kanıtım şu testi kandırabilirim, seni kandırabilirim. | Open Subtitles | التلاعب دليلي هو أنّني تمكّنتُ من خداع الاختبار وخداعك |
kanıtım kardeşimi hayatı boyunca tanımış olmam. | Open Subtitles | دليلي هو أنّي أعرف أخي جيّداً. |
Benim rehberim olmana, zorluklarla basa cikmamda. | Open Subtitles | لتكوني دليلي ، لتساعديني في توجيه الصعوبة |
rehberim olduğunu söyledin, ama hiçbir yere varmıyoruz. | Open Subtitles | لقد قلت بإنك دليلي, لكننا لا نذهب إلى أي مكان. |
İlk ipucum hücrelerinde çok miktarda laktik asit birikmesiydi. | Open Subtitles | دليلي الأول هو تجمع كبير للحمض اللبني في خلاياه. |
Güzel. Bristol, Virginia. 25 yaşındaki Jenny Delilly'nin cesedi dün bulundu. | Open Subtitles | 'بريستول فيرجينيا' (الجثة التي تبلغ 25 سنة هي لـ(جيني دليلي |
Aklıma gelmişken, Michelin rehberimi hala bulamadım. | Open Subtitles | بالمناسبة أنا ما زلت لم أجد دليلي ميشلان |
Ama kanıtlarımı sun... | Open Subtitles | أنا على وشك أن أقدم دليلي يا حضرة القاضي |
Benim kanıtım da daha iyi değil. Komple yıkama. | Open Subtitles | دليلي ليس بأفضل,غسيل شامل |
Dur dostum, o benim kanıtım! | Open Subtitles | يارجل , هذا دليلي |
- O benim kanıtım! - İşimiz için, telefon bize lazım. | Open Subtitles | هذا دليلي - من اجل عملنا نحتاج للجوال - |
- kanıtım şu Bay Stoltz tanığı tehdit etti ve ertesi gün bir arabanın garajında ölü olarak bulundu. | Open Subtitles | - دليلي هو السيد (سولتز) صار تهديد على حياة هذا الشاهد وفي اليوم التالي انتهى به الأمر ميتاً |
rehberim ıssız bir yerden bahsetti. | Open Subtitles | ..دليلي قيل له بالاستراحة الوحيدة على الطريق |
Sevgili Tanrım, muhakeme ve kuşku rehberim olsun. | Open Subtitles | إلهي العزيز، قُدنا للتمييز وبأن يكون الشك هو دليلي |
rehberim buradalar diyor. İşaretlerinden birini bulmuş. | Open Subtitles | دليلي يعتقد بأنهم هنا وجد أحد علاماتهم |
Rus rehberim! Yolu biliyor musun? | Open Subtitles | دليلي السياحي الروسي, هل تعرف الطريق؟ |
Baktığım zaman, bunun ikinci ipucum olduğunu anladım. | Open Subtitles | بعد استذكار الأحداث كان ذلك دليلي الثاني |
Jenny Delilly'in mesajında imzanın tamamı yoksa da Kasap'ın eski konuşmalarıyla kıyaslamanı istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنا نتحدث عن الإمضاء (بالرغم من أتصال (جيني دليلي الذي لا يحمل أي توقيع أردك أن تتأكد إذا ماكان يتطابق |
Sakıncası yoksa girip şehir rehberimi alabilir miyim? | Open Subtitles | هل تمانعين لو دخلت و أخذت دليلي ؟ |
Adamlarım 10.000 saat, "Alman"a bu kadar yaklaşmak için çalıştı ama sen kanıtlarımı yok ettin! | Open Subtitles | عشرة آلاف ساعة من العمل لنقرب هذه الخزنة من الهولندي و أنت قمت بتفجير دليلي |
Bu da benim tek ipucumdu. | Open Subtitles | وكان ذلك دليلي الوحيد |
Delilimi sunmak üzereyim Sayın Yargıç. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أقدم دليلي يا حضرة القاضي |
- Sen benim kanıtımsın. | Open Subtitles | ـ أنت دليلي على ذلك. |