Buğday, mısır ve pirinç, mahsül olarak yetiştirdiğimiz bütün bunlar aslında hayatlarına yabani ot olarak başlamışlardı. | Open Subtitles | القمح, الذرةوالرزكلهابدأت الحياةكــأعشاببرية، والتي ربيناها لانتاج محاصيل |
Bu da bizim yetiştirdiğimiz genç kadın. | Open Subtitles | هذه هي المرأة الشابة التي ربيناها |
Onu sevgi ve onur içinde büyüttük. | Open Subtitles | ربيناها بكثير من الحب و الكبرياء |
Onu büyüttük ve bizden biri yaptık. | Open Subtitles | ربيناها وأصبحت واحدة منّا. |
Biz onu bağımsız ve açık görüşlü olacak şekilde yetiştirdik, ve şimdi öyle oldu diye şoke olmamalıyız. | Open Subtitles | ربيناها لتصبح مستقلة ومنفتحة العقل ولا ننصدم إذا كانت هذه حالها الآن |
Onu biz böyle yetiştirdik. | Open Subtitles | هكذا ربيناها نحنُ هذه هي شخصيتها |
Bebekliğinden itibaren onu büyüttük. | Open Subtitles | لقد ربيناها منذ كانت رضيعة |
Onu, eşim ve ben yetiştirdik denebilir. | Open Subtitles | أنا و زوجتي من ربيناها |