Mesajlarını beni harap ettiğini biliyorken ona iç çamaşırlı resimlerini gönderdin. | Open Subtitles | ولقطات الملابس الداخلية التي أرسلتها له، عندما عرفت أن رسائلك تدمعني |
Mesajlarını dinliyor musun diye kontrol etmek için aradım. | Open Subtitles | وكنت أسأل لأرى إن كنتى تستمعين إلى رسائلك |
Pis mektuplarını ondan geri almalı, ve burayı derhal terketmelisin. | Open Subtitles | يجب إسترداد رسائلك القذرة منه وإرحل من هنا في الحال |
Eski mektuplarını sanki yeni gelmişler gibi tekrar okurdu. | Open Subtitles | كانت تقرأ رسائلك القديمة كما لو انها وصلت للتو |
Sana ne yapman gerektiğini söyleyemem, bunu senin bilmen lazım, Mesajlarına erişebilmen için telefon şirketine... sosyal güvenlik numaranı vermen yeterli. | Open Subtitles | خذ فقط رقم ضمانك الإجتماعي لشركة الهاتف لتتمكن من الوصول الى رسائلك |
Mektupların onun için büyük anlam taşıyor. Her birini defalarca okuyor. | Open Subtitles | رسائلك تعني له الكثير إنه يقرؤها عدة مرات |
- Mesajlarınızı hiç sormazdınız. - Çünkü hiç beklemem. | Open Subtitles | ـ وانت لا تسألين عن رسائلك يا آنسه داشوود ــ نعم، لأني لست متوقعة أي رسائل |
Mesajlarını kontrol etmiyor musun? N.C.B.A. görüşmesi bugün. Senin eski işine iade etmek istiyorlar. | Open Subtitles | هل فحصت رسائلك ، ان سى بى اى تريد اعادتك لمنصبك اليوم مره اخرى |
Umarım Mesajlarını kontrol ediyorsundur çünkü burada ortalık gerçekten karıştı. | Open Subtitles | أتمنى أن تتفقد رسائلك لأنه يوجد لدينا فوضى عارمة |
Telefonum çekmiyordu, Mesajlarını çok geç fark ettim. | Open Subtitles | لم يكن عندي تغطية بالهاتف الجوال لذا لم اتلقى رسائلك حتى وقت متأخر |
Sürekli benden telefonlarına bakmamı, Mesajlarını yazmamı istiyorsun. | Open Subtitles | انتي تطلبين مني استقبال مكالماتك وكتابة رسائلك بإستمرار |
Haider Hof'da bir Martini içecek ve mektuplarını okuyacağım. | Open Subtitles | وسوف احتسي المارتيني في حيدروف. واقرأ رسائلك. |
Kaldığın yere uğradım, mektuplarını aldım. | Open Subtitles | توّقفت عند منزلك، وأحضرت رسائلك البريدية |
Yakınlarındaydım da, mektuplarını bırakayım dedim. | Open Subtitles | مرحباً، كنت فقط في منطقتكم و فكرت في وضع رسائلك |
Onu arada sırada Mesajlarına bakmak için açmalısın. | Open Subtitles | ينبغي عليك ان تجعله مفتوحاً قليلا تفحص رسائلك |
Mesajlarına hiç cevap vermez misin? | Open Subtitles | مهلاً، هل أنت لا تجيب على الإطلاق على رسائلك النصية؟ |
Mektupların için bir tür ayrıcalık sağlanması gerekiyor | Open Subtitles | الإجابة على رسائلك ستبدو كالقبول على ما فعلته |
Mesajlarınızı ileteceğiz. Bize güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | سنقوم بإيصال رسائلك يمكنكَ الاعتماد علينا |
"İşte bu yüzden mektuplarınızı ve saç buklesini geri gönderiyorum." | Open Subtitles | وبكل الندم إرجع رسائلك وخصلة الشعر التي اعطيتني إياها |
Amy idi, sana ulaşmaya çalışmış- telesekretindeki mesajları kontrol edip etmeyeceğini bilmiyormuş. | Open Subtitles | كانت إيمي لم تعلم إذا كنت ستتفقدين رسائلك |
Son zamanlardaki mesajların çok mahzundu. | Open Subtitles | كان الطابع الغالب على رسائلك الأخيرة كئيباً. |
Mesajlarınız ve bu sabah anneniz Barbados'tan aradı. | Open Subtitles | ها هي رسائلك وأمّك إتصلت من باربيدوس |
Burada değildim. Yemekle ilgili mesajını aldım. | Open Subtitles | لقد كنت بالخارج طوال اليوم و وصلتني رسائلك بخصوص العشاء |
Bayan Helm, mektup kağıdınızı teşhis etme nezaketini göstermiş bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | الآن يا مسز هيلم ، لقد كنت لطيفة أن تعرفينا بورق رسائلك |
Telefonlarına yanıt vermedi mektuplarına cevap vermedi... | Open Subtitles | هيّ لم ترد على إتصالاتك ولم ترد على رسائلك |
Birisi her çağrıyı duymuş, her mesajı okumuş. | Open Subtitles | يوجد من سمع كل مكالماتك وقرأ كل رسائلك |
Sevgili kardeşim, Mektubunu çok sık okuyorum. | Open Subtitles | أختى العزيزة، أنا أقرأ رسائلك دوماً |
"Şunu bilmelisin ki, gönderdiğin mektuplar benim elime ulaşıyor." | Open Subtitles | استمعي لهذا، إن رسائلك تنتهي دوماً في صندوق بريدي |