Senin bilmen gereken de Bunu benim için yapmış olduğu. | Open Subtitles | وما ينبغي أن تعلمه، هو أنّها فعلت ذلك من أجلي. |
- Bunu benim için yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أصدق أنك فعلت ذلك من أجلي |
Bunu benim için yaparsan geriye gelir yanında da istediğin kadar kamera getirirsin. | Open Subtitles | الآن, إن كان بإستطاعتك فعل ذلك من أجلي بإمكانك أن تعود مرة أخرى ومعك كل الكاميرات التي تريد |
Benim için bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن أصدق أنكِ تفعلين ذلك من أجلي |
Benim için bunu yapmış olmasını bilmek bile yetmez mi? | Open Subtitles | أليس هذا شيئاً مؤثراً ، أنه فعل ذلك من أجلي ؟ |
Victor, Bunu benim için yapmanı çok takdir ediyorum. | Open Subtitles | فيكتور ,انا حقا اقدر انك فعلت ذلك من أجلي |
Ölmeyi kesinlikle hak ediyor ama buna dayanmak zor olmalı ve bunu, benim için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه صعب عليكَ مقاومة ذلك وأدرك بأنّكَ فعلتَ ذلك من أجلي |
Bunu benim için yapabilir misin tatlım? | Open Subtitles | هل تظنين أنه يمكنك عمل ذلك من أجلي , يا عزيزتي ؟ |
Ve sen Bunu benim için yapacaksın, ve sana hiçbir şey borçlanmayacağım. | Open Subtitles | وأنت ستفعل ذلك من أجلي وأنا لن أكون مدينةً لك بشيء |
Ve sen Bunu benim için yapacaksın, ve sana hiçbir şey borçlanmayacağım. | Open Subtitles | وأنت ستفعل ذلك من أجلي وأنا لن أكون مدينةً لك بشيء |
Bazı günler Bunu benim için yaptığını düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت في بعض الأيام أنه يفعل ذلك من أجلي فقط. |
Ama sonra Bunu benim için yaptığını fark ettim. | Open Subtitles | لكنّي أدركتُ بعدها أنّكِ فعلتِ ذلك من أجلي. |
Hayır, hayır, hayır. Bunu benim için yapmalısınız. | Open Subtitles | لا,لا,لا يجب أن تفعل ذلك من أجلي |
Bunu benim için yapar mısın, evlat? | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل ذلك من أجلي ، يا بني؟ |
Yani, Benim için bunu yapacak biri gelmiyor aklıma. | Open Subtitles | أعني، لا أعرف أحداً يمكنه فعل ذلك من أجلي |
Telefonunu açmıyor, mesaj kutusu da dolu. Benim için bunu yapar mısın? | Open Subtitles | هو لا يرد على الهاتف، وبريده الصوتي ممتلئ، هلا تفعلين ذلك من أجلي |
Benim için bunu yaptığınıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أكاد أصدّق أنكما فعلتما ذلك من أجلي. |
Eğer Benim için bunu yaparsan, minnettar olurum. | Open Subtitles | إذا أمكنك فعل ذلك من أجلي سوف أقدر ذلك |
Lütfen, Benim için bunu yapar mısın? | Open Subtitles | -لا تكوني هكذا -أرجوكَ ، هل تستطيع فعل ذلك من أجلي ؟ |
Sadece Benim için bunu yapabilecek başka birini tanımıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط... لا أعرف أي شخص سيفعل ذلك من أجلي. |
Bunu benim için mi yaptın? | Open Subtitles | فعلت ذلك من أجلي |
Beyaz Saray'da şarkı söylüyor, ama benim için iptal edecek. | Open Subtitles | ،كان سيغنّي في البيت الأبيض لكنّهُ سيلغي ذلك من أجلي |
Hala benim için böyle bir şey yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لازلت لاأصدق أنك ذهبت لتفعل ذلك من أجلي |