Ama gerçek Nemesis ulaştığında, yarattığı şey dünyayı kurtarmada temel alınacak. | Open Subtitles | لكن ما خلقه سيكون ضروري لإنقاذ الكوكب عندما نيميسيس الحقيقي يجيء |
Bir iki gün sonra Tanrı'nın bu gezegende yarattığı en güzel toprakları göreceksiniz. | Open Subtitles | بعد يوم أو يومين سترى أجمل ريف خلقه الله |
Ayrıca insanoğlu, Allah'ın yarattığı... en üstün varlıktır ve değerlidir. | Open Subtitles | و البشر هم أعلى المخلوقات و حياة الإنسان غالية فهي من خلقه |
Liebniz metafiziksel dış görünüşüyle, bir Ortodoks Hristiyandı ya da öyle davranıyordu ve dünyanın neden var olduğunu şöyle belirtmiştir: Çünkü onu Tanrı yarattı. | TED | قد كان أو تظاهر بأنه مسيحي متدين بمظهره الميتافيزيقي الخارجي، حيث قال إنه واضح لماذا العالم موجود: لأن الله خلقه. |
Öyle. Ama etrafında bir tane yaratıldı. | Open Subtitles | إنها كذلك لكن كان لديك واحد قد تم خلقه حولك |
Pico, Tanrı'nın yaratmış olduğu güzel ve sırlı kâinatı idrak edebilecek bir varlık arzuladığını ileri sürdü. | TED | وادعى بيكو أن الله أراد مخلوقاً قادرا على استيعاب جمال و تعقيد الكون كما خلقه. |
Tanrı bile ne yarattığını bilmiyor. | Open Subtitles | الله لا يتعرف على ما خلقه |
Tanrı'nın olmasını istediği şey yüzünden bir çocuğu sorumlu tutamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومي طفلاً على ما خلقه الله عليه |
Tanrı'nın bizi dünyaya, yarattıklarından zevk almamız için gönderdiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد ان الله وضعنا على الارض لنستمتع بالحياة ونتمتع بالعالم الذي خلقه لنا |
Bazıları ise bu lanet şeyin yarattığı batağa bulaşmış ve hayatta kalmaya çalışan kimselerdi. | Open Subtitles | والبعض منهم فقط إنغمسوا في الجنون الذي خلقه وضعنا الذي نحن به وأيضاً مجرد البقاء على قيد الحياة |
Bu dünyanın ve yarattığı her şeyin sevdiği her şeyin kül olmasını görecek. | Open Subtitles | ليس قبل أن يرى هذا العالم و كل شيئ قد خلقه و كل شيئٍ أحبه يتحول إلى رماد |
Bundan faydalanıyor, yakındaki diğer suçluların yarattığı... | Open Subtitles | إستفاد من ذلك, بث الخوف الذي تم خلقه من قبل المجرمين الآخرين 496 00: 23: |
Bu dünyanın ve yarattığı her şeyin sevdiği her şeyin kül olmasını görecek. | Open Subtitles | ليس قبل أن يرى هذا العالم و كل شيئ قد خلقه و كل شيئٍ أحبه يتحول إلى رماد |
Yani kendi yarattığı dengesizlikten yararlanmaya mı çalışıyor? | Open Subtitles | لذا ، إنه يُحاول أخذ ميزة من عدم الإستقرار الذي تسبب هو في خلقه |
Tanrının yarattığı herşeyin mahvedilmesi ne kadar da kolay. | Open Subtitles | كم من السهل تدمير كل ما خلقه الله |
Onların istediği de bu. Tanrının yarattığı mezarlığı açıp, özgür kalmak. | Open Subtitles | بأن يتحرروا من الضريح الذي خلقه الرب |
Tanrı dünyayı mükemmel yarattı, onu yok eden bizleriz. | Open Subtitles | إنه عالم مُتهدم، الله خلقه بشكل مثاليونحندمرناهبالمقامالأول.. |
" İşte Yeni Dünya sonunda onu yarattı." | Open Subtitles | "هذا هو إذن ما خلقه العالم الجديد أخيرا" |
Bu gün yaratıldı, ama kimse bilmiyor. | TED | ربما لقد تم خلقه. لا أحد يعلم |
Bu gezegen bizim için yaratıldı. | Open Subtitles | هذا الكوكب تم خلقه من أجلنا |
Tanrı, bugünü bütün iyi günler için prototip olarak yaratmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذا اليوم هو اليوم الذي خلقه الرب كنموذج أولي لكل الأيام الجميلة |
Onu neyin yarattığını bulmalıyız. | Open Subtitles | ما خلقه |
Sanırım, Tanrı'nın yarattıklarından bazılarının saf deli olması, bütün insanlığın bir mucize olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لا أظن انه 000 يقلل ابداً من معجزة الله في خلقه أن بعض خلقه |
Tanrının en sevdiği, ilk çocuğu belki sen yarattıkları içinde kalan tek sevdiği şeysin. | Open Subtitles | بكونك المفضل لدى الإله و ابنه الأول قد تكون أنت الوحيد من بين جميع خلقه الذي ما يزال يهتم به |
Sayende, Tanrı sonunda beni O'nun yarattıklarına hükmederken görecek. | Open Subtitles | بسببك سيراني الرب أخيرا أحكم خلقه |
Ama Tanrı'nın yarattıklarının bir fayda uğruna kurban edilebileceğine inanıyorsak o zaman aptalızdır. | Open Subtitles | لكننا حمقى لو ظننا أن ما خلقه الرب يمكن التضحية به لتحقيق ربح سريع. |