Sen de yatakta durup, ölümü bekleme Bu çok saçma | Open Subtitles | لا يمكنك الجلوس في السرير في انتظار الموت. ذلك سخيف. |
Ama Bu çok saçma. Ben o otobüsün yolcusuydum. Onlara beklemelerini söyledim. | Open Subtitles | لكن ذلك سخيف فقد كنت على تلك الحافلة وأخبرتهم بانتظارى |
Sanırım hatırladım. Bu çok saçma. Kaza yapmadım. | Open Subtitles | أظننى قد أتذكر ذلك، ذلك سخيف ما سبق وأرتكبت حادثة طوال حياتى. |
Hayır, yaşayan hiçbir şey bu şartlar altında o kadar uzun süre varlığını sürdüremez. Bu saçmalık. | Open Subtitles | لا حياة يمكنها ان تبقي طوال هذه المدة تحت هذه الظروف , ذلك سخيف |
Adamım, iki takımda inanılmazdı. Bu saçmalık. | Open Subtitles | كِلا الفريقان كانوا مدهشين ذلك سخيف |
Bu aptalca ve cahilce ama sinir bozukluğu değil. | Open Subtitles | ذلك سخيف وينم عن جهل، لكنه ليس إنهياراً عصبياً. |
Öyle olsa hatırlamam gerekirdi. Bu çok saçma! Hayatım boyunca tek bir kazaya karışmadım ben. | Open Subtitles | أظنني قد أتذكر ذلك ، ذلك سخيف ما سبق وأرتكبت حادثة طوال حياتي |
Bu çok saçma. İkisi bir arada olamaz mı sanki? | Open Subtitles | ذلك سخيف , كأنه لا يمكنك أن تكون الإثنين معاً ؟ |
Bu çok saçma, çok çağdışı bir düşünce biçimi daha da kötüsü hiç kimse bu saçmalığın farkında değil. | Open Subtitles | ذلك سخيف ومبتذل أكثر وأكثر ابتذالاً الا يشك أحد بأن ذلك غريب؟ |
Demek istediğim Bu çok saçma. Sanki 30 dakikalık bir birleşme çok yaratıcı bir eylemken, dokuz aylık gebelik süresi, ve -tanrı korusun- 24 saatlik doğum sancısı sadece bir uygulamaymış gibi. | TED | يمكنني أن أناقش بأن ذلك سخيف بقدر أن نقول أن 30 دقيقة من الجماع هي العمل الإبداعي وأن أشهر الحمل التسعة ولا قدّر الله, الساعات ال24 من المخاض هي مجرد تنفيذ. |
Bu çok saçma. Ayrılmamız lazım. | Open Subtitles | ذلك سخيف علينا أن نفترق |
Bu çok saçma işte. | Open Subtitles | حسناً، ذلك سخيف. |
Bu çok saçma. Herkes senin şey olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ذلك سخيف الكلّ يعرف بأنّك |
Bu çok saçma. | Open Subtitles | تبّـاً، ذلك سخيف جداً. |
Evet ama onu annen olarak istediğini söyledi ve ben de ona Bu saçmalık dedim ama sonra onunla tanıştım ve hoşlandım ondan ve sana çok iyi bir anne olacağını düşündüm. | Open Subtitles | بلى, ولكنّها أخبرتني أنّك أردتها أن تملأ الفراغ الذي تشغله والدتك, ولكن أخبرتها أنّ ذلك سخيف لكن قابلتها بعد ذلك وفي الحقيقة, أعتقد أنّها ستكون أمّاً رائعة |
Bu saçmalık. | Open Subtitles | ذلك سخيف لو جلس كليبتو في حضنك ومصك |
Haklısın, Bu saçmalık bizim yaptığımızın aksine. | Open Subtitles | أنت محق ذلك سخيف بعكس ما نقوم به الأن |
Bu saçmalık. Belli ki, bir erkek. | Open Subtitles | ذلك سخيف واضح أنه رجل |
Benim biraz bilgiye ihtiyacım var şeyle ilgili Flow-Flow demek istiyorum ama Bu saçmalık. | Open Subtitles | ...الآن احتاج لبعض المعلومات ذات الصلة بـ (أريد أن أقول (فلو فلو ! لكن ذلك سخيف |
Hayır, Bu saçmalık. | Open Subtitles | كلاّ، ذلك... ذلك سخيف. |
Oh, Aman Tanrım. Bu aptalca birşey. | Open Subtitles | يا للهول ذلك سخيف |
Saçmalıyorsun anne, ve yardımcı olmuyorsun. | Open Subtitles | ذلك سخيف يا أمي، ولا يساعد. |