ciğerlerim kalan hacime ulaşır, ki bunun altında teoride sıkıştırılmış olması gereken birşey yoktur. | TED | تصل رئتي للحجم المُتبقي. الحجم المتبقي، هو الحجم النّظري الذي لا يمكن للرئتين بعده أن تنضغطا أكثر. |
20 metre, 10 metre, ciğerlerim yavaşça normal hacimlerine dönüyorlar. | TED | 20 متراً، 10 أمتار. تعود رئتي بلطف للحجم الطبيعي، |
FBI patolouna göre kurbanın ciğerlerinde duman yokmuş. | Open Subtitles | بناء على اختصاصي علم الأمراض الفيدرالي لم يكن هناك دخان في رئتي الضحية |
Ciğerlerimi zehirden temizlesin... diye temiz hava... soluyorum. | Open Subtitles | أستنشق بعض الهواء النقي لأنظف رئتي من تلك السموم |
"Ciğerimden başka bir küçük parça daha al şimdi bayım." | Open Subtitles | * تأخذ قطعة أخرى صغيرة من رئتي سيدي * |
Bu video günlüğü sürekli tutmamı istediler çünkü Akciğerlerimde tümör buldular. | Open Subtitles | لذا طلبوا مني أن أحتفظ بهذا التسجيل الدوري لأنهم عثروا على أورام في رئتي. |
Bebeğin ciğerleri gelişmedi. | Open Subtitles | لا يمكن أن تضع الآن رئتي الطفلة ليست بخير |
Ve Lenny ölümü yeni bir mevsim başlattı Johnny'nin akciğerlerinde. | Open Subtitles | و بمقتل ليني ، بدأ فصل جديد في رئتي جوني |
Evet, şimdi benim orta yaş ciğerlerim 25 yıl bu bileşenleri soluyor. | TED | حسناً، قضيت 25 عاماً، في منتصف عمر رئتي الآن، أستنشق تراكيز مختلفة من ذلك. |
Çok güzel, ve orada benim eski, yaşlı ciğerlerim - onlara böyle demeyi seviyorum Onları karbondioksit ve çok yüksek dozda ozanla doldurdum. | TED | جميل جداً، وهناك رئتي العجوزتين، كما أحب تسميتهم، أصبحت مليئة بالجسميات، ثاني أوكسيد الكربون، وجرعات عالية من الأوزون. |
- Müsaade edin, ciğerlerim kötü. - Mazeret değil, seçmelere yetişmem lazım. | Open Subtitles | معذرة إن رئتي - دعك من الأعذار فأنا أعتاش من الغناء - |
ciğerlerim yanana ve düşüp öleceğimi sanana kadar koştum. | Open Subtitles | لقد ركضت ، ركضت حتى احترقت رئتي وظننت أني سأسقط ميتاً |
Ted Macy'in boğazında ve ciğerlerinde birikmiş çamur ve su. | Open Subtitles | تربة و ماء تم جمعها من حلق و رئتي تيد ميسي |
Cesur ol aşkım. Ben ciğerlerinde oksijen depolayabilirim. | Open Subtitles | تحلي بالشجاعة، حبيبتي بإمكاني تخزين الأوكسجين في رئتي |
Ben de öksürürken Ciğerlerimi çıkaracağımı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم اتوقع رؤيتك هنا لم اتوقع ان أسعل حتى تكاد رئتي تخرج |
"Ciğerimden bir parça, Ciğerimden bir parça," | Open Subtitles | * قطعة من رئتي * * قطعة من رئتي * |
ve gördük ki bu şeylerden Akciğerlerimde beş tane vardı. | TED | وتبين أن هناك 5 من هذه الأشياء فى رئتي الإثنين . |
İnsan akciğeri, akasya ağaçları, eğrelti otları.. Bu güzel doğal şekillerini elde edilir. | TED | يمكنك الحصول على رئتي انسان, أو شجرة أكاسيا, أو نبات السرخس, ستحصلون على هذه الأشكال الطبيعية الرائعة. |
Doğarken sol akciğerim iflas etmiş. | TED | رئتي اليسرى تحطمت حين ولدت. |
Beş dakika sonra hayatımı sonsuza kadar değiştirecek, kazı-kazan biletini kazıdım. Ayrıca dalağımı yırtıp, akciğerimi yerinden fırlattı. | Open Subtitles | بعد 5 دقاءق، حككت بطاقة اليانصيب التي ستغيّر حياتي الى الأبد وجرحت أيضاّ طحالي وفرقعت رئتي |
Ne? Demirler kalbime ya da ciğerlerime girmemiş, değil mi? | Open Subtitles | القضبان لم تمر خلال قلبي ولا رئتي ، أليس كذلك؟ |
Piyano. Saksafon Akciğerlerim için iyi değil. | Open Subtitles | البيانو ، الساكسفون لا يلائم رئتي |
Bakın hele, beni akciğerimden vuran tek gözlü ucube buradaymış. | Open Subtitles | إنظروا, إنه غريب المظهر ذو عين واحدة الذي أطلق النار على رئتي |
Evet, çatlak bir kadının akciğerlerindeki hayali parazitleri aramak için en az dört kişi gerekir. | Open Subtitles | بالفعل إذ يتطلّبُ الأمرُ أربعةً على الأقل للنظر داخلَ رئتي امرأةٍ مجنونة بحثاً عن ديدانٍ وهميّة |
Sana Ciğerimin bir lobunu verebilirim ve veririm de, istediğin buysa. | Open Subtitles | واستطيع أن اتبرع بجزء من رئتي لك وسأفعل إذا كان هذا ماتريده |