| - Onu hemen ameliyata alıyoruz. Akciğeri delinmiş, iç kanaması var. | Open Subtitles | سنأخذه إلى الجراحة الآن، لقد عانى من رئة مثقوبة ونزيف داخليّ |
| Karıştığın olay tamamen ülkemin iç sorunlarıyla ilgili. | Open Subtitles | هذا شأن تشيكيّ داخليّ هذا الذى تتدخل فيه. |
| Bunu yap, ben de babamda iç kanama belirtisi var mı bir bakayım. | Open Subtitles | إفعلي هذا، وسأذهب لأتحقّق ممّا إن كان والدي قد أصيب بنزيف داخليّ. |
| Ya da bu, soygunun içeriden yapıldığının başka bir göstergesidir. | Open Subtitles | أو أنّ هذا سبب آخر للاعتقاد أنّه عمل داخليّ |
| Biliyor musun, bu işin içeriden yapıldığına gitgide daha çok inanıyorum. | Open Subtitles | -أتعلم؟ يزداد اعتقادي أنّ هذا عمل داخليّ |
| - Böbrek altında da bir kanama var. | Open Subtitles | داخليّ نزيف هناك |
| Otopsi kızın yoğun iç kanaması olduğunu doğruladı, Sopalamayla oluşan. | Open Subtitles | أكّد التشريح أنّها عانت من نزف داخليّ حادّ بسبب الضرب بالهراوة |
| Lakin potasyum nitratın yardımıyla çok küçük bir yumuşak doku zedelenmesine uğramış olsa bile iç kanama geçirmiş olabilir. | Open Subtitles | لكن بوجود الملح الصخري يُمكن أن يحدث نزيف داخليّ من أي ضرر بسيط في الأنسجة |
| Son ölçüm 62'ye 30. Muhtemelen iç kanama mevcut. | Open Subtitles | كان آخر معدّل هو 62 على 30، يحتمل بسبب نزيف داخليّ |
| Son ölçüm 62'ye 30. Muhtemelen iç kanama mevcut. | Open Subtitles | آخرُ قراءةٍ كانت 62\30 احتمال أنّها ناجمةٌ من نزيفٍ داخليّ |
| Restriksiyon enzimlerinin DNA'mı parçalayacağını ve büyük bir iç kanamayı tetikleyeceğini bilecek kadar biyokimya biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ ما يكفي من الكيمياء الحيويّة لأفهم معايير َالأنزيمات التي قد تمزّق حمضي النوويّ، و تتسبّبَ في نزيفٍ داخليّ كبير. |
| İç kanama, 3 kırık kaburga kemiği ve ağır beyin sarsıntısı. | Open Subtitles | لديك نزيف داخليّ وثلاثة أضلاع مكسورة وإرتجاج حاد في المخ |
| Ortada iç çatışma olmayacak, bir bölge yüzünden anlaşmazlık olmayacak. | Open Subtitles | لا يوجد اقتتال داخليّ ولا يوجد صراع على الأرضِ. |
| Kurtlar arasında iç savaş çıktı. Sizinkiler durulmuştu. | Open Subtitles | كان هناك اقتتال داخليّ بين الذئاب، ووالداك كانا مبتعدان عن الأنظار. |
| Hasta bir kadın. Kafasına şiddetli bir darbe almış. Ağır bir iç kanaması vardı. | Open Subtitles | مريضة أصيبت بجرح غائر في الرأس ونزيف داخليّ هائل وكسور عظمية متعددة. |
| - Bunun içeriden yapıldığını düşünüyorum. | Open Subtitles | -أتعلم؟ يزداد اعتقادي أنّ هذا عمل داخليّ |
| İçeriden bağlantılı bir iş. | Open Subtitles | عملٌ داخليّ. |
| - Böbrek altında da bir kanama var. | Open Subtitles | هناك نزيف داخليّ |