Uyuşturucu hap kartelindeki arkadaşların burada tutulman için epeyce para ödediler. | Open Subtitles | أصدقائك تجار المخدرات دفعوا الكثير من المال ليتأكدوا من بقائك هنا |
Olan şey şuydu birbirlerine ejderha öldürme puanı dedikleri sanal para ödediler. | TED | الذي حدث هو أنهم دفعوا لبعضهم البعض عملة افتراضية أسموها نقاط قتل التنين. |
Vayy,bu kulağa grupta olmaktan dolayı ödeme almamdan bile daha hoş geliyor. | Open Subtitles | هذا يبدو أفضل من تلك المرة عندما دفعوا لي لإجراء دراسة علي |
'Yeşil vergi' (çevre vergisi) kurduk ve herkes kabul etti, hatta tüm işadamları düzenli olarak ödedi. | TED | أسسنا ضريبة للتشجير و كل الناس قبلت بها و أصحاب الأعمال دفعوا بانتظام |
Şerifin tekrar seçilebilmesi için adam başı 5000 dolar verdiler. | Open Subtitles | دفعوا 5,000 دولار لكل واحد من أجل إعادة إنتخاب مدير الشرطة. |
Bu adamlar ve aileleri Çin'deki baskıdan kaçıyorlar, bu gemilere binebilmek için ciddi bir meblağ ödüyorlar. | Open Subtitles | هربَ هؤلاء الرجال و عوائلهِم من القَمع في الصين و دفعوا مبالغَ طائلة من المال ليحجزوا مكاناً على هذا المركب |
Sen gelmeden önce bu bilgiyi beş guruba sattım - bana daha fazla ödediler. | Open Subtitles | قبل مجيئك بعت هذه المعلومات لأربع جهات هم دفعوا لى اكثر |
Ben onlardan size katılmalarını istedim ve onlar bunun için büyük bedel ödediler. | Open Subtitles | طلبت منهم أن يتبعوكم وقد دفعوا ثمن ذلك غاليًا |
Bunu yakalamam için çok para ödediler. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي الكثير من المال لأستطاده .. |
Hey, yavaş, ufaklık. Bu insanlar buraya gelebilmek için iyi para ödediler. | Open Subtitles | انتظر يا ولد، هؤلاء المحترمين دفعوا أموالاً كي يدخلوا هنا |
Bana 150$ ödediler, ...ben de bunu erkek arkadaşımla bir hafta boyunca yatakta kutladım. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي 150 دولاراً قضيت أسبوعاً كاملاً مع صديقي |
Bir yıl daha tutacaklarını sanıyordum. Emekliliğin için peşin ödeme bile yapmışlardı. | Open Subtitles | ظننت أنهم وظفوك لمدة عام حتى أنهم دفعوا لك مقدماً |
Onu gerçek birinden esinlenmişlerdi. Araklamışlar. Ona ödeme yaptılar mı? | Open Subtitles | اسندوه الى شخص اخر انها اقالة.هل دفعوا له؟ |
Senin para yollayacak kimsen yok ama onun var, yol parasını kız kardeşi ödedi. | Open Subtitles | لا أحدر يرسل لك المال لكنهم دفعوا ثمن رحلته |
Öz anne babası kefaletini ödedi, onları da kandırdı. | Open Subtitles | والديها البيولوجيين دفعوا كفالتها ثم تركتهم و غادرت |
Onlara yardım edebilirdim... ama Naziler çok iyi para verdiler. | Open Subtitles | كان بإمكاني مساعدته و لكن النازيين دفعوا بشكل جيد |
Hepsi de burada olmak için çok para ödüyorlar; kişi başına 250 dolar. | Open Subtitles | كلهم دفعوا غاليا ليكونوا هنا.. 250 دولار للشخص |
Bizim denizaşırı birlikler bu kollar için bize yarım milyon dolar ödüyor. | Open Subtitles | إئتلافنا مع ما وراء البحار دفعوا لنا نصف بليون دولار لهذه الأسلحة |
Salağın teki bu güzel kızla çıkmam için bana para verdi. | Open Subtitles | بعض الأغبياء دفعوا لي لكي أخرج مع هذه الفتاة العظيمة |
Senin faturan hala kapıcıda. Herkes faturasını ödemiş. | Open Subtitles | المشرف لديه فاتورتك جميع المستأجرون الآخرون دفعوا |
Sonra ödemeleri iki kategoriye ayırmışlar bir kısmını kredi kartı ile, bir kısmını da nakit ödemişler. | Open Subtitles | و ثم قسموا هذا بمجموعتين الذين دفعوا بالبطاقة و الذين دفعوا نقداً |
Grindle'ın düşük yaptırması karşılığı para ödeyen tüm erkeklere. | Open Subtitles | جميع الرجال الذين دفعوا لغريندل لحالات الأجهاض |
Yeah, partide nöbet tutmam için bana para veriyorlar. | Open Subtitles | نعم, لقد دفعوا لي أجراً نظير حراستي للحفلة |
Ama bu işde parayı ödeyenler, uluslararası petrol piyasasının ... önemli insanları, bize, bu kızı kaçırmamız için güveniyorlar. | Open Subtitles | لكن الناس الذي دفعوا ثمن هذا العمل لديهم امتياز نفطي دولي سيعتمد ذلك على اختطافنا لتلك الفتاة |
Fakat zaferleri için çok ağır bedeller ödendi. | Open Subtitles | لكنهم دفعوا ثمناً باهظاً من أجل نصرهم |