Geçen defa sizi birlikte gördüğümde pek de yardıma ihtiyacın var gibi görünmüyordun. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ لم تبدّي بأنك بحاجه ماسه للمُساعده أخر مرة رأيتكم فيها سوياً |
Öpüştüğünüzü gördüğümde şaşırmadım desem yalan olur. | Open Subtitles | لا أقول بأنّني تفاجأت قليلا عندما رأيتكم تقبلون بعضكم |
Sizi gördüğüm zaman, buradan kurtulmanın bir yolunu bulduğumu biliyordum. | Open Subtitles | عندما رأيتكم هنا ، علمت أنها فرصتى للنجاة من خطاياى |
Eğer sizi yine burada görürsem, polise haber vereceğim. | Open Subtitles | وإذا رأيتكم هنا ثانيةً سَأَتّصلُ بالشرطة |
Biliyorum, ülkenize gelen birçok yabancı gördünüz. ADAM CURTIS: | Open Subtitles | أعلم أنكم رأيتكم الكثير من الأجانب يأتون إلى بلادكم |
Sizi bir dans sırasında verandada yan yana otururken bile Gördüm. | Open Subtitles | حبيبة أخرى. لقد رأيتكم تجلسون لوحدكم بالشرفة فى الحفل الراقص. |
Dün onu toplantı odasına götürürken görmüştüm sizi. | Open Subtitles | رأيتكم تقوم بإدخاله إلى غرفة المؤتمرات البارحه |
- Sizi buralarda gördüğümü anımsamıyorum. - Çabuk unutulabilir simamız yüzünden bizi tutuyorlar. | Open Subtitles | لا أتذكر أننى رأيتكم فى أى مكان هنا لقد تم تعيننا بسبب وجهونا المنسيه |
Seni en son gördüğümde işler biraz çığrından çıkmıştı. | Open Subtitles | .. حسناً ، آخر مرة رأيتكم الأمور كانت قليلاً خارجة عن السيّطرة |
Sizi beraber gördüğümde verdiğimiz sözden döndüğünü düşündüm. | Open Subtitles | عندما رأيتكم معاً. ظننت انك قد نكثت بالوعود التي قطعنها. |
Bu haftaki konumuz-- Selam Kızılderililer sizi sokakta dilenirken gördüğümde çarığınıza bir dolar atacağım. | Open Subtitles | الشيء الحقيقي هذا الأسبوع أيها الأمريكيون الأصليون أذا رأيتكم في الشارع تستجدون سأرمي دولار في حذائكم |
Sizi gördüğüm an başıma dert olacağınızı anlamıştım zaten. | Open Subtitles | عرفت أنكم ستكونوا متعبين عرفت ذلك منذ أن رأيتكم |
Ben de bataklığa batmıştım ama sizi gördüğüm zaman kendimi yukarı çekebilecek cesareti buldum. | Open Subtitles | لكن عندما رأيتكم أعطاني ذلك الشجاعة لِسَحبِ نفسي |
Çocuklar sizi gördüğüm zaman kaşif olmadığınızı anlamalıydım. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن أعرفكم أنكم لم تكونوا مستكشفي شرطة حالما رأيتكم |
Sizi bir daha burada görürsem, ayaklarınızı yerden keserim. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | إذا رأيتكم هنا مجدداً ، فإن اقدامكم لن تمس الأرض بعدها ، هل فهمتم؟ |
İlgilendiğinizi görürsem uzaklaştırma alırsınız. | Open Subtitles | إذا رأيتكم قريباً منها, ستوقفون عن العمل. |
Eğer sizi bir şey yutarken ya da saklarken görürsem kıçınızı hücreye tıkarım. | Open Subtitles | إن رأيتكم تبلعون شيئاً ما أو تخبئون شيئاً ما ستذهب مؤخرتكم إلى العزل الإنفرادي |
Bunu gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيتكم ذلك؟ لقد قالت لي يا ساقطة |
Yüce İsa, siz ikiniz az önce Kyle'ı götürdüklerini gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيتكم بأنهم للتو اخذوا كيلي ؟ |
Sizi Gördüm. Sizi yatakta birlikte Gördüm. | Open Subtitles | . لقد رأيتكم . لقد رأيتكم فى الفراش معاً |
Üç yıl önce falan Amerikan Alışveriş Merkezi'nde performansınızı görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيتكم تؤدون مول أمريكا منذ ثلاثة سنين |
Sizi en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى أن أتذكر آخر مرة رأيتكم فيها يا رفاق |
O evdeki herkesi öldürüp çizik bile almadığınızı görünce adamlarımı bulduğumu anladım. | Open Subtitles | عندما رأيتكم يا رفاق تنسفون كامل البيت وتخرجون بدون خدش، عرفت بأنّني وجدتُ رجالي. |
Dün gece sizi iskeleden Gördüm. Dürbünle sizi güvertede izledim. | Open Subtitles | رأيتكم من المرفأ ليلة البارحة، راقبتكم على المتن بالمقراب. |
Tatlım bak, eski fotoğraf albümünü buldum. | Open Subtitles | رأيتكم معا تنشط الزكرايات |