Ve eğer onun için önemsizse muhtemelen bahsettiği 3. şahıs için de önemsizdir. | Open Subtitles | وإذا كانت غير مرتبطة به أتوقع أنها غير مرتبطة بالطرف الثالث الذي ذكره |
söylemeyi unuttuğun ufak bir şey kalmış bir polis olduğun. | Open Subtitles | كان هناك شىء واحد صغير نسيت ذكره أنك شرطى |
İlginç, birisi geçenlerde 1600 yılından bahsetti. | TED | ذكره شخص ما مثير للاهتمام حديثاً في عام 1600. |
Galiba birçok şey öğrendik, ama bahsetmeyi önemli bulduğum bir şey; bence hep melezlenmekte olduğumuz dersidir. | TED | في الحقيقة يمكن تعلم الكثير ولكن الشيء الاهم الذي اظن انه يجب ذكره اننا دوما نختلط فيما بيننا ونتشارك كل شيء |
Ona arka arkaya şunu hatırlat. Düğün sadece kadının istedikleridir. | Open Subtitles | فقط ذكره أن حفل الزفاف هي دائماً للمرأة وما تريده |
Buradaki ajanlardan biri bana sürekli aynı şeyi söylerdi kendisine de arkadaşının söylediği bir şeymiş. | Open Subtitles | أحد وكلائنا هنا كرّره لي شيئاً ذكره صديق له. |
Bahsetmek istediğim son şey alfa dişiler hakkında. | TED | وآخر ما أود ذكره هو بخصوص اناث الفا. |
Sayın Bakan, ona emin olduğum tek şeyi hatırlatın. | Open Subtitles | سيادة الأمين ، ذكره بشيء واحد أنا متأكد منه |
Yatmaya gidiyorum. Bu Clark. Babam bahsetmişti. | Open Subtitles | عمتي ,هذا "كلارك" لقد ذكره أبي ,أتذكرين؟ |
Örnek olarak Yochai'nin bahsettiği astronomiyi düşünün. | TED | على سبيل المثال خذ علم الفلك الذي ذكره يوكاي في محاضرته |
Sadece ailemin bahsettiği bir şey bu ki bana da mantıklı geldi. | Open Subtitles | إنه فقط شيء ذكره والداي وأعتقدت أنه من المنطقي |
June, ben Scorpion'dan Doktor Curtis Amiral'in az önce bahsettiği ekipten. | Open Subtitles | جون هذا الدكتور كورتيس مع فريق العقرب الفريق الذي ذكره للتو الأميرال،إسمعيني جيدا |
söylemeyi unuttuğun bir şey yüzünden her şeyin ters gitmesini bekliyorum. | Open Subtitles | تنتظر فقط حدوث شيء خاطئ لشيء واحد نسيت ذكره |
Ama söylemeyi ihmal ettikleri şeylerden biri de... hayatın ne kadar acı olabileceğidir. | Open Subtitles | ..لكن شيء واحد يهملون ذكره , انه كيف للحياة أن تكون حزينة |
- Bana bir arkadaşım bahsetti. - Yani kişisel bir tavsiyeyle geldin? | Open Subtitles | ذكره لى أحد الأصدقاء إذن أنت تتبعين التوصيات الشخصية؟ |
- Birlikte çalıştığım biri. Mad Money'de bizden bahsetti. | Open Subtitles | إنه رجل عملته معه وكذلك ذكره على برنامج "ماد موني" |
Oğlunuz için o kadar önemsizdi ki size bahsetmeyi düşünmedi bile. | Open Subtitles | أنه كان غير مهم لإبنك حتى أنه لم يفكّر في ذكره لك |
Ondan bahsetmeyi unutmanız için bir sebep mi vardı? Doğrusu unuttum bile. | Open Subtitles | هل من سبب أنك أهملت ذكره ؟ بصراحة الأمر لقد نسيت |
Ona arka arkaya şunu hatırlat. Düğün sadece kadının istedikleridir. | Open Subtitles | فقط ذكره أن الزفاف عبارة عن المرأة واختياراتها |
Onlar tam olarak kaynağının söylediği yerdeydi. | Open Subtitles | كنّ بالضبط في المكان الذي ذكره مصدرها أنهن سيكنّ به. |
Tabi ki hayır. Bahsetmek gereksizdi zaten. | Open Subtitles | كلا طبعا، إنه أمر ليس من الضروري ذكره |
Neden Melina'yla birlikte uğramıyorsun. hatırlatın doktor. | Open Subtitles | لماذا لا تحضر انت وميلينا- ذكره بهذا يا دكتور- |
Bir keresinde çok sevdiği bir yerden bahsetmişti, şehir dışındaki bir villadan. | Open Subtitles | لقد ذكره مره واحه وفيلا في الريف |
Tefecinin sadece sadece adı geçiyor... ve karısının bu miktarı o kadar çabuk alması inanılır gibi değil. | Open Subtitles | الدائن بالكاد تم ذكره. لا يُصديق أن زوجته بهذه السرعة تحصل على التسوية. |
Komplo sitelerimdekilerden bazıları bundan bahsetmiş olabilir. | Open Subtitles | أتظنّين أنّ شخصاً ما على موقع المؤامرات الخاص بي على شبكة الإنترنت قد ذكره |
- İti an çomağı hazırla. | Open Subtitles | -الشيطان عند ذكره |