| Eğer merdiven halinde düşünürseniz her basamak, farklı bir hayvandan genomik fosiller içeriyor. | Open Subtitles | إن تخيلتم درجات السلم كل درجة تحتوي على أحافير وراثية من حيوان مختلف |
| Bu merdiven dağını tırmanmak eskiden yorucu ve sıkıcı bir işti bugüne kadar, bebeğim. | Open Subtitles | هذا الجبل من درجات السلم يجعل وقت النوم عمل رتيب وقاسي... لكن ليس بعد الآن يا أحبائي |
| Dışarı çıktı ve merdivenlerden bir çırpıda indi.. ..saygın bir doktordan ziyade heyecanlı bir çocuk gibiydi. | Open Subtitles | قفز على درجات السلم مثل تلميذ متحمس و ليس طبيب محترم |
| Herhalde sarhoştu. Dışarıdaki merdivenlerden aşağı düşmüş. | Open Subtitles | كان يجب ألا يشرب سقط من أعلى درجات السلم بالخارج |
| Amma çok merdivendi. Bacaklarım yanıyor. | Open Subtitles | درجات السلم تلك كثيرة للغاية إن سيقانى مشتعلة |
| merdivenin basamakları, daha küçük dört farklı tür molekülden oluşur. | Open Subtitles | درجات السلم مصنوعة من اربعة أنواع مختلفة من جزيئات اصغر |
| Yara şekli ve basamaklar mükemmel şekilde eşleşti. | Open Subtitles | إن نمط الإصابة و درجات السلم متطابقتين تماماً |
| - Merdivende vermiştim. - Evet. | Open Subtitles | أعطيتك إياها ونحن على درجات السلم - حسناً - |
| Dördüncü sınıfta iç çamaşırını göstermek için beni merdivenlere götüren küçük bir kız da vardı. | Open Subtitles | أتذكر ربما فتاة في الصف الرابع قامت بإغرائي إلى درجات السلم لتريني ثيابها الداخلية |
| "Merdivenlerde kayıp düşmemeye özen göstermek zorundaydık..." | Open Subtitles | ونحن كان لا بدّ أن نحترس كى لا ننزلق على درجات السلم |
| Merdivenlerin sonunda beni bekleyin. | Open Subtitles | إنتظروني في نهاية درجات السلم لا بأس |
| Tabii yeni belirtiler göstermezse merdiven saymak gibi sürekli bir şeyler kontrol etmek gibi. | Open Subtitles | إلا لو بدأ بإضافة أنماط جديدة ...مثل عد درجات السلم أو تفقد وإعادة تفقد الأشياء |
| Bunları merdiven sayalım. | Open Subtitles | تخيل أن هذه هي درجات السلم |
| Evet? merdiven çıkmaktan kaçınmalı. | Open Subtitles | حسناً - يجب أن يتجنب صعود درجات السلم - |
| Hani şu merdivenlerden düşüp ölen değil mi o? | Open Subtitles | أليس هو الشخص الذي لقي حتفه عندما سقط من درجات السلم العالية |
| Bir arada kalalım. merdivenlerden yukarıya çıkın. | Open Subtitles | هيّا، ابقوا معاً، اصعدوا درجات السلم وادخلوا المبنى |
| Kızım öldükten 2 hafta sonra, bir şey kocamı merdivenlerden itti o olaydan sonra eve bir daha geri dönmedik. | Open Subtitles | ،شيء ما دفع زوجي لأسفل درجات السلم ولا نعد منذ وقتها للمنزل |
| Amma çok merdivendi. Bacaklarım yanıyor. | Open Subtitles | درجات السلم تلك كثيرة للغاية إن سيقانى مشتعلة |
| Şimdi merdivenin her basamağında neler olduğuna odaklanalım. | TED | دعونا نركز على كل ما يحدث بكل درجة من درجات السلم. |
| Merdivende basamaklar vardır ya işte o en alttaki. | Open Subtitles | هل تعرف كيف درجات السلم ؟ إنه السفلي |
| Donovan'dan bütün birimlere, doğru gri merdivenlere ilerleyin Weatherby ve Helena'yı yok edin. | Open Subtitles | من (دونافان) إلى كل الوحدات *إتجهوا فى الحال إلى *درجات السلم العظيمة (وإقضوا على (ويزربى) و (هيلينا |
| Merdivenlerde duruyorum. | Open Subtitles | أنا على درجات السلم الآن |
| Merdivenlerin altında. | Open Subtitles | - ليكن .. انها تحت درجات السلم الخلفي |