Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
O kadar uzun zaman geçti ki, neredeyse hiçbirini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لقد كان منذ زمن طويل. أنا لا أستطيع تذكرهم تقريباً. |
Ama bu uzun zaman önceydi. Uzak, çok uzak bir galakside. | Open Subtitles | و لكن هذا كان منذ زمن طويل في مجرة بعيدة جداً |
Bu mahallede uzun zamandır yaşıyorum. Bir çok değişik şey gördüm. | Open Subtitles | لقد عشت في هذا الحي منذو زمن طويل رأيت اشياء كثيرة |
uzun zaman önce caddenin çift tarafında oturdum, 22 numarada. | Open Subtitles | منذ زمن طويل كنت أعيش على رصيف الشارع رقم 22 |
uzun zaman önce ikimizin arasında yıllarca görüşmememizi engelleyen bazı anlaşmazlıklar oldu. | Open Subtitles | كان هنالك خلاف بيننا منذ زمن طويل منعنا من الإلتقاء لسنوات عديدة |
- Bu uzun zaman önceydi. - Ve artık yetişkiniz. | Open Subtitles | هذا كان منذ زمن طويل و نحن أناس بالغين الأن |
Bu kadar güçlü bir büyü görmeyeli uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | .لقد مر زمن طويل منذ ان رايت سحر بهذه القوه |
Eğer bu işe yaramazsa mektubun ellerine geçmesi çok uzun zaman alacak. | Open Subtitles | حسناً، إن لم ينجح هذا، سيستغرق زمن طويل كي يصل له أحد |
Evet, uzun zaman önce bu ülkeye bir iş için sızmış. | Open Subtitles | أجل، فإنّه قدّ تسلل لهذا البلد لقضاء مهمّة منذ زمن طويل. |
Çok çok çok uzun zaman önce yazdığım bir aşk şarkısı. | Open Subtitles | هذه اغنية حب قصيرة كتبتها منذ زمن طويل, طويل, طويل جداً |
Ve o uzun zaman önce okuduğun bir kitap gibi olacak. | Open Subtitles | و سوف تكون مثل الكتاب الذي مر زمن طويل من قراءته. |
Ama onlar her ne ise, uzun zaman önce, sebeplerinin seni gerçekten önemseyenlere karşı dürüst olmaktan daha önemli olduğuna karar vermişsin. | Open Subtitles | لكن مهما كانوا قرّرت منذ زمن طويل بأنّهم كانوا أكثر بكثير من أن تكون صادق مع الناس الذين يهتمّون بك في الحقيقة |
O olmasaydı, bu evi uzun zaman önce kaybetmiş olurduk. | Open Subtitles | ولكن من دونة كنا سنخسر هذا المنزل منذ زمن طويل |
O olmasaydı, bu evi uzun zaman önce kaybetmiş olurduk. | Open Subtitles | ولكن من دونة كنا سنخسر هذا المنزل منذ زمن طويل |
uzun zaman önce bir çingeneden hediye kabul etmemeyi öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت منذ زمن طويل ألا أقبل شيئاً مجانياً من غجرى. |
Arkadaşlarım ve ben uzun zamandır bir medya transferi üzerinde çalışıyoruz | Open Subtitles | أنا وأصدقائي كنا نخطط لعمل نظام توصيل إعلامي منذ زمن طويل |
çok uzun Yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." | TED | أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل |
Gerçi aradan Çok zaman geçti. Otobüsün icat edilmesini beklerdim. | Open Subtitles | منذ زمن طويل ومع ذلك انا أذكر انتظار اختراع الحافلة |
Mesele şu ki Marcus, Will Uzun süre önce okulu bitirdi. | Open Subtitles | ما أقصده يا ماركوس أن ويل ترك المدرسة منذ زمن طويل |
Eğer bir kadın olsaydım, Bu evreyi çoktan geçmiş olurdum, çok önce. | Open Subtitles | إذا كنت امرأة ، فإني أقول أنني قد تخطيته منذ زمن طويل. |
Bir delikanlıydı. Bu delikanlı beni uzun zamandan beri seven... | Open Subtitles | فتى عرفته من زمن طويل شخصاً اصبح اكثر من صديق |
Tamam. O kadar eski değildi. 20 yıl kadar oluyor. | Open Subtitles | لم يكن قبل زمن طويل , إنها 20 عاماً الآن |
Çok eskiden, benden daha zeki bir adamdan herkesin kendi sorunlarını çözmesi gerektiğini öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت منذ زمن طويل من رجل أذكى مني أن على المرء حل مشاكله بنفسه |
Bu hastanın bazı sorunları var ve ve benim de uzun süredir bekleyen ve cevaplarını almam gereken sorularım var. | Open Subtitles | و لكن هذا المريض لديه مشاكل و أنا لدى أسئله أسئله منذ زمن طويل و يجب أن أحصل على الأجوبه |
Bunu, senin çok daha önce yapman gerekirdi, Don Christobal. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تفعل المثل منذ زمن طويل يا دون كريستوبال |
çok uzun bir zaman önce bir şey olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول, أن هذا شيئاً قد حدث منذُ زمن طويل |