Kendisi de suçlu bulunacağı için... tanıklık yapmayı hep reddeder. | Open Subtitles | دائماَ يرفض الشهادة في المواضع التي قد تؤدي بالإطاحة به |
Filmlerde krallar hep ölümsüzlüğün sırrını ararlar. | TED | في الأفلام، يبحث الملوك دائماَ عن سر الخلود، |
Ben, daha kucuk bir cocukken, cocuklugumun ilk yillarindan bu yana, hep muzisyen olmak istemisimdir, tanriya sukurler olsun ki, oldum da. | TED | منذ ان كنت صبياً, في بدايات طفولتي, كنت دائماَ احلم بأن اصبح موسيقياً, والشكر لله فقد حققت ذلك. |
Söylemek istediğim Ben her zaman klüpten ayrılmadım. Bazı zamanlar... | Open Subtitles | كلا ما أقصده أني لا أغادر النادي دائماَ أحيانا .. |
Ona her gün gidiyorum çünkü her zaman buraya gelmenin hayalini kuruyordum. | Open Subtitles | كنت أذهب له كل يوم لأنني حلمت دائماَ أن أصل إلى هنا |
Öyle gözüküyor ki, o olayı ne kadar derine gömersem gömeyim birileri Sürekli eşeliyor. | Open Subtitles | يبدوا لا يهم عمق دفني لهذا الشيء دائماَ شخص ما يحفر له |
Aslında parlak biriydi. Gece yarısı hep kıvılcımlar saçarak fikirlerle uyanırdı. | Open Subtitles | كان عبقري يستيقظ منتصف الليل بالأفكار دائماَ يلقي بالشرار |
Bakın, ressam ne kadar soyut olursa olsun imzasını hep somut bir şekilde atıyor, değil mi? | Open Subtitles | لاحظوا بغض النظر عن بساطة الرسام في الإيجاز دائماَ يوقع باسمه ظاهرياَ |
Mrs Kennicut ile bütün randevularınız, hep o günün son dersi olmuş. | Open Subtitles | في كل مرة تقابلها في موعد يكون دائماَ آخر درس لليوم |
Sir Roger çoğunlukla emekliydi, bilirsiniz, son bir kaç haftaya değin, bu dönemde bu masraflı yapımı gerçekleştirmeye bizi ikna etti... hep yapmayı arzuladığı bir şeydi. | Open Subtitles | كان شبه متقاعد في الشهور الأخيرة حتى أقنعناه بهذا الإنتاج السخي ما كان يرده دائماَ |
Oh, boş ver polisi. hep giydiğimiz şu aptalca eski kumaş elbisedir. | Open Subtitles | تباَ للشرطة إنها مجرد قبعة مستديرة دائماَ يرتديها |
Şey, bayana hep söylediğim gibi, efendim, bir polisin payına düşen mutlu bir pay değildir. | Open Subtitles | كما أقول دائماَ للسادة ساحة الشرطة ليست سعيدة |
Onlara hep kanapelere erken başlamamalarını yoksa vıcık vıcık olacaklarını ve plaster gibi tat vereceklerini söylemelisin. | Open Subtitles | أخبرهم دائماَ ألا يبدأوا المقابلات حتى المساء وإلا سيبللون بسوائل مذاقها كضماد الجروح |
her zaman değil tabi. Bu odaya taşındığın günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حسنا، ليس دائماَ هل تذكرين اليوم الذي إنتقلتِ إلى هنا ؟ |
Günden Geceye, küresel bir proje ve benim işim her zaman tarihle ilgili olmuştur. | TED | من النهار إلى الليل هو مشروع عالمي، وكان عملي دائماَ عن التاريخ. |
her zaman ki gibi iyiyim- çok daha iyi- artık daha çok şey biliyorum. | Open Subtitles | فأنا بحالة جيدة كما كنت دائماَ بل أفضل ، فلديّ الخبرة الآن |
- Tepsiyi almam gerekiyor. İnsanlar her zaman bizim tepsi ile sürüp gidiyorlar. | Open Subtitles | علي أخذ الصينية دائماَ الناس تذهب بصوانينا |
her zaman böyle uzun saçı sevmişimdir, ama asla o kadar uzatacak kadar sabrım olmadı. | Open Subtitles | دائماَ أحببت هذا الطول لكنني لم أطق الصبر عليه |
her zaman karşılığında bir çıkar elde etmek isterler... Sen de mi böyle düşünüyorsun? | Open Subtitles | يريدون دائماَ أن يتخلوا عن مسؤولياتهم وأنت تصدق ذلك ؟ |
Sürekli bir şeyler konusunda şikâyet eder. - İnsanları bir araya getirip, sorun çıkarır. | Open Subtitles | دائماَ ما يشتكي على بعض الأشياء يحاول لمّ الناس وإثارة المشاكل |
Sen istediğini elde edinceye dek daima hazırsın sonra da sıçar batırırsın. | Open Subtitles | لم أكن مستعدة مثل الآن أنت دائماَ مستعدة حتى تحصلي على ما تريدي |
Demek istiyorum ki, onunla zaman geçirmeyi seviyorum ama hakkında devamlı konuştuğu tek kişi sensin. | Open Subtitles | أقصد انني احب ان أخرج معه لكن انت من يتكلم دائماَ حول الموضوع |
Çok çetin geçen cephelerde dahi her daim adamlarının önünde durmuş döneminin düşmanlarına karşı hayatı pahasına savaşmış biridir. | Open Subtitles | حتى فى ساحات المعارك الخطيره .كان دائماَ أمام أتباعه وقد خاطر بحياته فى محاربة .خصومه فى ذلك الوقت |
Her zamanki gibi olabileceği kadar iyi oldu. | Open Subtitles | حسناَ ، كما هو الحال دائماَ هذا أفضل ما نستطيع |