Eğer taşın yerini bulursan bana haber ver, senin için onu çalayım. | Open Subtitles | بدلا من ذلك, إذا كنت تعرف مكانه, فأبلغني سوف أسرقه من أجلك |
Ayrıca Eğer burada zaman kaybedersek, ... Sasuke'ye de asla yetişemeyecektik.. | Open Subtitles | والأكثر من ذلك, إذا توقفنا هنا, لن نتمكن من اللحاق بساسكي |
Ve Eğer sen bunu hazmedemiyorsan, o lanet tetiğe şimdi basman gerekir. | Open Subtitles | وإذا لم تكن تستطيع تحمٌل ذلك إذا فأضغط على ذلك الزناد فوراً |
Gözlerinizin önünde vazelinden bir perde varken bunu görmeye çalıştınız mı hiç? | TED | هل حاولتم من قبل رؤية ذلك إذا كان هناك فازلين أمام أعينكم؟ |
Bileğini düz tutmadan yumruk attığında olur. bunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | يحدث ذلك إذا لكمت شخصاً من دون إبقاء معصمك مستقيماً |
Eğer gidip televizyon programı yapabilen biriyle anlaşırsanız sizler de geleceğinizi sağlamlaştırırsınız. | Open Subtitles | يمكنكم جميعاً ذلك إذا تحركتم للتوقيع مع شخص قادر على ضخ مسلسله |
Eğer bir itin izini süreceksek bundan daha iyisini yapmalısın. | Open Subtitles | سيجب عليك فعل أفضل من ذلك إذا كنا سنتعقب مستذئب |
Sonra da-- Eğer hapse girmezsen-- kendini benim hayatımdan çıkaracaksın. | Open Subtitles | بعد ذلك إذا لم تذهب للسجن ستخرج نفسك من حياتي |
Ama ı Eğer senin hakkında ı'm endişeli çok yapamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني فعل ذلك إذا كنت سأقلق بشأنك أيضاً |
Eğer yürümeyi, konuşmayı, bisiklet sürmeyi ve hatta kuantum mekaniğini öğreneceksek bunu yapmak zorundayız. | TED | فتحتم علينا فعل ذلك إذا أردنا أن نتعلم كيفية المشي أو الكلام أو ركوب الدراجات أو حتى دراسة ميكانيكا الكم، صحيح؟ |
Eğer işemek için uygun bir zaman değilse beyin dış üretral büzücü kasa başka bir sinyal göndererek buna karşı çıkabilir. | TED | يستطيع الدماغ مواجهة ذلك إذا كان الوقت غير مناسب للتبول عن طريق إرسال إشارة أخرى لاكماش العضلة القابضة الخارجية. |
Bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu anlamak için, Eğer 1995 yılına bakarsak, Şili'nden iki yılda bir ortalama bir vaka rapor edildiğini görebiliriz. | TED | و فقط لتوضيح أهمية ذلك إذا نظرنا الى العام 1995 سنجد حالة واحدة من الكوليرا كمعدل فى شيلى لكل سنتين |
Umarım siz de koymuşsunuzdur. Çünkü ben sizi takip ediyorum. Eğer kendi şeyinize yatırım yapamıyorsanız, ben niye yapayım? | TED | أتمني أن يكون إستثمارك الشخصي. لأني سأتبعك في ذلك. إذا كنت لا تستطيع الإستثمار في مشروعك , لماذا أقوم أنا بذلك؟ |
Ya da daha da kötüsü bunu yapanla işbirliği yapıyor olması. | Open Subtitles | بل اسواء من ذلك إذا ماكان يتوطا مع من فعل هذا |
Ve topluluk üyeleri bunu talep ederlerse, yapacaklardır. | TED | وسوف يفعلون ذلك إذا طلب أفراد مجتمعاتهم منهم ذلك. |
Ve Venezuela da Eğer nükleer enerji tesisleri olsaydı bunu yapıyor olurdu. | TED | وستفعل فنزويلا ذلك إذا بدأوا مع منشآت الطاقة النووية خاصتهم. |
Bir kadın da bunu yapabilirdi, Eğer söylemek istediğin bu ise. | Open Subtitles | حسناً ، يمكن لإمرأة أن تفعل ذلك إذا كان هذا ما تعنيه |
Eğer beni dinlersen, sana bunu açıklayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أشرح لك ذلك إذا أستمعتِ لى فقط |
Eğer isteselerdi bunu yaparlardı | Open Subtitles | هم كان يُمكنُ أنْ يَعْملوا ذلك إذا أرادوا |