ويكيبيديا

    "روحها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ruhu
        
    • ruhunu
        
    • ruhunun
        
    • ruh
        
    • ruhuna
        
    • yatsın
        
    • ruhunda
        
    • hayaleti
        
    • ruhundan
        
    • ruhuyla
        
    • ruhları
        
    Romalılara göre bir Vesta'nın bakireliği yalnızca vefasından veya ılımlı ruhu ve vücudundan değil, ayrıca saflığından da anlaşılıyordu. TED بالنسبة إلى الروم، لا تشير عذرية الكاهنة إلى طهارتها فحسب، أو تواضع روحها وجسدها، وإنما إلى نقائها الطقوسي أيضًا.
    Ancak onun ruhu ebedi çukurda yanana kadar huzur bulmayacağım. Open Subtitles لكنني لن يهدأ لها حتى تحرق روحها في الحفرة الأبدية.
    Ay ruhu sana dokundu. Hayatından bir parça sende kalmıştır. Open Subtitles لقد باركتك روح القمر، اذا فهناك بعضا من روحها فيك
    ruhunu kurtarıp ebedi huzura kavuşturmak için... o kabuğu tümüyle yok etmeliyiz! Open Subtitles لكى احرر روحها واعطيها السلام.. ..لابد من تحطيم هذا الظل كل الوقت
    Yayılmacı bir kötülük, kalbine kök salmış Ve şimdiden ruhunu mahvetmeye başladı. Open Subtitles شر سرطاني تغلغل في قلبها. وفي هذه اللحظة، هذا الشر يدمر روحها.
    Öldüğünde, zalanga denilen yığının kırılıp ruhunun sonsuzluğa gittiği merasimleri var. TED و عندما تفارق الحياة, يقومون بطقوس حيث يقومون بكسر هذه الكومة المسماة زلنغا فتذهب روحها الى الخلود.
    ruh ikizi olmalısınız. Senin yaşça büyük, kadın halin gibi. Open Subtitles لابد أن تكون توأم روحها, فهي نسختك الأنثوية الأكبر عمراً
    Usulüne göre bir defin yapılmadığı sürece ruhu huzur bulmayacak. Open Subtitles لن تنعم روحها بالسلام حتّى تُدفن بشكل لائق داخل المقابر.
    Amerika'yı muhteşem yapanın, yeniden icat etme ruhu olduğunu düşünüyorum. TED أعتقدُ أن ما يجعل أمريكا عظيمة هو روحها في تجديد الابتكار.
    "Bedeni şimdi iyileşmiş olsa da, ruhu belki de kaybolmuş durumda." Open Subtitles إذا تمكنتُ من شفاء جسدها الآن, فإن روحها قد ضاعت على الأرجح.
    Ve ruhu vücudundan ayrıldığı sırada fazla uzağa gitmediğini düşünüyorum. Open Subtitles ثم خرجت روحها من جسمها أنا لا أعتقد أن روحها ذهبت بعيدا
    Bedeni alevlere teslim edildiği zaman... onun ruhu hızla yükselerek serbest kalmış olacak. Open Subtitles عندما يتم وضع جسدها في اللهب، روحها سوف تتحرر وترتفع
    bir leydi... ruhu okyanustan bile büyük, ve azmi denizin kucaklamasından bile güçlü. Open Subtitles سيدة روحها أعظم من المحيط وكيانها أقوى من عناق البحر
    Bunu asla yapamasın diye Set onun ruhunu bir tılsıma hapsetmiş. Open Subtitles ولكي يحرص ألاّ يحرص ألاّ تفعل أبداً، حصر روحها في تميمة
    Vampir cadı yaşadığı sürece onun ruhunu etkileyecek ve ateş onu ele geçirecek. Open Subtitles طالما السوكاينت على قيد الحياة ستكون محكمة قبضتها على روحها وستتغلب الحمى عليه
    Gücüm yoktu ama kutuyu yenilemek için onun ruhunu kullandım. Open Subtitles لم يكن أمامي إلا اللجوء الي أستخدام روحها لأستعادة الصندوق
    Ama her nasılsa biz mimarların binasında kullanması için sanayinin sağladığı bitmiş ürünler ruhunu kaybetmiş gözüktü. TED لكن بطريقة ما المنتجات النهائية التي أتاحتها الصناعة لكي نستخدمها كمعماريين، في أعمالنا بدت كأنها فقدت روحها.
    Kendisini buradan kurtarması gerekiyor, ölümlülüğünün derinliklerinden gelip ruhunu serbest bırakması. TED ومن هناك يتعين عليها نشل نفسها من أعماق الفناء، لتأتي وتطلق روحها.
    Aksine, kendi gerçekliğinin birden çok biçimini sergiledi - ve ruhunun anlamlarına bizler için birkaç giriş yeri sağladı. TED بدلاً من ذلك، فهي قد عرضت إصدارات متعددة من واقعها وأمدتنا ببعض المفاتيح للاطلاع على ما تحتويه روحها.
    Bunu yapan kurt adam ölene kadar lanetlenmiş huzursuz bir ruh. Open Subtitles الحقيقى ,نصف ميت إننى كاللعنه التى تسير روحها فى الأرض0000 حتى يموت المستذئب الذى فعل هذا بى
    İlki merak özelliğiydi; ruhuna yerleşip onu hevesle dünyaya gönderdi. TED الأولى كانت سمة الفضول، والتي استقرت في أعماق روحها وانطلقت بها نحو العالم تدفعها اللهفة.
    Annen artık toprakta, huzur içinde yatsın. Open Subtitles والدتك مدفونة تحت التراب فليبارك الله روحها
    Bu çalışmayı yakın zamanda Miami'de gösterdiğimde, bir kadın her mermi atışını ruhunda hissettiğini söyledi. TED عندما عرضتُ هذا العمل في ميامي، قالت امرأة لي: أنها شعرت أنّ كل طلقة نارية موجهه إلى روحها.
    Yedek beynindeki tüm belirtiler bir hayaleti olduğunu gösteriyor. Open Subtitles في دعامة دماغها ظهر هناك ليكون دلاله على ان روحها جديده
    ruhundan geriye kalan bir şeyler olur mu dersin? Open Subtitles هل تعتقد حقا سوف يكون هناك أي شيء باقي من روحها بعد ذلك؟
    Böylece ruhu, kızının ruhuyla birleşebilecekti. Open Subtitles حتى يتسنّى لها أن تُدمج روحها بروح إبنتها.
    Tanrı'nın kalbi kırıklara yakın olduğunu ve onların sıkışmış ruhları koruduğunu hatırladık. Open Subtitles نتذكر أن المولى قريب من القلوب المكسورة وينقذ تلك التي تحطمت روحها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد