıyorsun ki? | Open Subtitles | من الواضح انه كان رقما خاطئا ماذا كنتِ تفكّرين ؟ |
Bu çok yanlış. Her yönüyle oldukça yanlış. - Bunu unutalım. | Open Subtitles | .هذا امر خاطي في كل شي , ويمكن ان يكون خاطئا |
Eğer bir şeyler yanlış giderse, kırıp... ..anahtarı sana atacağım. | Open Subtitles | إذا اي شيء حدث خاطئا سأكسر الزجاج وارمي المفتاح اليك |
Ne söylersem söyleyeyim yanlış anlaşılacağı bir dönemdeyim, haksız mıyım? | Open Subtitles | واحده من تلك اللحظات حيث أي شيء سأقوله سيكون خاطئا |
Eğer hayatında bir kere ses duymadıysan, o zaman yanlış bir şeyler yapmışsındır. | Open Subtitles | إذا كنت لم تسمع أصوات مرة واحدة على الأقل، كنت تفعل شيئا خاطئا. |
Size söylemeden Rusya'ya gitmenin yanlış bir şey olduğunu anladım şimdi. | Open Subtitles | ادرك ان الذهاب الى روسيا بدون ان اعلمكم كان قراراً خاطئا |
Doğru bir şey yaptığında kendini iyi hissedersin, yanlış bir şey yaptığında kendini kötü hissedersin. | TED | تشعر بالفخر عندما تفعل شيئاً صائباً ، و تشعر بالضيق عندما تفعل شيئا خاطئا. |
Tıpkı Internet dünyasında söyledikleri gibi: eğer şu anda da altı ay önce yaptığınızı yapıyorsanız yanlış şeyi yapıyorsunuz. | TED | كما يقولون في عالم الإنترنت: إذا كنت اليوم تفعل الشيء نفسه الذي كنت تفعله قبل ستة أشهر، فأنت تفعل شيئا خاطئا. |
Muhtemelen kavramda hatalıydı. yanlış anlamışsınızdır. | Open Subtitles | وربما يكون اعتقادك خاطئا ايضا, لقد اسأت الفهم وقتها |
Doğru ya da yanlış, her şey ona bağlı. | Open Subtitles | ،وسواء كان موقفه صحيحا أم خاطئا فكل هذا يتوقف عليه |
Evet, ama yanlış bir şey yapmasaydı, başı dertte olmazdı. | Open Subtitles | نعم لكن إن لم يفعل شيئا خاطئا لم يكن ليكون في ورطة |
Eğer yanlış bir şey yapacaksan adam gibi yap. | Open Subtitles | اذا فعلت شيئا خاطئا ففعليه عل الوجه الصحيح |
Hala yanlış alarm olduğunu nasıl bildiğini anlamadım. | Open Subtitles | أنا لم أفهم كيف علمتي بأنه كان إنقباضا خاطئا أترين أية أطفال؟ |
Bir yerde yanlış yaptık, ama! Sanırım bankaya doğru gitmiyoruz artık. | Open Subtitles | أظن أننا سلكنا طريقا خاطئا لا أظن أننا ما زلنا متجهين للبنك |
Ama doğru ayakkabıları ararken yanlış bir sokağa girmiştim ve... | Open Subtitles | أخذت منعطفا خاطئا تبحث عن الأحذية المناسبة، |
"Nerede hata yaptık? Ne yapmamalıydık?" | Open Subtitles | ما الذي فعلناه وكان خاطئا ، ما الذي يجب ألا نفعله؟ |
- İyi. Ama işler ters giderse, sana söylediğimi unutma. | Open Subtitles | لكن تذكّري أنّي أخبرتُكِ هذا عندما تسلك الأمور مُنحنى خاطئا. |
İslam sizin ülkenize 2001'de düşmanlıkla girdi. Bu yanlıştı. | Open Subtitles | الإسلام جاء إلى بلدك بعدائية عام 2001، وذلك كان خاطئا. |
Ortaya çıkmayınca bir terslik olduğunu anladım. | Open Subtitles | اذن عندما لم تظهر شعرت ان هناك شيئا خاطئا |
- Olamaz. Bir sıkıntı var. | Open Subtitles | أوه ,لا شيئا خاطئا هنا |
Kötü karşılayacağını düşünmüştüm. Neyse ki yanılmışım. | Open Subtitles | لأنني أعتقدت أنك ستأخذين ذلك بشكل خاطئ شكرا لله لقد كان ذلك خاطئا |