Son iki saat içinde şu ağacın yanından 4. kez geçiyoruz. | Open Subtitles | إذاً هذه رابع مرّة نمرّ على هذه الشجرة خلال الساعتين الماضيتين |
İki saat içinde tüm ortaklara elektronik ortamdan yasal uyarı gönderebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك إليكترونيا أن تقوم بإرسال مذكرة قانونية لكل شريك خلال الساعتين القادمتين؟ |
Önümüzdeki iki saat içerisinde, $100'lık banknotlar halinde beş milyon dolar bulacaksın. | Open Subtitles | خلال الساعتين القادمتين عليك احضار خمسة ملايين دولار فئة المئة دولار وغير متسلسلة |
Önümüzdeki iki saat içerisinde, $100'lık banknotlar halinde beş milyon dolar bulacaksın. | Open Subtitles | خلال الساعتين القادمتين عليك إحضار خمسة ملايين دولار فئة المئة دولار وغير متسلسلة |
İki saattir, durmadan kahve içtim. Acayip dinçim. | Open Subtitles | كنتُ أشرب القهوة خلال الساعتين الماضيتين أشعر بأني مفعمة بالحيوية |
Doğru, ama önümüzdeki birkaç saat için, ...lütfen intikam almaya çalışma. | Open Subtitles | صحيح، ولكن خلال الساعتين التاليتين قومي فقط بإعطائها خدك الآخر |
Ama önümüzdeki birkaç saat içinde kendi başkanlığını tanımlayabilir. | Open Subtitles | و لكن فى خلال الساعتين المقبلتين سوف يعرّف عن رئاسته |
Bu trenin iki saat boyunca durmayacağını duymuştum. | Open Subtitles | أتعلم، سمعت أن هذا القطار لن يتوقف خلال الساعتين المقبلتين |
Önümüzdeki iki saat tüm bu mıntıka için istihbarat raporu istiyorum. | Open Subtitles | أريد تقريراْ كاملاْ من المخابرات لهذة المنطقة خلال الساعتين القادمتين |
ve eğer iki saat içinde Duke'ü geri alamazsam disketlerin hepsini federallere veririm. | Open Subtitles | إذا لم أستعيد الدوق خلال الساعتين القادمتين سأعطى هذة الأقراص إلى الفيدراليين هل تسمعنى ؟ |
Hayır, iki saat içinde 15 bin dolar istiyor Nate, yoksa barı alacak. | Open Subtitles | كلا , إنّه يريد 15 ألف دولار خلال الساعتين المقبلتين أو أنّه سيأخذ الحانة |
Dinle. Eğer iki saat içinde elimde olmazsa neler olacağını anlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | ،إستمع، إذا لم أحصل على هذه الأشياء خلال الساعتين المقبلتين |
Güzel. Önümüzdeki iki saat içinde gitmeye hazır olmak istiyorum. | Open Subtitles | جيد، أريد أن استعد للتحرك خلال الساعتين القادمتين |
Az önce teröristlerin nükleer bir aygıtı önümüzdeki iki saat içerisinde patlatabileceklerini öğrendim. | Open Subtitles | لقد علمت للتو أن الارهابيين ربما يطلقون الصاروخ النووي خلال الساعتين القادمتين |
İki saat içerisinde sevişecek birilerini bulamayacaksın gibi geliyor. | Open Subtitles | إنه ليس أنك ستجد أحد الآن لتمارس الجنس معه خلال الساعتين القادمتين |
Salazarlar iki saat içerisinde virüsü salacaklar. | Open Subtitles | آل (سالازار) سيطلقون الفيروس خلال الساعتين القادمتين |
Aslında hayır, son bir iki saattir dinlemiyoruz. | Open Subtitles | في الواقع لا، لم نكن نستمع خلال الساعتين الأخيرتين. |
İki saattir nerede olduğumu bilmek isteyen var mı? | Open Subtitles | هل يريد أحد معرفة أين كنت خلال الساعتين التي مضت؟ |
Son iki saattir eylemlerinizi iki Senatöre, Adalet Bakanı'na ve Rusya'nın Amerika Büyük Elçisine açıklamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اترى ، خلال الساعتين الماضيتين تحتمَ عليّ تفسير سببِ إفعالكم لسيناتورين رئيس المحاماة والسفير الأمريكي لروسيا |
Üzgünüm dostum, biz burayı önümüzdeki birkaç saat için kendimize tuttuk da. | Open Subtitles | آسف يا صديقي! ... هذا المكان لنا خلال الساعتين القادمتين. |
Yaraların tazeliği, son birkaç saat içinde gerçekleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الآثار الحديثة الموجودة على الجروح تشير بأنّ الجريمة وقعت خلال الساعتين الماضيتين |
-FBI birkaç saat içinde baskın yapacak. | Open Subtitles | سيداهم رجال الأف بي آي أحد محلاتك خلال الساعتين القادمتين |
Ben iki saat boyunca ne yapacağım? | Open Subtitles | -وماذا سأفعل خلال الساعتين ؟ |