Biz ayakkabılarımızı giyerken ya da bir sandviç yaparken, yukarıdan bize bakarlar, cennetin kayıklarının camdan tabanından sonsuzluğa kürek çekerken. | TED | بينما نحن نرتدي الحذاء أو نُعد شيطرة، هم يراقبوننا عبر قوارب السماء زجاجية القاع بينما هم يجذفون ببطئ نحو الأزلية. |
Arabaya bin. Kapıyı kapa. camdan bir balon içindesin. | TED | اصعد إلى السيارة, أغلق الباب, أنت الآن في فقاعة زجاجية |
Bu, her birinin altında shot bardağı bulunan beş büyüteç camdan oluşuyor. | TED | إنها عبارة عن خمس عدسات مكبرة, تحت كل عدسة كأس زجاجية. |
Arizona çölünde 1200 metrekarelik yerde, gezegenle ilişkisi kesilmiş üstü kapalı cam kubbe. | Open Subtitles | قبة زجاجية ضخمة تغطي ثلاث فدادين من صحراء أريزونا ومعزولة بالكامل عن كوكبنا. |
Tavan arasında bolca cam elyafı var, bu şapkayı da tak. | Open Subtitles | والسقيفة في الأعلى يوجد بها ألياف زجاجية لذا إليك قبعة صغيرة |
Bir gözü camdanmış. | Open Subtitles | وكانت لديه عين زجاجية |
Chippendale dolaplarını alıyoruz ve gökdelene dönüştürüyoruz, gökdelenler ise camdan yapılmış Orta Çağ kaleleri olabilir. | TED | نأخذ الخزائن الإنكليزية فنحولها إلى ناطحات سحاب، فيمكنها أن تكون قصورا زجاجية من العصور الوسطى. |
Lanetten kurtulduğumuzda zengin olacağız ve sen yerine cuk oturan camdan bir göz alabilirsin. | Open Subtitles | بمجرد انتهاء اللعنة سنصبح أغنياء وستستطيع شراء عين زجاجية مناسبة |
Dokuzuncu yaş günümü, kolumda bir lityum iğnesi ile camdan bir odada geçirdim. | Open Subtitles | قضيت عيد ميلادي التاسع في حجرة زجاجية بمحلول ليثيوم متصل بذراعي |
Önceden bütün o askeri şeylerini fotoğraf duvarında, camdan bir bölmede saklardı madalyalar, resimler falan. | Open Subtitles | لقد وضع بالسابق جميع أغراضه العسكرية بعلبة زجاجية على رف الصور أنتَ تعلم , الأوسمة و الصور و أمور كهذه |
Bilinmedin bir yerin 100 fit üstünde camdan bir kabarcıkta sallanıyoruz. | Open Subtitles | - فقاعة زجاجية معلقة على ارتفاع مائة قدم في وسط العدم |
Aynalarla, dükkân camlarıyla, camdan binalarla ve her türlü çelikle dolu bir şehirde yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعيش في مدينة من المرايا واجهات محلات ، مكاتب ذات واجهات زجاجية صلب مصقول |
Çelikten bir binada camdan bir oda içinde kapana kısıldık ve kaçma ihtimalimiz hiç yok. | Open Subtitles | انت فقط عالقة في غرفة زجاجية داخل بناية فولاذية مع عدم وجود أي فرصة نهائيا للخروج |
Uzun ömürlü, yeniden kullanılabilir camdan üretim bir su şişeşi. | Open Subtitles | إنها قنينة ماء زجاجية معادة الإستخدام ثقيلة السمك |
Sular buza dönüşünce camdan katedraller ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | كاتدرائيات زجاجية تتشكل متى ما قُيد ما تبقى من الماء كالجليد |
Tanıştığım 11.000 sayfalık belgeyi camdan atan kadın var ya? | Open Subtitles | المرأة التي قابلتها ألقت حقيبة 1100 ورقة منذ نافذة زجاجية ؟ |
Bu, 914 km tel ve golf topu büyülüğündeki 150,000 cam boncuktan yapılmış bir heykel. | TED | هذا النحت مصنوع من مليون متر من الأسلاك 150,000 خرزة زجاجية بحجم كرة الغولف. |
cam tabanlı teknelerle tura çıkan turistler, tropik denizin 45 metre altında Miami kulelerini görebilecekler. | TED | السياح الموجودين فى قوارب ذات قاعده زجاجية يمكنهم رؤية ابراج ولاية ميامى الغارقة خلال 150 قدم من المياه الاستوائية |
Sonra, çözeltinin ince bir film şeklinde yayılmasını sağlamak için çözeltiyi cam bir tüpte aşırı hızlı bir şekilde dakikada 5000 devir hızda döndürdüler. | TED | بعد ذلك، يقومون بإدارة المحلول في أنبوبة زجاجية بسرعة 5000 دورة في الدقيقة فتجعل المحلول ينتشر على طبقة رقيقة |
Sol gözü camdanmış. | Open Subtitles | عين زجاجية, اليسرى , |
Bu yüzden altın dansçı ile benim aramda her zaman kocaman bir vitrin camı oldu. | Open Subtitles | فكانت دائماً توجد بين الراقصة الذهبية و بينى نافذة زجاجية عريضة |
Yavaş yavaş birikerek bir çeşit camsı yarı saydam bir tabaka oluştururlar. | Open Subtitles | لكنها تتراكم بالتدريج لطبقة زجاجية شبه شفّافة |
Şimdi de o sahte gözler, takma dille yamalanmış şekilde duvarında asılı duruyor. | Open Subtitles | الآن، قد صعدت جدارك للأفضل، مع عيون مزيفة زجاجية ولسان مطاطي. |