Düşünüyorum da, belki, bu dipteki milyarın olduğu ülkelerde yönetimi dönüştürmek için bir şans Olabilir. | TED | لذا فقد فكرت، حسناً، ربما ذلك هو الشئ الذي قام بتغيير حكم المليار السفلى. |
Ya da Belki bu rüya sana gerçeği anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أو ربما ذلك الحلم كان يحاول إخبارك الحقيقة. |
belki de midemin... derinliklerindeki bu his belki de aşktır. | Open Subtitles | ولكن من يعرف بما ؟ ربما ذلك الشعور فى معدتى |
Bu belki de senin, herkese vampir olduğunu söylemenden kaynaklanıyordur. | Open Subtitles | ربما ذلك بسبب أنك تكرر إخبار الناس بأنك مصاص دماء |
belki de cellâdın olmamı dilerdin. muhtemelen böylesi senin için daha kolay olurdu. | Open Subtitles | ربما ترغب بأنى كنت جلادك ربما ذلك سيكون أسهل |
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç Olabilir. | TED | أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم. |
Yeterince sahip olduğun bir gün gelir. Belki o gün bana da gelir. | Open Subtitles | لقد أتى اليوم الذي ضقتي به ذرعا وقلتي بأنك إكتفيتِ من الأمر، ربما ذلك اليوم سيأتي لي. |
Zoe'nin yaptığı işlerden bildiğin bir şey varsa ne bulabilirsen Belki bu, ona tekrar bağlanmak için bir yol olabilirdi bu sayede belki onun farklı bir yönünü keşfederek huzura erebilirdin. | Open Subtitles | إذا وجدتِ أي عمل كانت زوي تقوم به أيّ عمل يُمْكِنُكِ أَنْ تَجديه ربما ذلك سَيَكُونُ طريقة لَكِ لإعادة التواصل مَعها |
Belki bu biraz bonkör bir terim olacak ama bizim bir açık ilişkimiz var. | Open Subtitles | ربما ذلك كان تعبيراً كبيراً علاقتنا مفتوحه |
Belki bu şekilde iyidir. Kızla ilgilenme. | Open Subtitles | ربما ذلك جيد فكر بها على أنها ليست كاملة |
Belki bu cep telefonu videosunu çekene götürür. | Open Subtitles | ربما ذلك سيقود الى من قام بالتصوير بالهاتف النقال |
Belki bu daha kötü sebep oldu. Belki bu yüzden kendini vurdu. | Open Subtitles | ربما ذلك جعل الأمر أسوأ، ربما لهذا إنتحر. |
- Ama belki de Doktor'u sevip kaybetmekten daha iyidir. | Open Subtitles | لكن ربما ذلك أفضل من أن تحبي ثم تخسري الدكتور |
belki de bu nedenle kimlikle ya da kökenle ilgili sorulara cevap vermek benim için zor. | TED | ربما ذلك هو السبب أنّني أجد صعوبة في الإجابة على الأسئلة التي تخص الهوية والأصل. |
muhtemelen, ya da öyle düşünmemizi istiyorlar. Kusanagi ? | Open Subtitles | احتمال او ربما ذلك الذي يريدوننا ان نعتقده يا كوساناجي |
Şimdiye kadar, inkar ettik. muhtemelen, erken konuşmuşuz. | Open Subtitles | . حتى الآن ، نرفض هذا . ربما ذلك كان غير ناضج نوعا ما |
Öyle Olabilir ama potansiyelini keşfetme imkanına sahip olması gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ربما ذلك. لكني أعتقد أن ينبغي أن يأخذ فرصته لاكتشاف إمكانياته. |
Belki o çocuk ölü yaşlı adam hakkında bir şeyler duymuştur! | Open Subtitles | ربما ذلك الفتى سمع شيئا عن ذلك الرجل العجوز |
- belki de diğer kişi çıkarken kapıyı kullanmadı. | Open Subtitles | إذاً ربما ذلك الشخص الآخر لم يستعمل الباب |
Belki öyle tavır takınıyorumdur, sadece onu getir. | Open Subtitles | ربما ذلك بسبب الأشخاص الذين أصادقهم. فقط إجلبها. |
Belki karakterlerimiz bir tür kozmik teste tabidir. | Open Subtitles | ربما ذلك نوع من الاختبار الكوني لشخصيتنا |