Bizim konuşmaları beraber hazırladığımızı karışık olduklarına dair şaka yaptığımızı düşünüyorlardı. | TED | وقد ظنوا بأننا حضرنا المحاضرة معًا وأن مسألة الحظ تلك ما هي إلا دعابة لا غير |
Bu şaka değil ama. Bu gerçek bir manşet. | TED | وهذه ليست دعابة أو مثل ، فهذه عناوين أخبار حقيقية، |
Sana şaka gibi gelebilir. Beni kapana kıstırdı. | Open Subtitles | أنت تسميها دعابة إنها وضعت الأعين علي ، حظر رسمي |
Fahişe filan olmaz, sadece şakaydı. | Open Subtitles | لا , طبعاً لا عاهرات إنها مجرد دعابة |
Big Tuna'da yaşayabilmek için, espri anlayışın derin olması gerek! | Open Subtitles | كي تبقى حيا في بيج تونا يجب ان تمتلك حس دعابة نشط |
Eşek şakası olmalı. Bürodaki arkadaşların şakası. | Open Subtitles | قد يكون ذلك دعابة كما أظن، مقلب طويل من أصدقائي بالمكتب |
Sanırım güzel bir yüzün olunca mizah duygun olması gerekmiyor. | Open Subtitles | أعتقد ان المرء لايحتاج الي روح دعابة مع وجه جميل |
Biri bunu şaka olsun diye göndermiş. Jerry şovda bunu herkese göstermişti. | Open Subtitles | و ظنها الكثيرون دعابة والان جيرى يعرضها للجميع دائماً |
Tamam, şaka, şaka. - Neye gülüyor o be? | Open Subtitles | انها دعابة انا مريض, لماذا تضحك هذه اللعينة؟ |
şaka isteseydim seni işerken seyrederdim. | Open Subtitles | لو أردت دعابة لتبعتك للمرحاض وشاهدتك وأنت تتبوّل |
Zaten gaz odasında öleceğim, yani bu bir şaka. | Open Subtitles | لأنى سأموت فى حجرة غازية على أية حال ، لذا انها دعابة |
Tamam, tamam. Bir şaka, bir şaka ortamı neşelendirmek için. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، دعابة دعابة، لتلطيف الأجواء |
şaka değil Çavuş. Onaylama için kimlik kodumu yolluyorum. | Open Subtitles | ليست دعابة أيها الرقيب أنا أرسل شيفرة التعريف الشخصية للتأكيد |
Adım üç; bir şaka yada nükteli bir sözle kendini sevdir. | Open Subtitles | الخطوة الثالثة : اثبت وجودك بإلقاء نكتة أو دعابة ذكية |
Ama 36. sayfadaki şaka buraya uygun olur bence. | Open Subtitles | و لكن في صفحة 36 دعابة لا أعتقد أنها ستكون لحظة مناسبة |
Birinci kattaydık. Bir şakaydı. | Open Subtitles | كان من الطّابق الأوّل مجرّد دعابة |
Aynı zamanda görmüş olduğunuz bu zenci gelişmiş bir espri anlayışına da sahip. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، فإن الزنجي عامةً يكون لديه حس دعابة جيد |
Her şeyin bir Noel şakası olduğunu, ve bir anda, "Yo ho ho!" diyerek, bana bir börek vereceğinizi umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا كله عبارةٌ عن دعابة عيد وبعد قليلٍ, سوف تردد "يو هو هو" وتُعطيني فطيرة اللحم المفروم. |
Görüyor musunuz, bu New Yorker'da olacak bir mizah değil. | TED | انظر، ذلك لا يمت بصله لحس دعابة مجلة نيويوركير. |
Çok iyi. İyi espri. komik biri. | Open Subtitles | دعابة جيدة، انة مرح سأحصل على واحدة بعد ثلاثة اشهر. |
İyi bir fıkra bilen var mı? | Open Subtitles | قبل أن أبدأ بالبكاء, أيعرف أي منكم دعابة جيدة؟ |
Sakat esprisi! Engelli esprisi yaptı. İyileşme başladı! | Open Subtitles | دعابة بشأن المقعدين، قال دعابة بشأنهم، لقد شفي |
Biz buna zehirli iğne mizahı diyoruz. Daha çok insancıl, ama komik değil. | Open Subtitles | نسميها دعابة الحقنة المميته أكثر إنسانية لكن ليست مضحكه |
Kötü espriydi, kabul ediyorum. | Open Subtitles | انا أعلم أن هذه دعابة سيئة |
Kocalarının asla dikkat etmediğini düşünen kadınlar için bir şakadır. | Open Subtitles | إنها دعابة للنساء اللاتي يعتقدن بأن أزواجهن لا يعرنهن إنتباههم |
Hiç Espriden anlamıyordu ve kaç kere hatasını yakaladım. | Open Subtitles | ليس لديه أي حس دعابة, كما أنني أثبت له خطأ معلوماته مرات كثيرة, |