Bu akşam parmak izini almak için albayın bir yerde olmasını ayarladım. | Open Subtitles | رتّبت للعقيد الّذي سيكون في مكان ما اللّيلة أين أنت يمكن أن تأخذ طبعاته. |
İstediğin zaman bir danışmanla görüşmek ya da izin almak istersen, gereken her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتّبت لأمر أخذ وقتكِ لترتاحي في أيّ وقت ترغبين وأجازة إن كنتِ تريدين |
Halka seslenme sistemi ayarladım, dışarıda konuşman yayılsın diye | Open Subtitles | رتّبت لنظام توجيه عامّ وسماعات عالية الصوت بالخارج |
Hayır, dövüşü ayarladı, bir gurup gangster senin üzerinden para kazanacak. | Open Subtitles | كلا .. لقد رتّبت ذلك مع مجموعة من المجرمين حتى يحصلوا على الكثير من المال بسببك |
Beni istemiyorsan, neden tüm bunları ayarladın? | Open Subtitles | إذا لا تريديني، لمَ رتّبت كلّ هذا؟ |
Bak, bunu özellikle ayarladım senin görmen için, ...biz, çalışanlarımıza iyi para ödüyoruz. | Open Subtitles | كما ترى ، رتّبت هذا لأجل أن تراه لأنّنا ندفع لمساعدينا جيّداً |
Sizi geri götürmesi için bir rehber peri ayarladım. | Open Subtitles | رتّبت دليل جنّي ليهديكم في طريق العودة |
Seni geri götürecek bir peri rehber ayarladım. | Open Subtitles | رتّبت دليل جنّي ليهديكم في طريق العودة |
Birkaç arkadaşımı ayarladım, anne babasını kaçıracaklar. | Open Subtitles | رتّبت مع صديقين لي لإختطاف والديها |
Lütfen? Hey Michael, bir müşteriyle yemek ayarladım, yani biraz gecikebilirim. | Open Subtitles | ْ"مايكل" لقد رتّبت موعدا مع زبون لتوّي على الغداء،من الممكن أن أتأخر قليلا |
Öğreneceğiz. Bir buluşma ayarladım. | Open Subtitles | سنتبيّن ذلك، لقد رتّبت لقاءً به. |
Yatağın üstünde her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | رتّبت كل شيء هنا على الفراش، |
Düğünü ayarladım... Evlilik ilanı olmaksızın. | Open Subtitles | رتّبت للزفاف دون إعلان زواج |
Toplantılar ayarladım. | Open Subtitles | هنري، لقد رتّبت الإجتماعات |
Küçük bir resepsiyon ayarladım. | Open Subtitles | رتّبت إستقبال صغير لنا جميعاً |
Katherine çok yalnız hissediyordu, ben de ona bir müşteri ayarladım, ve yaklaşık dört saattir orada. | Open Subtitles | -مَن الذي هناك؟ لقد كانت (كاثرين) وحيدة، لذا رتّبت لها موعداً مع عميل، |
Diğer üçüyle de görüşme ayarladı. | Open Subtitles | فقد رتّبت جلسات الثلاثة الآخرين بالفعل. |
Ki bu yüzden bu randevuyu ayarladı. | Open Subtitles | لهذا السبب رتّبت هذا الموعد |
Her şeyi New York'tayken ayarladın hani. | Open Subtitles | لقد رتّبت لكل هذه الأمور في نيويورك. |
Hepsini benim için mi ayarladın? | Open Subtitles | هل رتّبت كلّ هذا لأجلي؟ |
Neden makyaj yapıp, saçını yapıp, güzel giyiniyor? Zar zor gördüğü kocası için değil. | Open Subtitles | لماذا وضعت مكياجها و رتّبت شعرها، وملبست الافضل؟ |