Ve dünyamıza getirdiği her karanlık ruhla beraber, büyük planı daha da güçleniyor. | Open Subtitles | ومع كل روح شريرة يأتي بها إلى عالمنا، فإن خطته الكبرى تزداد قوةً. |
planı başarıyla uygulandığında, ...ölen domuzdan geri kalanları pencereden aşağıya çekti, ...geriye yalnızca ahşap dübel ve balonun gerçeği açığa çıkaran parçası kalmıştı. | Open Subtitles | وتمت خطته القاتل سحب الخنزير المحتضر خارج النافذه وترك خلفه الوتد الخشبى |
Ama adamın bir planı var, ve sen de buna dahilsin. | Open Subtitles | لكننى أعرف أن عنده خطة ويبدو أنكِ لست إلا جزئاً من خطته |
Yani planını çözüp onu yakalamamız lazım ve suratına yumruğu yapıştıracaz. | Open Subtitles | لذلك كل ما علينا فعله لإصطياده هو بإكتشاف خطته التالية وبعدها سنضربه حتى يلاقي حتفه |
Ve planının işlemesi için elinde oynatabileceği ve kontrol edebileceği birine ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | ولكي ينفذ خطته ، كان يحتاج شخصا ما شخص يستطيع التحكم فيه واستغلاله |
Göz önüne almayı unuttuğu bir ayrıntı dışında plan kusursuzdu. | Open Subtitles | خطته كانت مـُحـْكـَمة عدا شيء واحد فشل في التفكير فيه |
Ve sonunda Paul Renauld 10 yıl önce uyguladığı planı başlattı. | Open Subtitles | وأخيرا ,بدأ بول بوضع خطته فى حيز التنفيذ واعاد تمثيل خطته التى نفذها منذ 10 سنوات من قبل |
Bir planı varsa bile, onu bize söylemeyecek. | Open Subtitles | هو لم يخبرنا ما هى خطته, لو كان لديه واحدة |
planı, benim dağda sonsuza dek kapalı kalmamı sağlayıp bütün büyük savaşçıların dinlenme yeri olan Vahalla'da silah arkadaşlarımla tekrar buluşmamı engellemekti. | Open Subtitles | كانت خطته أن اقضي طوال الأبدية في قلب الجبل و إلا اجتمع مع رفقائي في فالهالا |
Ben de şaşkına dönmüştüm. Ama sonradan anladım ki, planı bu değildi. | Open Subtitles | أنا توقفت في البداية لكن بعد ذلك ادركت بانها لم تكن خطته مطلقا |
planı, çalınan 10 milyon doları getirerek karşılığında 300,000 dolar istemekti. | Open Subtitles | كانت خطته أن يطلب ال300 ألف دولار أتعاب ليغطي على ال10 ملايين التي سرقها لقد تحول الأمر إلى كارثة |
planı, çaldığı 10 milyon doları bulmak için 300 bin dolar para istemekti. | Open Subtitles | كانت خطته أن يطلب ال300 ألف دولار أتعاب ليغطي على ال10 ملايين التي سرقها لقد تحول الأمر إلى كارثة |
Ve ben de dedim ki, sadece on genin ve bir Chuunin olayı çözerse planını değiştireceğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | ولكن , أشك بأنه سيغير خطته لأنه اكتشف فقط من قبل 10جينين وتشونين |
Birileri çığlığını duymuş olmalı ki adam planını gerçekleştiremedi. | Open Subtitles | فلابد أن هناك من سمع صراخها. ولم يكن يستطيع إتمام خطته. |
Wickie'nin planını Urobe ve Lee Fu'nun haricinde kimsenin anlamamasına rağmen plan işlemeye başlamıştı. | Open Subtitles | باستثناء أوربي و وفو لي لم يفهم أحد فكرة فيكي فان خطته كان يضعها خلال تحركهم بينما يحتاج سفين 4 أيام للوصول |
Hayır, Ghost planının işe yaraması için Angela'nın hayatta olması gerekiyor dedi. | Open Subtitles | لا , جوست يقول أنه فى حاجة لها حية لكى تنجح خطته |
Günah haftamız sadece beni ikna etme planının bir parçasıydı. | Open Subtitles | وأسبوع الخطيئة الذي قضيناه معاً كان جزءً من خطته لإقناعي |
Efendim, Hitler'in son dakikada plan değiştirmeyeceğini ne bilelim? | Open Subtitles | سيدي ، كيف لنا أن نعرف أن هتلر لن يغير خطته في الدقيقة الأخيرة ؟ |
Şimdi kalan tek şey planlarını açığa vurabilecek kalan delilleri yok etmekti. | Open Subtitles | الان كل ما تبقى فعله هو تدمير اي دليل قد يكشف خطته |
-Sonra hisseleri çöpe attı. Onun planıydı başından beri. | Open Subtitles | و من ثم أغرق الأسهم لقد كانت خطته منذ البداية |
Görünüşe göre bu planın bi parçası da senmişsin | Open Subtitles | أياً ما تكون خطته فمن الواضج أنك لست جزءاً منها |
planına sadık kalabilmesi için bizim arabasını takip etmemizi istedi. | Open Subtitles | لقد أرادنا أن نتبع السياره بينما هو ملتزم بتنفيذ خطته |
Bu planında ben ayak bağı oluyordum. | Open Subtitles | وأنا كنت اقف عائقا في طريق تحقيق خطته الكبيرة |
Sadece tempo değişikliği dedi, ama aslında işi Chad'a yaptırmayı planlıyor. | Open Subtitles | . لقد قال أنه مجــرد تغيـــرللجو , لكن خطته الحقيقيه هي ان يجعل سادو يقوم بالعمل |
Plânı işe yaramadı ama diğer yandan büyük şansızlık. Her kimse tekrar deneyeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | خطته لم تعمل، إلاّ بالحظ السيء ونتوقع بشدّة أنّ الفاعل سيحاول مجدداً |
Biliyorum beni ilgilendirmez ama onun planıyla hareket etmen senin için iyi olabilir. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس من شأني لكن قد يكون ظرورياً أن توافق على خطته |
Bu haberin doğruluğundan zerre emin değilim. Bay Charles bu zalim planından söz etti. | Open Subtitles | لست متأكدة أنه يجب أن أصدق هذا لقدسمعنا السير تشارلز يروي خطته الوحشية |
Beni vurursan bu adamın plânını asla öğrenemezsin Jim. | Open Subtitles | اقتلني ولن تعلم قط بما هي نهاية خطته يا (جيم) |
Ortağımızın, içinde bulunduğum binayı havaya uçurma planlarından senin de haberin yoktu herhalde? | Open Subtitles | هل أستطيع القول أن شريكنا لم يخبرك عن خطته لتفجير مبنى كنت بداخله؟ |