Bahsettiğim bu arkadaşım, şimdi Kanada başbakanı Justin Trudeau. | TED | وهذا الصديق في البرلمان هو الآن رئيس وزراء كندا، جستن ترودو. |
Macaristan'nın başbakanı Viktor Orban çocuk sahibi olmak için yeni teşvik edici çözümünü sundu. | TED | الآن، رئيس وزراء هنغاريا فكتور أوربان قدّم حلّاً جديداً لمحاولة تحفيز الناس على إنجاب الأطفال. |
Büyük Britanya İmparatorluğu yeni başbakanı teşrif etmektedirler: | Open Subtitles | إني استدعي رئيس وزراء بريطانيا العظمى وامبراطورها الجديد: |
Ama olağanüstü ulusumuza Başbakan olmaktan büyük bir ödül de yoktur. | Open Subtitles | ولا جائزة اكبر من ان تكون رئيس وزراء لهذه الدولة العظيمة |
Toplumsal çalışmamdan ötürü, Başbakan tarafından ödül almaya hak kazandım. | TED | مؤخرًا مُنحت جائزة اعترافًا بعملي الاجتماعي من قبل رئيس وزراء دولتى. |
Ben Macaristan başbakanı Imre Nagy | Open Subtitles | هذا هو رئيس وزراء هنغاريا إيمري ناج يحدثكم |
Hindistan başbakanı vadiye gelecek. | Open Subtitles | رئيس وزراء الهند سوف يأتي لهذا الوادي قريبا |
Sizi Kamino başbakanı Lama Su ile tanıştırayım. | Open Subtitles | اسمح لي بأن أقدم لك لاما سو رئيس وزراء كامينو |
Sıradaki haberse, bugün İsveç başbakanı Washington'u ziyaret etti ve küçük meme uçlarım Fransa'ya gitti. | Open Subtitles | في الأخبارِ الأخرى، رئيس وزراء السويد زار واشنطن اليوم، وحلماتي الصَغيرة الصغيرة جداً ذَهبتْ إلى فرنسا. |
Sıradaki haberse, bugün İsveç başbakanı Washington'u ziyaret etti ve küçük meme uçlarım Fransa'ya gitti. | Open Subtitles | في الأخبارِ الأخرى، رئيس وزراء السويد زار واشنطن اليوم، وحلماتي الصَغيرة الصغيرة جداً ذَهبتْ إلى فرنسا. |
Kafiristan başbakanı, güpegündüz öldürüldü. | Open Subtitles | رئيس وزراء كافيريستان إغتال في وضح النّهار. |
Avustralya başbakanı, 2008'de, "Çalınmış Nesiller"den geleneklere uygun bir şekilde özür dilemiştir. | Open Subtitles | وفي عام 2008، رئيس وزراء أستراليا قدّم إعتذاراً رسمياً إلى أفراد الأجيال المسروقة |
Eski Hindistan başbakanı astrolojistlere danışır ve şeytandan korunmak için büyülü bir kolye takardı. | Open Subtitles | لمعلوماتك رئيس وزراء هندي سابق كان يستشير المنجمين والوسطاء الروحيين وقد ارتدى سلسلة سحرية حول عنقه |
Tabii ki bu şansı kaçıramazdık, çünkü ülke tarihinde hiçbir Başbakan daha önce bunu yapmamıştı. | TED | وبالطبع، قمنا باستغلال هذه الفرصة لأنه لم يحدث في تاريخ البلاد أن فعل رئيس وزراء هذا الأمر |
Yani siz, Britanya'yı ilerletesiniz diye Başbakan seçildiniz. | TED | أعني، انت رئيس وزراء منتخب ذو رخصة للدفاع عن بريطانيا. |
Bugün kuron kaç para eder ki? Saygın bir Başbakan kuron öneremez. | Open Subtitles | لا يوجد رئيس وزراء يحترم نفسه يعرض كرونة |
Kremlin, artık Başbakan olan Nagy'nin, Komünist otoritesini tekrar sağlamasını umuyordu lakin vatansever Nagy ipleri eline alıyordu. | Open Subtitles | أمِل الكرملين أن يستطيع ناج الذي كان وقتها رئيس وزراء في استعادة السلطة الشيوعية لكن بدأت الوطنية تتسلل إلى قلب ناج |
Bakın İnayet Han sahip. Bir Başbakan kaybettik zaten. | Open Subtitles | انظر مستر عنايت خان نحن فقدنا من قبل رئيس وزراء |
Malezya Başbakanını öldürmesi için Derek'in beyni yıkandı. | Open Subtitles | ديريك تعرض لعملية-غسيل مخ ليقتل رئيس وزراء ماليزيا |
Dışişleri Bakanlığı'nın sorunu şu ki, protokolde Timbuktu başbakanının Ongo-Bongo kralından önce gelip gelmediğine karar vermek çok uzun sürüyor. | Open Subtitles | مشكلة مكاتب العلاقات الخارجية هي عدم اهتمامهم بالبروتوكولات و لو أن رئيس وزراء تومبكتو كانت لديه أسبقية على ملك أونقو بونقو |
Ben Her'ak, Amon Shek'li Lord Khonsu'nun baş adamı. | Open Subtitles | أنا هيراك، رئيس وزراء اللورد كونسو لورد آمون شيك |
ve başbakanın karşısında Kaşmir'i çok iyi temsil etmek zorundayız. | Open Subtitles | . . في قصرِ الرّئيسَ، أمام رئيس وزراء دلهي. . |
Ülke tekrar o kadar çok bölünmüştü ki parlamentomuz istifa etmiş, bir yıl boyunca ne Başbakanımız ne de cumhurbaşkanımız vardı. | TED | لقد تقسمت البلد مرة أخرى، كان الضغط كبيراً جداً حتى أن برلماننا استقال، لم يكن لدينا رئيس لسنة، و لا رئيس وزراء. |
6-14 yaş arası çocukları demokratik bir sürece dahil ediyoruz, ve bir başkan seçiyorlar. | TED | بين أطفال مابين الـ 6 إلى 14 سنة يشتركون في عملية ديمقراطية وينتخبون رئيس وزراء |