Bu kasabaya yardım etmeye çalışıyor ve bu onun seçimi. | Open Subtitles | . انها تحاول مساعدة مدينتها . و هذا هو خيارها |
Ne yapacağını bilemezsin ve ne olursa olsun bu onun seçimi olacak. | Open Subtitles | لا تعرفين ما كانت ستفعله وأياً كان ما ستفعله، فسيكون خيارها |
Kızın da seçimi olmalı ki gey olduğunu bilmediği sürece öyle olamaz. | Open Subtitles | يجب أن يكون خيارها أيضاً وهذا غير وارد طالما أنّها لا تعلم أنّه شاذ |
Bu onun seçimiydi. Bana karşı savaşındaki son zaferi. | Open Subtitles | ولكنه كان خيارها وكان آخر انتصارا في حربها ضدي |
Onun tercihi hepimizi etkiliyor. | Open Subtitles | خيارها يؤثر علينا جميعاً |
O seçimini yaptı. | Open Subtitles | لقد حددت خيارها و قد حان الوقت الآن لكي نحدد خيارنا |
Bu orospu çocuklarının kafası ne kadar kırık bilmem ama cinayet yine de onun kararıydı. | Open Subtitles | لا يهمني مدى جنون هؤلاء الناس سيزال خيارها للقتل |
Artık beni elinde tutamaz, yani, seçimi yoklukla çokluk arasında. | Open Subtitles | لايمكنها السيطرة علي الآن لذا خيارها بين الفقر والمال |
Bu kasabaya yardım etmeye çalışıyor ve bu onun seçimi. | Open Subtitles | . انها تحاول مساعدة هذه المدينة . وانه خيارها |
Haklı, John. Eğer kalmak istiyorsa onun seçimi. | Open Subtitles | أنه على حق يا جون, إذا كانت ترغب بالبقاء ستكون هذه خيارها |
Bu onun kendi seçimi. Bununla hiçbir alakam yoktu. | Open Subtitles | كان ذلك خيارها لم يكن عندي علاقة بذلك |
Bu, onun seçimi. Onun içini açacak olan, o. | Open Subtitles | انه خيارها هي من ستجري الجراحة عليه |
Ne yapacağını bilemezsin ve ne olursa olsun bu onun seçimi olacak. | Open Subtitles | -لا تعرفين ما كانت لتفعل وكائناً ما يكون، فسيكون خيارها |
Onun da Allison ile konuştuğunu zannetmiyorum. Fakat bu onun değil de Allison'un seçimi sanki. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه تحدث مع "أليسون" أيضاً لكن هذا سيكون خيارها ، أتعرفين |
- Kötü bir seçimiydi. | Open Subtitles | لقد كان خيارها السيء الوحيد |
Bu onun kendi seçimiydi. | Open Subtitles | -لم يكُن خيارها . |
Boston'daki tanıdığım, Meredith'in programlarının ilk tercihi olduğunu söylediğinden bahsetmişti sanki. | Open Subtitles | زميلتي في "بوسطن" قد تكون ذكرت بأن (ميرديث) قالت أن برنامجهم هو خيارها الأول. |
Bu onun tercihi, bizim değil. | Open Subtitles | خيارها, وليسَ خيارنا |
O seçimini yaptı ve sen hayatına devam edebilirsin artık. | Open Subtitles | هي صنعت خيارها و انت اخيراً تستطيع ان تتقدم في حياتك |
Bu sevilen eşin, annenin ve arkadaşın kaybının yasını tuttukça onun seçimini kavramamız çok daha zorlaşıyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير في فقداننا ...هذه الزوجة المحبوبة الأم والصديقة وهذا ما يجعل خيارها أصعب أكثر |
Söylemiştik ona, bu onun kararıydı. | Open Subtitles | لقد قلت له، وهذا هو خيارها. |
Söylemiştik ona, bu onun kararıydı. | Open Subtitles | لقد قلت له، وهذا هو خيارها. |