ويكيبيديا

    "دودة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • solucan
        
    • solucanı
        
    • kurt
        
    • kurdu
        
    • kurtçuk
        
    • tenya
        
    • solucana
        
    • böceği
        
    • Solucanlı
        
    • solucanın
        
    • Salyangoz
        
    • solucanım
        
    • solucanlar
        
    • solucansın
        
    Bu ışık beneğinin daha karmaşık bir türü, yassı solucan olan planaryada bulunur. TED مثال أكثر تعقيدًا من بقعة الضوء هذه ويمكن العثور عليها في دودة مسطحة،
    En sonunda, sahne arkasında, onunla konuşurken yerde sürünen bir solucan gibiydim: Open Subtitles وعندما تسنح لي فرصة التكلّم معها أخيراً، فإذا بي مثل دودة حقيرة
    Ne istiyorsunuz, yılan? Yılanbalığı ya da solucan? Ben dinozor istiyorum. Open Subtitles ما الذي تريده أفعى أو قلنيس أو دودة أرض أريد ديناصورا
    Sanırım her şey birkaç hafta önce o solucanı yutup dizanteri olmamla başladı. Open Subtitles ولتفكروا كل هذا بدأ قبل أسبوعين بأن أصيب نفسي بالزحار عبر بلع دودة
    Bu sabah kahvaltıda bir tane yedim ve içinde kurt vardı. Open Subtitles أكلتُ واحدة منها على الفطور هذا الصباح و وجدتُ دودة بها
    Küçükken bütün çocuklar beni döverdi ve bana "kitap kurdu" derlerdi. Open Subtitles عندما كنت صغيراً , كل الأطفال كانوا يضربوني ويدعوني دودة الكتب
    Bu yüzden kurbağanın önüne bir kurtçuk koyduk. Şunu gördünüz mü? Open Subtitles ثم ، وضعنا دودة امام العلجوم ، و هل رأيت ذلك؟
    Ne yapabileceğimizi görmeniz adına, üzerinde çalıştığımız şey, sistemi geliştiyor, reçineyi geliştiriyor, kullandığımız malzeme üzerinde bir solucan yakalıyoruz ya da artık neyse işte. TED إن ما نفعله وما نعمل عليه هو تطوير النظام، وتطوير الراتنجات، المواد التي نستخدمها لاصطياد دودة أو شيء آخر.
    Reçinenin içinde, reçine boyunca lazeri haraket ettiriyoruz, polimerize şekilde ve canlı bir hayvan yakalıyoruz, burada, özel bir solucan. TED بداخل الراتنج، عند تحرك الليزر بداخل الراتنج يتم بلمرتها، وقد أمسكنا بحيوان علي قيد الحياة، ها هي، دودة خاصة.
    Yemyeşil olmuştu, zayıf, güçsüz, saçları dökülmüş, bir solucan gibiydi. Open Subtitles .مُمتقع اللون، خائرٌ وأصلع .بدا وكأنه دودة
    Kendimi büyük bir kancanın ucundaki küçük bir solucan gibi hissediyorum. Open Subtitles اشعر بانى دودة صغيرة على خطاف كبير ملعون
    "Kendimi büyük bir kancanın ucundaki küçük bir solucan gibi hissediyorum." Open Subtitles أشعر بانى دودة صغيرة على خطاف كبير ملعون
    Büyük, lanet bir oltadaki solucan gibi hissediyorum. Open Subtitles اشعر بانى دودة صغيرة على خطاف كبير ملعون
    "Büyük, lanet bir oltadaki solucan gibi hissediyorum." Open Subtitles أشعر بانى دودة صغيرة على خطاف كبير ملعون
    Bu toprak solucanı gibi hayvanların, aslında çoğu hayvanın, dokularını kemiklerin üzerine sararak korumadıklarını önceden biliyordum. TED و أعلم ان حيوانات مثل دودة الارض هذه, وفي الواقع جميع الحيوانات, لا تدعم انسجتها عن طريق لفها حول عظام.
    Demir yolu solucanı, Phrixothrix hirtus, vücudunu iki renkle aydınlatabilir: kırmızı ve yeşil. TED دودة السكة الحديدية ، فركسوثركس هرتس ، تستطيع أن تجعل جسمها يضيى بلونين الأحمر و الأخضر
    Kesinlikle ya kurt ya da sülük, Semenderler çok şeker, Open Subtitles انه بالتأكيد دودة او علقة السمندل لطيفة جدا
    Çok güzel de bir kurdu sonsuza kadar içinde bırakamazsınız. Open Subtitles هذا عظيم، لكن لا يمكنك ترك دودة داخله إلى الأبد.
    Bir kurtçuk, aynı bedende ikinci bir parazite izin vermiyor. Open Subtitles دودة واحدة لن تسمح لأخرى بأن تكون معا في مضيف واحد
    Tipik bir vakada, domuz eti iyi pişirilmezse tenya larvası canlı olarak sindirim sistemine geçer. Open Subtitles في الحالة المعتادة إن لم تطبخ اللحم جيداً تتكون داخلك يرقة دودة شريطية
    Bu hoş bayanın eski sevgilisini dev bir solucana mı dönüştürdün? Open Subtitles هل حولتي الحبيب السابق لهذه السيدة اللطيفة إلي دودة عملاقة ؟
    Mesela ipek böceği kendine içinde metamorfoz geçireceği oldukça karmaşık bir mimariye sahip olan bir ev, koza yaratır. TED على سبيل المثال، شرنقة دودة القز هذه، تخلق درجة عالية من البنية المتطورة، مايشبه المسخ داخلها.
    Solucanlı şapka diye bir şey yazdığımı hatırlamıyorum. Open Subtitles حسناً، أنا لا أتذكر أبداً كتابة" قبعة دودة"
    Basit bir solucanın anılarının nasıl işlediğini çözebilirsem insan beyninin karmaşıklığını anlamama yardımcı olur. Open Subtitles إذا وصلت الي كيفية عمل ذاكرة دودة بسيطة ذلك يساعدني بلا شكّ في فهم كيفية عمل الدماغ البشري المعقد
    Üzgünüm Salyangoz. Kalemizi terk edemeyiz. Open Subtitles -أنا أسفة ( دودة ) نحن لا يمكن أنت نترك أماكننا
    Hayır, ben sadece bir solucanım. Open Subtitles لا، أنا مجرد دودة.
    Ayrıca sanırım anüslerinde asalak solucanlar olan bir kaç tane denizkestanesi buldum. Open Subtitles وكذلك وجدت القليل من القنافذ التي لديها، كماأعتقد، إنهم هم الذين لديهم دودة طفيلية تعيش في فتحة الشرج.
    Çünkü sen bir solucansın. Open Subtitles لأنك مجرد دودة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد