| Bunu nasıl yaptığını gördünüz. Burada bu mahkemede yaptı. | Open Subtitles | لقد رأيتموه يفعل ذلك، وقد قام به هنا بهذه القاعة |
| Mükemmel! Antrenmanlarını gördünüz. Hiç daha iyi görünmemişti. | Open Subtitles | رائع, رأيتموه جميعاً في التدريب لم يبدو بأفضل من هذا الحال من قبل |
| Ve dediğim gibi, ilacın çok azını veriyorduk ve etkisi haftalarca sürdü, yani antidepresanlarda gördüğünüz şeyler gibi değiller. | TED | وكما قلت، أعطينا مقدارً ضئيلاً من العقار، والذي دام لأسابيع، وهو لا يشبه أي شيء رأيتموه مع مضادات الاكتئاب. |
| Sayın juri üyeleri, burada gördüğünüz kişi yalancı şahitlik yapmaktadır. | Open Subtitles | سيداتي هيئة المحلفين ما رأيتموه هو ببساطة شاهد زور منافق |
| Çok tehlikeli biri. Kurşunlar işe yaramayabilir. Eğer onu görürseniz, bana haber verin. | Open Subtitles | إنه خطر ، الرصاص لن يكون ذو فائدة معه لو رأيتموه ، أخبروني |
| Bu gördükleriniz naçizane hanemin sunduğu tatların sadece bir kısmı. | Open Subtitles | ما رأيتموه ما هو إلا طعم الملذات الممنوحه لكم تحت هذا السقف المتواضع. |
| gördün mü bilmiyorum. Şuradaki çocuk. | Open Subtitles | لا أعلم ان كنتم رأيتموه يا أخى هناك؟ |
| Onu en son ne zaman gördünüz? | Open Subtitles | متى كانت المرة الأخيرة التي رأيتموه فيها؟ |
| Onu ilk kez burada gördünüz, uyuyan CBI Ajanı. | Open Subtitles | رأيتموه هنا أوّلاً عميل مكتب "كاليفورنيا" للتحقيقات |
| - Bunu gerçekten yaparken gördünüz mü onu? | Open Subtitles | و هل رأيتموه و هو يقوم بذلك فعلاً ؟ |
| Onu ilk kez burada gördünüz, uyuyan CBI Ajanı. | Open Subtitles | رأيتموه هنا أوّلاً عميل مكتب "كاليفورنيا" للتحقيقات |
| Bunlardan ilki şurda gördüğünüz robottu. | TED | احدها كان الروبوت الذي رأيتموه هناك أوتوم |
| Erkeğin yaptığını gördüğünüz şey iki ayağu üzerinde durarak kendini daha uzun göstermek ve kollarını yana açmak. | TED | لذا فما رأيتموه يفعله فهو يرتفع بجسده ويقف على قدميه، مباعداً بين ذراعيه. |
| Az önce gördüğünüz hareketsiz grafik işte buna dönüştü. | TED | ومن ثمّ فإن ذلك الرسم البياني المسطّح الذي رأيتموه لتوّكم تحوّل إلى هذا. |
| Burada gördüğünüz her şey derin öğrenme ile gerçekleşiyor. | TED | كل ما رأيتموه هناك كان يحدث بالتعلم العميق |
| Gözlerinizi açık tutun. Eğer onu görürseniz, onu gördüğünüzü düşünürseniz kahraman olmaya kalkmayın, hemen haber verin. | Open Subtitles | إذا رأيتموه , إذا اعتقدتم أنكم رأيتموه لا تحاولوا أن تكونوا أبطال , اطلبوا الدعم |
| Elimizden geldiğince çabuk onu bulmak zorundayız ve onu görürseniz sakın ola belli etmeyin. | Open Subtitles | حسناً، علينا أن نعثر عليه بأسرع ما يمكن وإذا رأيتموه |
| Unutmayın burada gördükleriniz burada duyduklarınız, burada söyledikleriniz burada kalsın. | Open Subtitles | عودوا هنا ثانيةً وتذكّر ، كل ما رأيتموه هنا ما سمعتموه ما قولتوه |
| gördün bana dalaştı. | Open Subtitles | انتم رأيتموه يضايقنى |
| Bu kadar komik birşey görmüş müydünüz? Şu kulaklara bakın. Hey, çocuklar, şuna bakın! | Open Subtitles | أكثر شيئا مسليا رأيتموه, إنظروا إلى آذانه |
| gördüğün o dövmeler öldükleri zaman uçuyorlar mıydı? | Open Subtitles | الوشم الذي رأيتموه هل انفصل عن جسم صاحبه عند موته؟ |
| Her biriniz gördüklerinizi anlatan birer ifade yazın. | Open Subtitles | حسنا, على كل منكم إعداد تقرير مفصل بما رأيتموه |
| Drew, Gwen ile onun buraya girdiğini gördüğünüze emin misiniz? | Open Subtitles | (درو) هل أنت متأكد من أنك و (غوين) رأيتموه ذهب إلى هنا؟ |
| Sempatik salakça beyaz adam? Onu görmediniz mi? | Open Subtitles | رجل أبيض، أخرق هل رأيتموه ؟ |