Ben sadece alanda manevra yapmaktan bahsediyorum, içinden geçmeyi değil. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن المناورة ضمن الحقل لا العبور من خلاله |
Anlamı taşıyan ortak bir kod sayesinde iletişim kurduğumuzu sanıyoruz. | TED | نعتقد أننا نتمكن من التواصل لامتلاكنا لهذا الرمز المشترك والذي من خلاله يتم طرح ومشاركة المعنى. |
- Bizi kırmızı halılarla karılayacaklar Büyük servetimiziıngırdatarak içeri gireceğiz, son model hidrolik makinalarda rüzgar gibi esip heriflerin bütün parasını söyüleyeceğiz. | Open Subtitles | 80 مليون نقدا إيداعات في خزانة على مصعد كهرومائي. كنّا خلاله. |
İçine girdiğimiz bilgi çağından rahatsız olabilirsiniz. | TED | قد يساورك الشعور بالضيق إزاء عصر المعلومات الذي نتحرك خلاله. |
İleri geri hareket edebilen bir delik saptadı bu deliğin ucundan hızlı bir şekilde ilerleyerek delik vasıtasıyla geçmişe gitti. | Open Subtitles | لقد استطاع تثبيت ثقب دودي قابل للعبور من خلاله وحفز المسرع في نهاية ذلك الثقب إلى الماضي وسافر من خلاله |
Onun aracılığıyla konuşmayı öğreneceksin... ve bundan böyle şiirlerin kanla yazılacak. | Open Subtitles | ستتعلم أن تتحدث من خلاله وشِعرك الآن سيُكتب بالدم |
Ama olay şu ki, bunu çözmek bize bağlı ve gideceğimiz yolu gösterecek bir yapıya ihtiyacımız var. | TED | ولكن نحن من يجب أن يقرر ذلك، لذا فإننا بحاجة لإطار محدد، وسبيل يمكننا من خلاله استكشاف ذلك. |
Ben sadece alanda manevra yapmaktan bahsediyorum, içinden geçmeyi değil. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن المناورة ضمن الحقل لا العبور من خلاله |
Belki de etkisini arttırmak için içinden elektrik akımı geçiriyordur. | Open Subtitles | ربما مررت من خلاله تيار كهربائي كي تزيد من فعاليته |
Tek şansı kaskatı kesilip kalmak ve çekirgenin bakışlarının içinden geçip gitmesini ummak. | Open Subtitles | وأفضل فرصه هى فى البقاء ثابتاً وأن يثق بأن الصرصار ينظر من خلاله |
Ama, orası sayesinde olan bitenden anında haberdar oluyoruz. | Open Subtitles | لكنه المكان الوحيد الذي يمكن أن نحظى خلاله بإنذار مبكر.. |
İşte hayaletler böyle geldiler. Her yere yayıldılar. Bu fay hatları sayesinde sürükleniyorlar. | Open Subtitles | وهكذا تعبر الأشباح من خلاله إنهم يتسربون عبر الشقوق |
Kapıdan içeri girdiğinde... sadece kapıdan girmiş olmamalısın. | Open Subtitles | تمام، لو خطوت من هذا الباب ليس فقط كانك تسير من خلاله |
İçeri girmek isteyen herkes onun denetiminden geçiyor. | Open Subtitles | يريد ألا يصل أحد للإمبراطور إلا من خلاله |
Solucan deliğini açık tutmak için içine bir şeyler göndermek gerekir. | Open Subtitles | يريدون إبقاء الثقب الدودي مفتوحا لإرسال أي شيء خلاله |
Harvey seni hep kollayacak. Onun vasıtasıyla ben de seninle temas halinde olacağım. | Open Subtitles | هارفي سوف يبقى ، وسأكون على اتصال معك من خلاله |
Onun aracılığıyla konuşmayı öğreneceksin... ve bundan böyle şiirlerin kanla yazılacak. | Open Subtitles | ستتعلم أن تتحدث من خلاله وشِعرك الآن سيُكتب بالدم |
Bu Ali denen adamla bağlantısını bulmamızın sadece birkaç yolu var. | Open Subtitles | انه الامر الوحيد الذى يمكننا من خلاله حقيقة اتصاله بعلي |
Eğer bakış açım beni içeriye sokabiliyorsa, o zaman içeriye girdiğimde tanrı onları korusun. | Open Subtitles | إذا كان الأمر هو أن أدخل عبر باب فليكن الله فى عونهم إذا مررت من خلاله |
Sanıyorum ki, o şeyin kendisi üzerinden nasıl işlediğini kesinlikle bilmiyordu. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه كان يعلم تماما كيف كان يعمل من خلاله |
Şimdi bunların içerisinden uçacağız. | TED | الآن نحن في طريقنا للطيران من خلاله بقدر لفة تساوي مليون. |