| Gökadalar arası rotasında cephane yükleyici. Tüm gece 180 kg'lık atomik yükü taşıyabilir. | Open Subtitles | محمل ذخيرة بين المجرات يستطيع رفع وزن 400 رطل ذرى طوال نهار وليل |
| Max, levazım subayına git ve bu gece için cephane iste. | Open Subtitles | ماكس، الذهاب لرؤية التموين والتقاط كل ما ذخيرة يمكنك لهذه الليلة. |
| Beş mühimmat uzmanıyla konuştum ama öyle bir şey yok. | Open Subtitles | خمس خبراء ذخيرة قالوا بأنه لا يوجد شيء بهذا الكود |
| Gerçek cephanemiz olacak ama kullanmaya gerek olmayacak. | Open Subtitles | سيكون عندكم ذخيرة حية لكن لن يكون هناك نداء لإستعماله |
| Savaş teçhizatları fabrikasında kurşun yapmak için yeterince küçük elleri vardı. | Open Subtitles | وكان له أصابع صغيرة لتصنيع الرصاص في مصنع ذخيرة. |
| Ben göğsüme çaprazlama cephane kemerleri takıp kırmızı bandana giymiyor olabilirim | TED | وانا لا أرتدى أحزمة ذخيرة تحت ملابسى وربطة رأس حمراء، |
| İmzalı emir olmadan cephane veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني صرف ذخيرة حية دون أمراً موقعاً |
| Herşeyi aldın mı? Bitki sapı, cephane, çıkın, matara, bıçak. | Open Subtitles | لديك كل شيء ذخيرة , شحن , مخزن , سكين |
| cephane deposunda nöbetteydi. | Open Subtitles | وكان يؤدي الخدمة العسكرية في حراسة مخزن ذخيرة |
| Nöbet tutarken cephane deposu infilak etti. | Open Subtitles | تؤدي الخدمة في حراسة مخزن ذخيرة والذي انفجر |
| Daha çok patlamak üzere olan bir cephane deposundaki nöbetçi gibisin. | Open Subtitles | اكثر من جندي حراسة بمخزن ذخيرة على وشك الانفجار |
| Paralar bir kere pula dönüştü mü, başka iş kalmıyor. mühimmat. | Open Subtitles | بعد تحول المال إلى رقاقات هذا كل ما هو عليه، ذخيرة |
| bu bir Mermi ABD deki çok büyük bir mühimmat şirketinden geliyor | TED | ان هنالك استخدام للخنازير في الرصاص حيث هناك شركة تصنيع ذخيرة كبيرة في الولايات المتحدة الامريكية |
| Kübalıların koruganı, Rusların koruganı, mühimmat deposu, zırhlı araçlar. | Open Subtitles | القبو الكوبي، القبو الروسي، ذخيرة وخيام الجيش |
| Hepsini kafalarından vurmak için yeterli cephanemiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا ذخيرة كافية لنطلق عليهم كلهم بالرأس |
| kurşun olmadan ateş edemezsiniz. | Open Subtitles | لا تنسى الذخيرة كيف يمكنك ان تطلق النار لو لم يكن لديك ذخيرة ؟ |
| Hadi ama, bak. Boş. Ofiste gerçek Mermi taşıyacak değilim. | Open Subtitles | بحقك يا صاح، أنظر، فارغ وكأنني سأحمل ذخيرة حية هنا |
| 4 şarjörüyle beraber iki adet SA80, bir tabanca, bir şarjör, bir pompalı, birkaç fişek, benim tüfeğim ve mavzerim. | Open Subtitles | لدينا بندقيتي 80 مع أربع مخازن ذخيرة مسدس واحد، مشط ذخيرة واحد بندقية رش واحدة، عدة مقذوفات بندقيتي، مسدسي |
| Adam başına 60 tüfek mermisi alsınlar. | Open Subtitles | اطلب منهم اتخاذ 60 طلقة ذخيرة بندقية لكل رجل |
| Cephanen var, askeri sınıf bir sığınakta survivalistlerin var. | Open Subtitles | إذن لديك ذخيرة ولديك مكافحون في خنادق ذات النوعية العسكرية. |
| Ayrıca bir yıllık yiyecek ve mühimmatı patlayıcı mahzeninde depolamamız gerektiğini düşünüyorum ama depolamıyoruz. | Open Subtitles | اعتقد ايضا انه علينا ان نخزن أكل عام كامل و ذخيرة في القبو |
| - 24 yap onu. Hava kuvvetlerinin ne cephanesi ne de yakıtı var. | Open Subtitles | القوات الجوية الخاصة بهم لا تملك ذخيرة او بنزبن |
| Limitli cephaneniz var, benimse limisiz adamım var. | Open Subtitles | لديك ذخيرة محدودة, ولدي رجال غير محدودون |
| - Yani keskin nişancılardan. _ Ölü ve yaralılarda silah ve mühimmat bulundu mu? | Open Subtitles | أى أسلحة أو ذخيرة وجدت بين الموتى أو المجروحين؟ |
| Eğer bir yerde çukur uçlu mermin varsa onlardan hemen kurtul. | Open Subtitles | إن كان لديك أية ذخيرة فارغة بأي مكان، فتخلّص منها اليوم |
| kurşunun bitmiş, pisIik. | Open Subtitles | يبدو أنك بدون ذخيرة يا غبي تعالي |
| mermim kalmadı. -Mermi al. Ben ateş ederim. | Open Subtitles | - أحضر ذخيرة سوف أحافظ عليه مغطى |