Bu şartlar altında, Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | في ظل هذه الظروف ، ليس لدينا أية خيارات أخرى. |
Enerji üretmek için fosil yakıt içermeyen Başka seçenekler de var. | TED | هنالك خيارات أخرى لتوليد الطاقة أيضاً لا تتضمن الوقود الأحفوري |
Bunun yasaklandığını biliyorum, Ama Başka seçenek yok. | Open Subtitles | أعلم أن هذا محظور، ولكن لا توجد أى خيارات أخرى |
Aslına bakarsan başka seçeneği olmayan biri için gayet güzel bir anlaşma. | Open Subtitles | ولكن بكلتا الحالات انها , ام,انها فرصة جيده مع النظر الى حقيقة انني لا أملك خيارات أخرى |
Bu fabrika üretemiyordu. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | المصنع لم يكن منتجاً، لم تكن لديّ خيارات أخرى |
O zaman, diğer seçeneklere bakman gerekebilir. | Open Subtitles | حسناً إذاً، ربما يجب أن تكتشفي خيارات أخرى |
Bak, bunu telefonda yapmak istemezdim ama bana Başka bir seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أفعل هذا عبر الهاتف ولكنك لم تعطنى أى خيارات أخرى |
başka seçeneklerim vardı ama onları seçmedim. | TED | كان لدي خيارات أخرى ، لكنني لم أختر أي منها. |
Devlin haklı. Ayrıca, şimdi Kinsey öldüğüne göre, başka seçeneklerimiz var. | Open Subtitles | ديفلن محق , بجانب هذا الآن كينزي ميت , لدينا خيارات أخرى |
Ama kasabamızı korumak için Başka seçeneğimiz yok | Open Subtitles | نحن ليس عندنا خيارات أخرى إذا يجب علينا أن نحمي مجتمعنا. |
Bu noktada Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | نحن لا نملك أى خيارات أخرى فى هذه المرحلة |
Evet, belki. Ama Başka seçeneğimiz de yok gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد ذلك، ولكن لايبدوا أن أمامنا خيارات أخرى ؟ |
- Eğer gitmezlerse... - Eminim onları öldürmekten Başka seçenekler de vardır. | Open Subtitles | اذا لم يغادروا أنا على ثقة من أن هناك خيارات أخرى بخلاف قتلهم |
Seçme nedeninden emin değilim ama seçtiğin için hoşnutsuz değilim. - Başka seçenekler de olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا لست متأكدا ما هو اختيارك ولكن متأكد من أنه ليس خاطئا هناك خيارات أخرى |
O bir dahi değil. Benim bulup onun bulamayacağı Başka seçenekler de var. | Open Subtitles | هُو ليس بعبقري، هُناك خيارات أخرى لا يُمكنه إكتشافها ولكن بمقدوري ذلك. |
Pekâlâ, beklentilerin üstüne çıkmaktan Başka seçenek kalmadı. | Open Subtitles | حسناً، لا توجد أي خيارات أخرى فقط بتجاوز جميع التوقعات. |
Başka seçenek kalmadığı için, Altın Gölet'i bulmak zorunda. | Open Subtitles | بلا خيارات أخرى يجب أن تصل للبركة الذهبية |
başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه خيارات أخرى |
Ama ben burada olmak için işimi bıraktım. Bir çocuğum ve bir sürü faturam var, Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لكنني إستقلتُ من عمل لأكون هنا، لديّ طفل وفواتير ولا خيارات أخرى. |
Kanınızı laboratuvara göndereyim, sonra diğer seçeneklere de bakarız. | Open Subtitles | سأرسل عينة دمك إلى معمل .ويمكننا التفكير في خيارات أخرى |
Başka bir seçenek olmadığını sanıyorum. | Open Subtitles | ألا يفترض أنه هناك خيارات أخرى ؟ |
Bilgin olsun, başka seçeneklerim de var. | Open Subtitles | لمعلوماتك، لدي خيارات أخرى |
Seni zor durumda bırakmak istemem, ama sizden başka seçeneklerimiz olduğunu da bilmeni isterim. | Open Subtitles | لست أمثل دور العائق الصعب معك لكن أريدك أن تعلم أن لدينا خيارات أخرى |
Başka şansımız yok. Bize bazı cevaplar gerekiyor yoksa öleceğiz. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارات أخرى فنحن بحاجه إلى بعض الإجابات أو سنموت |
Ve bu durumda, Başka seçeneğin olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | .وفي هذه النقطة، لا أعتقد أن لديك أي خيارات أخرى |
Söylemek istediğim, başka seçeneklerde var. | Open Subtitles | ما اقوله هو ان هناك خيارات أخرى |
Kürtajdan Başka seçeneklerin de var. | Open Subtitles | هناك خيارات أخرى بجانب الاجهاض , أتعرفين هذا؟ |
- Fazla seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارات أخرى |
Üzerimize bu kadar büyük bir ordu gelirken başka seçenekleri de konuşmanın zamanıdır. | Open Subtitles | مع مثل تلك القوة التي نظمت ضدنا ، فقد حان الوقت لنناقش خيارات أخرى |