Sonra bir değişiklik fark ettim. Annen asla fark etmedi ama ben ettim. | Open Subtitles | ثم لاحظت ان هناك تغيير ، امك لم تلاحظ ذلك ولكني ادركت ذلك |
Bu olaydan haberim yok ama eminim bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | لست متأكداً من ذلك ولكني متأكد من أن هناك تفسير. |
Ve terapiste bile giderim, eğer istediğin buysa. ama bunları burada yapmak istiyorum! | Open Subtitles | وساقوم برؤية الاخصائية النفسية حتي اذا اردتي ذلك ولكني اود فعل ذلك هنا |
Çok isterdim ama aslına bakarsan şu çocuklardan birkaçıyla Joey'in yerine gidiyorum. | Open Subtitles | أودُ ذلك ولكني في الواقع سأذهب إلى وجوي مع بعضُ أولئكَ الرفاق |
Mesleğini yapman gerektiğini anlıyorum ama, burada bir konuşma yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | اتفهم بأن اختصاصك يتطلب ذلك,ولكني احاول ان اجري محادثه في غرفتي |
Şimdi en yaşlıyım belki genç görünüşüm yanıltıyor olabilir ama ben Y neslinden değilim. | TED | الآن، أنا أصبحت متقدماً بالعمر، وربما مظهري الشاب يخفي ذلك. ولكني لا انتمي الى الجيل الحاضر. |
İsterdim ama JP'ye onun için bir şey yapma sözü verdim, değil mi? | Open Subtitles | أنا اود ذلك ولكني وعدت جي بي بمهمة اليس كذلك ؟ |
Oh, bekleyebilirim. Tam olarak bilemiyorum ama bekleyebilirim. | Open Subtitles | استطيع , لا اعرف ان كنت سافعل ذلك ولكني استطيع |
Senin için tatsız olduğunu biliyorum ama senden hoşlanmaktan kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تكره ذلك... ولكني لا أستطيع التوقف عن الإعجاب بك. |
Buna inanmayacaksın biliyorum ama gerçekten seni kendi kızım gibi görmeye başladım. | Open Subtitles | أعرف أنك قد لاتصدقين ذلك ولكني حقا بدأت بالتفكير بك كأبنتي |
Sana söyleyecektim ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أقول لكي ذلك , ولكني لا أعرف كيف |
İzle şunu. Bunu çok isterdim ama ben bir sirke falan katılamam. Beceremem. | Open Subtitles | راقب هذا، أود فعل ذلك ولكني لا أستطيع الرحيل والانضمام للسرك. |
Bunu söylemek bana zor geliyor, ama detayları anlatmak için fazla büyüdüm. | Open Subtitles | يؤلمني قول ذلك ولكني نضجت على البوح بالتفاصيل |
İyi fikir anne, ama bana yeni giysi lazım değil. | Open Subtitles | أمي، يسعدني ذلك ولكني لست بحاجة لملابس جديدة. |
Bunu yapardım ama, ayıkken, sana bakamıyorum bile. | Open Subtitles | أتمنى ذلك ولكني لا استطيع النظر اليك عندما اكون صاحية |
Sanmıyorum, ama daha önceden aldandığım oldu. | Open Subtitles | انا لا اعتقد ذلك ولكني كنت مخطأ في مرة سابقة |
Sana sırt çevirirdim ama o durumda ne yaptığını gördüm. | Open Subtitles | كنتُ لأغفل عن ذلك ولكني رأيتُ ما فعلتَه في هذا الموقف |
Bir kaç kez daha çaldı ama senin için çok üzüldüğüm için cevap vermedim. | Open Subtitles | الهاتف رنّ مرتين بعد ذلك ولكني قلقت عليك، فتوقفت عن الرد |
Doktor bir şey söylemek için daha çok erken dedi ama eğer seni tanıyorsam, bir şeyin kalmaz. | Open Subtitles | , الدكتور قال انه من المبكر قول ذلك ولكني اعرفك , ستكوني بخير |
Olabilirdi, ama sanırım sosisli makinemi çok özlerdim. | Open Subtitles | أتمنى ذلك ولكني اعتقد باني سافتقد ساندوتش السجق |