gök gürültüsü olursa şu acayip sıkı kazağını giydir ona. | Open Subtitles | تأكدي ان يلبس القميص الضيق إن كان هنالك عاصفة رعدية |
Beyin tutarlı bir düşünceyi işlerken... gök gürültülü bir fırtınayı andırır. | Open Subtitles | الدماغ يبدو كعاصفة رعدية عندما يقدم فكرة متشعبة |
Eğer katıksız ve mutlak kaos ihtimali kuvvetliyse, sana bağlı olmak, gök gürültülü sağnak yağışlı bir tepede, üstünde bakırdan ıslak bir zırh varken | Open Subtitles | إذا من المرجح أنه كان فوضى عارمة إذاً أن أكون مربوط إليك هو مثل الوقوف على قمّة تل في زوبعة رعدية |
Bankanın içinde fırtına kopuyor gibiydi. | Open Subtitles | كما لو ان هناك عاصفة رعدية داخل البنك. |
bölgede yer yer yıldırım düşmeleri ve şiddetli rüzgâr fırtınaları çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | لذلك من المتوقع عواصف رعدية عنيفة و قاسية ربما ستحدث بعد قليل |
Ben de korkayım mı? Sezar'ın gökgürültülü sağanak yüzünden dünyadan vazgeçtiği söylenebilir mi? | Open Subtitles | -من الممكن ان يقال ان القيصر تخلى عن امتلاك العالم بسبب عاصفة رعدية |
gök gürültülü fırtınayla beraber golf topu büyüklüğünde dolu yağışı! | Open Subtitles | وقد تحدث عاصفات رعدية تحمل بَرد بحجم كرات القولف |
Bu gece %80 ihtimalle gök gürültülü sağanak yağış bekleniyor. | Open Subtitles | %لدينا عاصفة رعدية الليلة بنسبة 80 مع سقوط امطار متوقع |
Ha bir de erkek arkadaşım gök gürlerken ayısı olmadan uyuyamıyor. | Open Subtitles | صديقي لا يستطيع النوم خلال عاصفة رعدية بدون دبدوبه |
Gün içinde bir yasda iki gök gürültüsü olacak | Open Subtitles | نحن نتطلع إلى عاصفة رعدية أو اثنتين يتكونان على مدار اليوم |
Haftalardır gök gürültüsü bile olmadı. | Open Subtitles | . ولم تكن هنالك اي عواصف رعدية منذ اسابيع |
Bu sabah havanın hafif gök gürültülü olacağı söyleniyordu? | Open Subtitles | النشرة الجوية قالت بأنها ستكون مجرد عاصفة رعدية مُعتدلة |
gök gürültülü yağmuru durdurma ve başlatma. Tabakların düşüp kırılması falan filan. | Open Subtitles | عاصفة رعدية تتوقف و بدأت لوحات تسقط وتسقط |
Herşey geçen yıl başladı... korkunç bir fırtına boyunca... maalesef eve giremedim... ve dışarıda kaldım. | Open Subtitles | بدأ كل شيء العام الماضي، أثناء عاصفة رعدية فظيعة، عندما حبست نفسي خارج المنزل. |
Ve bir gece, bir fırtına sırasında tümden çıldırdı. | Open Subtitles | في ليلة من الليالي وخلال عاصفة رعدية فقد التحكم بأعصابه |
dünyada her saniyede 44 yıldırım oluşmaktadır. | TED | هنالك 44 صواعق رعدية في الثانية الواحدة حول العالم. |
Geçen sene, bir fırtınada, yıldırım 42 koyunu öldürdü. | Open Subtitles | السنة الماضية حدثت عاصفة رعدية تسببت في موت 42 غنمة |
Şimşek çakıyor. Gidip seyredelim. | Open Subtitles | هناك عاصفة رعدية لنصعد للسطح و نشاهدها |
fırtına ihtimali yüzünden yarın daha çok yağmur... | Open Subtitles | ستستمر الأمطار إلي الغد مع وجود فرص لحدوث عواصف رعدية |