Ancak zemin seviyesinde plaza adeta siyah bir cam kafes gibi. | TED | ولكن على المستوى الأرضي، تعطي الساحة شعور أنها سجن زجاجي أسود. |
Zamanımın çoğunu cam bir odanın içinde çalışarak, sakince geçiririm. | Open Subtitles | أعمل معظم الأحيان في مختبر زجاجي ضيّق، وأحيا حياة هادئة |
Zengin birinin duvarında, cam bölme içinde asılı parçalanmış bir gitar. | Open Subtitles | جيتار مهتريء بجانب صندوق زجاجي معروض على حائط أحد الشباب الأثرياء |
Ve camdan bir pabuç giyiyordu, Sanırım, bir balkabağı vardı? | Open Subtitles | تم ذهب إلى الأميرة بحذاء زجاجي في بيتها الغريب |
camdan hastanelerde yaşayanlar etrafa şeytan çıkarma ayinleri fırlatmamalılar. | Open Subtitles | الناس الذين يعيشون في مستشفى زجاجي لا يجب ان يقيموا طردا للارواح |
Sol göğsü altında kalan son cam parçasını çıkarmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان لابد أن أزيل جزء زجاجي واحد أخير من صدره الأيسر |
Kartım onaylanmayınca, cam paravanın arkasındaki adam tarafından kartımın kesildiği benzin istasyonu dışında. | Open Subtitles | ما عدا ذهابي لمحطة الوقود حيث قُصت بطاقتي بواسطة رجل غاضب بصندوق زجاجي |
Bazı plastikler de gaz geçirgendir. - Kırılmayan cam beher. | Open Subtitles | وبعض أنواع البلاستيك ينفذ منها الغاز، كوب زجاجي لا يُكسر. |
Tam anlamıyla sevgi dolu hayranlarının üstünde dalgalanan plastik cam bir güvertenin üstündeydi. Yukarıdaki İsa'yı methetmekten başka şansı yoktu. | TED | كان يقف على سطح زجاجي عائم تمامًا فوق معجبيه المحبين، ولم يكن لديهم أي خيار سوى تمجيد المسيح فوقهم. |
Boşlukta asılı duran yürüyebileceğini cam bir köprü var. | TED | هناك جسر زجاجي يمكنك المشي عبره ذلك معلّق في الفراغ. |
Londra'da 44 gün cam bir kutuda su dışında birşey olmadan yaşadım. | TED | لقد عشت في لندن في صندوق زجاجي لمدة ٤٤ يوما من غير شيء إلا الماء |
Kamera, çıplak haline nazaran daha az dikkat çektiği... bir cam panelin arkasından çekim yapmaktadır. | Open Subtitles | الكاميرا تصور خلال لوح زجاجي.. والذي يجعلها غير بارزة نسبيا |
-Galiba Bay ve Bayan Evan Handy'yi ve Stuban cam kasemizi sildin hayatım. | Open Subtitles | لقد حذف السيد والسيدة هاندي وعلى ستوبين عاء زجاجي. الانتظار. |
Ne zaman bir çocuk ölürse, bazen en sevdiği oyuncağı da cam bir kafeste saklarlar mezar taşının yanına veya lahitine koyarlardı. | Open Subtitles | عندما يوت طفل أحياناً يدفنون معه اللعبة المفضلة للطفل في صندوق زجاجي يجلنب بقاياه في الضريح |
Testere, testere ağzı, cam kapatıcı. | Open Subtitles | اللفيفة الإضافية، نصل منشار، غطاء زجاجي. |
cam tabanlı bir tekneyle lağımda gezmek gibi değil mi? | Open Subtitles | الأمر أشبه بالقيادة في قناة مجاري بواسطة قارب ذو قعر زجاجي , أليس كذلك ؟ |
Teorik olarak, su altındaki cam kavanozda saklanan bir çiçek virüsünün, 200 yıldan fazla yaşaması mümkün müdür? | Open Subtitles | هل يمكن نظريّاً للجُدَري أن يعيش لأكثر من مئتي عام تحت الماء داخل مرطبان زجاجي مغلق؟ |
Yürümeye başladığından beri o cam kafesin içinde. | Open Subtitles | لقد كان عالق في قفص زجاجي منذ أن كان طفلا. |
Onun balmumunu yapıp camdan bir kutuya koymak istiyorum | Open Subtitles | أريد أن أغطيها بالشمع وأضعها في صندوق زجاجي |
Bu çocuklara tek görebileceğin zaman camdan bölmenin arkasından olacak. | Open Subtitles | اللمحه الوحيده التي ستحظين بها لترينهم هي من وراء حاجز زجاجي |
Lanet olası uçan fareler, sürekli ön camıma pisliyorlar. | Open Subtitles | الطيور اللعينة دائماً ما تخرّب مساحات زجاجي |