ويكيبيديا

    "دليل واحد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir kanıt
        
    • Bir ipucu
        
    • bir delil
        
    • Parmağın da
        
    İki kişi birbiriyle ilişkili vuruldu ama herhangi bir kanıt yok. Open Subtitles قتيلين مرتبطين في جريمة قتل، و لا يوجد لديك دليل واحد.
    Yani, telefon kayıtlarına baktım, kredi kartı harcamalarını gözetledim, birçok yerde onu takip ettirdim... hiç bir kanıt bulamadım. Open Subtitles أقصد ، اننى كنت اتتبع بيانات هاتفه وبطاقاتة الإليكترونية وهذا فى مناسبات مختلفة ولكنتى لم اجد دليل واحد
    Ancak adam göz önündekileri satıyorsa bu bir kanıt olarak sayılabilir. Open Subtitles لو هناك دليل واحد فهو أنه يبيع مخدرات عالية الجودة.
    Üçüncü yılın sonuna geldiğimizde elimizde tek Bir ipucu bile yoktu. Open Subtitles مع نهاية الموسم الثالث , لم نجد ولا دليل واحد
    Arkadaşımı bulmak için zamanım azalıyor ve elimde tek Bir ipucu var. O yüzden ben o ipucunu araştırırken sen de kendini öldürtmemek için çalışacaksın. Anlaşıldı mı? Open Subtitles إنّ الوقت ينفد منّي لأجد صديقي، ولديّ دليل واحد متبقٍّ فحسب، لذا فستحاول جاهدًا جدًّا ألّا تُقتَل ريثما أنظر في الأمر.
    Yer yüzündeki hiçbir jürinin görmezden gelemeyeceği, inkâr edilemez bir delil var. Open Subtitles دليل واحد لا يُنكر يجعل أي هيئة محلفين في المدينة تغادر المحكمة
    Bu aptalca iddiaları desteklemek için bana sadece bir delil gösterebilir misin? Open Subtitles اريد انا اري دليل واحد لاصدق هذه الاتهامات البلهاء
    Parmağın da tetikteyken, vur işte! Open Subtitles لكن ليس لدينا دليل واحد عليك لذا اقتلنى...
    Kendisinin suçluluğunu ispat edecek kesin bir kanıt sunulamadı. Open Subtitles الولاية ليس لها دليل واحد مقنع
    - Küçük bir kanıt sunun. Kim dedi bunu? Open Subtitles تقديم دليل واحد من قال هذا؟
    Adam'ın atamayacağı bir kanıt var. Open Subtitles هناك دليل واحد (لا يمكن أن يتخلص منه (آدم
    İnkâr edilemeyecek bir kanıt var! Open Subtitles هناك دليل واحد لايمكن نفيه
    Sophie Giroux'nun kayboluşunda tek bir kanıt vardı. Open Subtitles (اثناء اختفاء (صوفي جيرو كان هنالك دليل واحد
    bir kanıt daha var. Open Subtitles " متبقي دليل واحد ..
    Burada bu kadar saçmalık var ve nereye saklandığına dair Bir ipucu yok. Open Subtitles كل هذه التفاهات ولا يوجد دليل واحد لمكان إجتجازه
    Yerel yetkililer, en ufak Bir ipucu bile bulamadı. Open Subtitles "لم تستطع السلطات المحلية إيجاد دليل واحد."
    - Bir ipucu ver, bir tane. Open Subtitles أعطني دليل واحد لا ..
    Bir ipucu diğerine götürüyor. Open Subtitles دليل واحد يقود إلى الآخر
    Bana onun hikayesine uymayan tek bir delil ver. Open Subtitles أعطتني و لو جزء من دليل واحد لا يدعم قصته
    Onu ofisinde olduğuma veya öldürülesiyle ilgili olduğuma dair bir delil gösterin. Open Subtitles ليس هُناك دليل واحد أنّي كنتُ في مكتبها، أو أنّي كنتُ مُتورّطاً في وفاتها.
    Yahu elinde en ufak bir delil yokken, neyi neyle ispat edeceksin. Open Subtitles بدون دليل واحد... ... ما أنت ذاهب إلى إثبات؟
    Parmağın da tetikteyken, vur işte! Tabutuna bir çentik daha! Open Subtitles لكن ليس لدينا دليل واحد عليك لذا اقتلنى...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد