Özel ekibimiz o gece oyunda içeri tıktığımız herkesin ifadesini almış. | Open Subtitles | كان عندنا لجنة عملنا مقابلة كلّ شخص كسرنا في صالة إستقبال التحادث ذلك الليل. |
Onun şu anki durumunun o gece tanık olduğu bir şeyden kaynaklandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أقترح تضليليه الرسمي سبّب بالشيء شهد ذلك الليل. |
o gece Gracie'i aradı... onun yerine Iris çıktı ve günahlarının cezasını çekmek hakkında söylenmeye başladı. | Open Subtitles | في وقت سابق من ذلك الليل يدعو جرايسي، يحصل على آيريس بدلا من ذلك وبدايات يتجوّلان حول دفع ثمن ذنوبه. |
Bay Wells, ben o akşam evde bile değildim. | Open Subtitles | السّيد ويلز، أنا أنا أنا ما كنت حتى هناك ذلك الليل. |
O geceki ruh halini biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف حالتها العقلية ذلك الليل. |
Ama o gece pansiyonda kimin kaldığını biliyoruz. | Open Subtitles | لكنّنا نعرف الذين كنت أبقى في الحانة ذلك الليل. |
o gece... sırtım ve ellerim ağrıyordu. | Open Subtitles | ذلك الليل ضهري كان بيوجعني و أيديي |
Olayları anlamamıza yardımcı olması için o gece olan şeylerden bize anlatabileceğiniz bir şeyler var mı-- | Open Subtitles | سواء كان هناك أيّ شيء أنت يمكن أن تخبرنا حول الذي حدث ذلك الليل الذي قد يساعدنا للفهم... |
o gece girişte Azrail'in olup olmadığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكّرين إذا كان هناك شخص يرتدي زيّ قابض الأرواح في ذلك الليل عند المدخل؟ -نعم، كان هناك |
o gece asla aklımdan çıkmayacak. | Open Subtitles | ذلك الليل لن ينسى من عقلى |
o gece ev daha yakın gibiydi. | Open Subtitles | البيت كان يبدو أقرب ذلك الليل |
- o gece çökmüştü. | Open Subtitles | الخيمة انهارت ذلك الليل |
o gece oradaydın. | Open Subtitles | أنت كنت هناك ذلك الليل |
Evet, o gece değildi. | Open Subtitles | ليس ذلك الليل. |
Ajan Mulder o akşam buraya gelip bir adam vurdu. | Open Subtitles | وأنا أريد نوم، إذن لو أنّك لا تتدبّر... الوكيل مولدر رجع هنا ذلك الليل |
o akşam onun acılarına son vermek için döndü. | Open Subtitles | لذا رجع هنا ذلك الليل لأخذ ألمه بعيدا. |