şarlatan doktorun teki onun ailesiyle olmasını şiddetle tavsiye etti. | Open Subtitles | هناك دكتور دجال .. نصح وبقوة أن تكون حول أحد يخدمها |
Bir şarlatan kulağına oğlunun ölümünü fısıldayarak seni korkuttu. | Open Subtitles | دجال واحد أخافكِ بالهمس فى أذنكِ عن موت أبنكِ |
Sen ise kalbini kıracak bir hayal uğruna paranı almak isteyen şarlatan bir vaize göz yumuyorsun. | Open Subtitles | انت تسمح لراهب دجال يريد فقط الحصول علي اموالك ان يبيع لك الاوهام وما سيقوم به فقط هو فطر قلبك |
Benden nefret ediyorlar. Benim sahtekar olduğumu söylüyorlar. | Open Subtitles | انهم يكرهونى انهم يقولون اننى دجال |
Elimizde radyasyona maruz kalmış sahtekâr bir Deniz Komandosu skuba teçhizatı ve patlayıcılarla dolu bir bagaj var. | Open Subtitles | إذاَ لدينا دجال قوات خاصة متعرض لإشعاع وصندوق سيارة مليء بعتاد الغوص ومتفجرات |
Eger bir sarlatan oldugumu dusunuyorsan, neden burdasin? | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد اني دجال ، إذن لماذا أنت هنا ؟ |
Genç sahte doktor, karıma bakamayacağımı sanıyor. | Open Subtitles | دجال يافع يظن أنني لا أقدر أن أعتني بزوجتي |
Sadece Dr. Rizzuto'nun bir gölette yaşaması ve ona ekmem atmamız gerektiğini düşünüyorum, çünkü o bir şarlatan. | Open Subtitles | أنت فقط تظنين أن د.ريزوتو يجب أن يعيش على بركة سباحة ونحن يجب أن نرمي الخبز نحوه لأنه طبيب دجال |
Tüm dünyanın Matthew Harrison Brady'nin şarlatan olduğunu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | إننى أريد أن يعرف العالم أجمع أن " ماثيو هاريسون برادى " دجال |
Cameron şarlatan değil. Bana yardım ediyor. | Open Subtitles | كاميرون , ليس دجال إنه يُساعدنى. |
- Seni. Senin şarlatan bir üçkağıtçı olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنك دجال تبيع ثعابين النفط |
Kibirli bir şarlatan o, gitmesini istiyorum. | Open Subtitles | انه دجال متغطرس واريده ان يرحل |
Bu vakayla alakası var ve o bir şarlatan. | Open Subtitles | متصل وإلى هذه الحالة. وأنه دجال. |
Adam bir şarlatan Richardson. Dalavereci, hilebaz ve dolandırıcı. | Open Subtitles | هذا الرجل دجال يا (ريتشاردسون) غشاش ومحتال |
Tim Driscoll adında bir adam. Tam bir şarlatan. | Open Subtitles | أجل، رجل اسمه (تيم دريسكول) أجل، دجال محض |
Bu adam bu akşam halkın önüne çıkmazsam beni bir sahtekar olarak ifşa edeceğini söyledi. "Bana Ulaş" dalga konusu olacak, tabii ki ben de öyle. | Open Subtitles | هذا الشخص يقول أنه فيما لو لم أحضر إلى جلسة القراءة الخاصة بكتابي سيقول بأنني دجال وأن كتابي ما هو إلا "مزحة" وكذلك أنا |
Celile'den bir sahtekar. İsa denilen bu adam. | Open Subtitles | دجال من الجليل الرجل الذي يدعى يسوع |
O ancak sahtekar olabilir. | Open Subtitles | كائناً من كان ، إنه دجال |
Bir sahtekâr için canıma kastetmeyeceğim ben. | Open Subtitles | أنصت، أعلم يقينًا أنّي لن أنتحر في سبيل دجال. |
- Kimse "büyük sahtekâr" diye bağırmayacak, değil mi? | Open Subtitles | لا أحد يصيح "هذا دجال كبير" ، صحيح ؟ |
Senin sarlatan oldugunu düsünüyor unuttun mu? | Open Subtitles | إنه يعتقد مسبقاً أنك دجال, أتذكر؟ |
Dena, adam sahte doktor. | Open Subtitles | دينا.. هذا الرجل دجال |
Oradaki her kimse taklitçi. | Open Subtitles | من وهذا هو، وقالت انها دجال. |
Ama senin söylediklerine göre, ben şarlatanın tekiyim. | Open Subtitles | .لكنني حسب أقوالك، لست سوى دجال |