"ذلك من أجلي" - Traduction Arabe en Turc

• Bunu benim için
• Benim için bunu
• Benim için mi
• benim için ♪
• için böyle bir

Senin bilmen gereken de Bunu benim için yapmış olduğu.
وما ينبغي أن تعلمه، هو أنّها فعلت ذلك من أجلي.

- Bunu benim için yaptığına inanamıyorum.
أنا لا أستطيع أن أصدق أنك فعلت ذلك من أجلي

Bunu benim için yaparsan geriye gelir yanında da istediğin kadar kamera getirirsin.
الآن, إن كان بإستطاعتك فعل ذلك من أجلي بإمكانك أن تعود مرة أخرى ومعك كل الكاميرات التي تريد

Benim için bunu yaptığına inanamıyorum.
لا استطيع أن أصدق أنكِ تفعلين ذلك من أجلي

Benim için bunu yapmış olmasını bilmek bile yetmez mi?
أليس هذا شيئاً مؤثراً ، أنه فعل ذلك من أجلي ؟

Victor, Bunu benim için yapmanı çok takdir ediyorum.
فيكتور ,انا حقا اقدر انك فعلت ذلك من أجلي

Ölmeyi kesinlikle hak ediyor ama buna dayanmak zor olmalı ve bunu, benim için yaptığını biliyorum.
لا بدّ أنّه صعب عليكَ مقاومة ذلك وأدرك بأنّكَ فعلتَ ذلك من أجلي

Bunu benim için yapabilir misin tatlım?
هل تظنين أنه يمكنك عمل ذلك من أجلي , يا عزيزتي ؟

Ve sen Bunu benim için yapacaksın, ve sana hiçbir şey borçlanmayacağım.
وأنت ستفعل ذلك من أجلي وأنا لن أكون مدينةً لك بشيء

Bazı günler Bunu benim için yaptığını düşünüyordum.
ظننت في بعض الأيام أنه يفعل ذلك من أجلي فقط.

Ama sonra Bunu benim için yaptığını fark ettim.
لكنّي أدركتُ بعدها أنّكِ فعلتِ ذلك من أجلي.

Hayır, hayır, hayır. Bunu benim için yapmalısınız.
لا,لا,لا يجب أن تفعل ذلك من أجلي

Bunu benim için yapar mısın, evlat?
يمكنك أن تفعل ذلك من أجلي ، يا بني؟

Yani, Benim için bunu yapacak biri gelmiyor aklıma.
أعني، لا أعرف أحداً يمكنه فعل ذلك من أجلي

Telefonunu açmıyor, mesaj kutusu da dolu. Benim için bunu yapar mısın?
هو لا يرد على الهاتف، وبريده الصوتي ممتلئ، هلا تفعلين ذلك من أجلي

Benim için bunu yaptığınıza inanamıyorum.
لا أكاد أصدّق أنكما فعلتما ذلك من أجلي.

Eğer Benim için bunu yaparsan, minnettar olurum.
إذا أمكنك فعل ذلك من أجلي سوف أقدر ذلك

Lütfen, Benim için bunu yapar mısın?
-لا تكوني هكذا -أرجوكَ ، هل تستطيع فعل ذلك من أجلي ؟

Sadece Benim için bunu yapabilecek başka birini tanımıyorum.
أنا فقط... لا أعرف أي شخص سيفعل ذلك من أجلي.

Bunu benim için mi yaptın?
فعلت ذلك من أجلي

Beyaz Saray'da şarkı söylüyor, ama benim için iptal edecek.
،كان سيغنّي في البيت الأبيض لكنّهُ سيلغي ذلك من أجلي

Hala benim için böyle bir şey yaptığına inanamıyorum.
أنا لازلت لاأصدق أنك ذهبت لتفعل ذلك من أجلي