| Aslında, ortada yatırım için umduğumuz kadar sermaye olmayabilir. | Open Subtitles | حسنٌ، قد لايكون هنالك رأس مال كبير كما تعتقدون |
| Bu bir kâr, sermaye değil, üçümüz bunu çoktan bölüştük. | Open Subtitles | كان ذلك ربح , و ليس رأس مال و قد تقاسمنا المبلغ فيما بيننا |
| Büyük planlarım var ve sermaye gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لدي خطط كبيرة، وهمّ يتطلبون رأس مال. |
| Özel yatırımcılar için, gelişen pazarlarda risk sermayesinin artmasına, özel sermayeye, döner sermayeye ihtiyacımız var. | TED | للمثتثمرين، نحتاج رأس مال كبير، عدالة، وأشخاص تعمل في الأسواق الناشئة. |
| Dünyanın başka neresinde bir adam hiç sermayesi olmadan dolar milyarderine dönüşebilir? | Open Subtitles | هل هنالك مكان آخر يمكن لشخص بلا رأس مال يصبح مليونير ؟ |
| Ne yapabiliriz peki? Ancak bir-iki ay yetecek kadar sermayemiz var. | Open Subtitles | ما الذي يمكننا فعلة، لدينا رأس مال يستمر لشهر أو اثنين على الأكثر |
| Gideri olmayan bir sermaye sonuçta. Düşünmemiz gerek. | Open Subtitles | حسناً, إنها رأس مال بلا نفقة علينا إعتبار هذا |
| Riski ortadan kaldırdık, ama şimdi büyük miktarda sermayeye ihtiyacımız var ve böyle bir sermayeyi ancak sermaye piyasasında bulabiliriz. | TED | فلقد أصبحنا قادرين على التخلص من المجازفة, لكننا الآن نحتاج إلى رأس مال كبير, و يوجد مكان واحد يمكننا الحصول فيه على هذا القدر من المال, سوق رأس المال. |
| Ama yapmak için çekirdek sermaye gerek. | TED | لكنها تحتاج رأس مال أولي للتنفيذ، |
| böylece üretim için gerekli sermaye yoğunluğunda GM'in Lansing'deki 'dünyanın en yalın' fabrikasına nazaran, en az %40 azalma olacak | TED | فينتهي بك الامر مع حوجة الى رأس مال أدني بما لايقل عن خمسي رأس المال لدى اصغر مصنع في المجال، وهو مالدى جي ام في لانسنغ |
| Halktan bir insansal sermaye gibi söz ediyoruz. | TED | نتكلم عن الشعب باعتباره رأس مال بشري |
| Ve inanıyorum ki halkı insansal bir sermaye için bir yük gibi gören bu zihniyetin değişimi Hindu zihniyeti'nde, meydana gelen köklü değişimlerden biridir. | TED | وأعتقد أن هذا التغيير في العقلية من النظر إلى الشعب على أنه عبء إلى اعتباره رأس مال بشري مثل احد التغيرات الأساسية في الفكر الهندي |
| Bu yenilikçiler, eğer dönüş arayan ufak bir sermaye katabilirsek, olacak iyilik şaşırtıcı olabileceğini hatırlatıyorlar. | TED | إذا يمكننا النظر لهؤلاء المبتكرين ليساعدونا في أن نتذكر أنه كان يمكننا أن نبني حتى على مبلغ رأس مال صغير والتي تهدف للعودة بالنفع الذي يمكن أن يكون مردوده مذهلاً |
| Ve ondan sonra, risk alacak sermaye kalmadı. Üzgünüm. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك , لا يوجد رأس مال لأفعل ذلك |
| Şu sana bahsettiğim şirkete, gerçek sermaye koymasını sağlayabilirim gibime geliyor. United Fusion. | Open Subtitles | سيضعون رأس مال كبير في الشركة التي اخبرتك عنها "فيوجن المتحدة" |
| GD'nin kolektif ortaklığa, özel sermayeye ve birlikteliğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | "جلوبال داينمكس" تحتاج إلى مشاركة الشركات، رأس مال خاص، وتآزر. |
| Diyelim ki bir milyon frank sermayeye ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أجل، ستحتاجن إلي رأس مال دعونا نقول أنه مليون فرنك |
| Adamın son yaptığı risk sermayesi 400 milyon dolar değerindeydi. | Open Subtitles | أخر رأس مال مجازف للرجل كان يقدر بأربعمائة مليون دولار |
| Bu daha ziyade içine çekilen ve sevgi tanrısı adına ya da cazibe sermayesi adına kurban edilen şeydir. | TED | بل ما يتم ابتلاعه والتضحية به بإسم إله الحب أو بإسم رأس مال الإغواء |
| Bulamazsa da, sermayemiz olmuş oldu. | Open Subtitles | وإذا لم يفعل، فلديك رأس مال الآن |
| Döngüsel ekonomi doğal sermayeyi yeniden kurabilir mi? | TED | هل يمكن للاقتصاد الدائري بناء رأس مال طبيعي ؟ |
| Güvenli evlerim yok, sermayem yok. | Open Subtitles | لا منازل آمنة، ولا رأس مال |