Affedilemez, canice bir günah işledin ve şimdi... sen ve senin aciz ırkın Tanrının gazabını çekeceksiniz. | Open Subtitles | أنظر , لقد أرتكبت ذنباً بشعاً ولا يٌغتفر وستعانى أنت وقومك من غضب الإله |
günah işledim Kira. Korkunç bir günah. | Open Subtitles | لقد إقترفت ذنباً يا كيرا لقد أرتكبت خطئاً رهيباً يا كيرا |
Hoşuma gittiği için değil, günah olduğu için. | Open Subtitles | ليس لأنّها كانت تثيرني ، وإنّما لأنّها تعتبر ذنباً |
Ama bu bilgiyi onlardan ne çok saklarsak o kadar suçlu görüneceğim. | Open Subtitles | لكن كلما حجبنا هذه المعلومات أطول من ذلك سأبدو أكثر ذنباً |
Sherman her dakka daha bi' suçlu görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدو يا شيرمان أكثر ذنباً مع مرور الوقت |
Bu günahsa, hepimiz yanacağız demektir. | Open Subtitles | حسنا، إن كان ذلك ذنباً لكنا سنحرق جميعاً في الجحيم |
Eğer aşk adına yapıyorsan, günah değildir. | Open Subtitles | حسناً، ليس ذنباً إذا كنتَ تفعلها لأجل الحبّ. |
- Günahlarım için affet beni peder. Son günah çıkarmamdan bu yana bir hafta geçti. | Open Subtitles | سامحني أبتاه، لأنني ارتكبت ذنباً لقد مضى اسبوع واحد منذ آخر إعتراف لي |
Affedilmez bir günah işlesen bana söylerdin herhalde? | Open Subtitles | ستخبرني بأنّني اقترفت ذنباً شنيعاً، على ماعتقد ؟ |
Her gün hayatın trajedisinden kurtulup anlık rahatlama yöntemi. Bana pek de günah gibi gelmedi dostum. | Open Subtitles | لحظة إغاثة من مأساة الحياة اليومية لا يبدو هذا ذنباً بالنسبة لي |
Babamın bana öğrettiklerine karşı korkunç bir günah olurdu bu. | Open Subtitles | ولكان ذنباً كبيراً ضد كل شيء علمني إياه أبي |
Bağışla ben, peder, günah işledim. | Open Subtitles | سامحني أيها الرب لأني ارتكبت ذنباً. |
Ki biliyorum bunu bir günah olarak kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | و الذي أعرف أنك تظنه ذنباً لكنه يعمل |
Bunun evlendikten sonra günah olup olmadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما إذا كان ذنباً بعد الزواج |
Tanrım, intiharın günah olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إلهي , أعلم بأن الانتحار يُعَدٌ ذنباً |
Büyük bir günah işledim. | Open Subtitles | لقد أقترفتُ ذنباً عظيماً |
Çocuğumun annesine yapacağım maddi yardımın beni daha az suçlu hissettireceğini düşünmem beni kötü bir insan yapar mı? | Open Subtitles | أيجعلني ذلك رجل سيئاً لإنتظاري أي تبرع خيري يجعلني أقل ذنباً لما أنا بصدد فعله لأم أولادي؟ |
Şantaj yapan adam üzerine yoğunlaşırsanız insanlar o zavallı çocuğu göz ardı ederler, siz de daha az suçlu görünürsünüz. | Open Subtitles | وتعتقد أنك إذا اختبأت خلف ذلك المبتز فلن يفكر أحد بذلك الفتى المسكين وستبدو أنت أقل ذنباً |
Ne kadar inkar edersen, o kadar suçlu görünürsün. | Open Subtitles | كلما أنكرتِ ذلك، كلما بدوتِ أكثر ذنباً. |
suçlu hissetmemek için geldim buraya, ve hiç olmadığım kadar suçlu hissediyorum çünkü tam bir hayal kırıklığı olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | رَجعتُ هنا للتَوَقُّف عن ظُهُور مذنبِ، فقط الآن أَشْعرُ أكثر ذنباً أكثر من أي وقت مضى لأن أَعْرفُ ما a إحباط ملعون أَنا. |
Bu günahsa, hepimiz yanacağız demektir. | Open Subtitles | حسنا، إن كان ذلك ذنباً لكنا سنحرق جميعاً في الجحيم |
"suçluluk" diyorum, baylar... onun hareketlerine yön veren... suçluluk duygusuydu. | Open Subtitles | وقد فعلت ذلك جاهدة لكى تتخلص من ذنبها الآن أقول : "ذنب" أيها السادة لأنة كان ذنباً الذى دفعها لذلك |