Yüzbaşı Butler'ın kız kardeşini hücresine götür. Teşekkürler, binbaşı. | Open Subtitles | حسناً أيها العريف، إصطحب أخت الكابتن بتلر إلى زنزانته |
Belki de geri tırmanıp hücresine gitti ve yatağının altına saklandı. | Open Subtitles | ربما تسلق عائداً إلى زنزانته واختبىء أسفل فراشه |
Her hafta sonu hücresinde kağıt oynardık. Bize yemek ikram ederdi. | Open Subtitles | لقد اعتدنا ان نلعب الورق معا فى زنزانته فى نهاية الاسبوع |
Birçok insan, lain Rannoch'un hücresinde kendisini asarak adaletten kaçındığına inanıyor. | Open Subtitles | بشنق نفسه فى زنزانته الكثير اعتقد ان ليام قد تفادى العقوبه |
Mesela kocann su anda hücre penceresinden bizi seyretmesi. | Open Subtitles | مثلا ان زوجِكَ يشاهدنا مِنْ نافذةِ زنزانته الان ؟ |
...ve o günden sonra deli bir daha hücresinden hiç çıkmadı. | Open Subtitles | و منذ هذا اليوم لم يخرج الرجل المجنون أبداً من زنزانته |
Hücresinin önünde otur ve kankanın idam sehpasını aldatmayacağından emin ol. | Open Subtitles | إجلس خارج زنزانته تأكد من أن صديقك لا يخدع الشانق وينتحر |
Rimmer, mahkuma hücresine dek eşlik et ve 04:30'da ayrılmaya hazırlan. | Open Subtitles | ريمر,رافقي السجين الى زنزانته واستعدي للرحيل في 4.30 |
orada öldürüldükten sonra pamuklu hücresine geri götürülmüş. | Open Subtitles | بعد أن قتل في ذلك القفص، أعيد إلى زنزانته المبطنة |
Beni dün onun hücresine yerleştirdiler ve bana tüneli gösterdi. | Open Subtitles | قام بنقلى الى زنزانته بالامس واطلعنى على النفق |
Onu hücresine koyana kadar, o zaten başka bir yerdeydi. | Open Subtitles | لحظة ان وضعوه في زنزانته حسنا ، هو كان قد ذهب الى مكان اخر بالفعل |
Büyük "Tilki" hala hücresinde, değil mi? | Open Subtitles | الثعلب الكبير ما زال في زنزانته .. أليس كذلك؟ |
Öteki bir yıl sonra yakalandı, hücresinde kendini astı. | Open Subtitles | والآخر اُعْتُقِل َ, ذهب لطريق حبل المشنقة في زنزانته. |
İdamına kısa bir süre kala, hücresinde intihar etti. | Open Subtitles | إنتحر في زنزانته قبل فترة قليلة من إعدامه |
Anlaşılan suçunu hücre arkadaşına itiraf etmiş ve bunu doğrulayan birkaç tanık da var. | Open Subtitles | لقد أعترف بجرمه لشريك زنزانته و لدينا أثنان من الشهود يؤيدون القصة |
Bu vardiyanın bitimine kadar yüz papel, ya da aşağıda yeni hücre arkadaşın olabilmek için ciddi bir mücadele olacak. | Open Subtitles | أريد مئة دولار بنهاية هذه الدورية و إلا سيكون هناك حرب على من ستكون رفيق زنزانته الجديد |
Fakat dün gece, Profesör Lloyd hücresinden kaçtı. | Open Subtitles | والدك فر من زنزانته ليلة البارحة ولا يمكنهم تحديد مكانه ، لابد أن هذه فعلته |
hücresinden doktorunu boğarak kaçmış. | Open Subtitles | هو بشكل واضح هرب من زنزانته و قام بخنق طبيبته |
İstihkakını yarıya indirin ve altı ay Hücresinin dışarıyla bağlantısını kesin. | Open Subtitles | ضعه على قائمة نصف المؤنة واحجب زنزانته لمدة ستة شهور. |
Başka bir mahkumun hücresini para karşılığı temizlersiniz. | TED | تلك هي العملة. تقوم بتأجير سجين آخر لينظّف زنزانته. |
Görünüşü nasıl? Hücresi neye benziyor? Bir şeyler çiziyor mu? | Open Subtitles | مثل هيئته , هيئه زنزانته هل يقوم بالرسم؟ |
Wolfe hücrede mi dışarıda mı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد لي من معرفة ما إذا كان وولف في زنزانته أو طلقاء. |
- Aynı saatlerde de telefonu ulaşılamaz hale geldi. | Open Subtitles | لقد كانت زنزانته مظلمة في نفس الوقت تقريبا |
Görüşme odasını mı yoksa hücreyi mi kullanmak istersin? | Open Subtitles | أريد أن استخدام غرفة مقابلة أو زنزانته ؟ |
Yangın olayı için yardım almış olmalı, tamam mı? Birisi o karavanı ateşe verdi. Aynı birisi hücreden çıkmasını sağladı. | Open Subtitles | تمكّن من إضرام الحريق لأنّ هنالك مَن ساعده، أشعل أحدهم الشاحنة ثمّ أخرجه من زنزانته |
Ha? Kendi hücrenizde oturuyor olacaksınız. | Open Subtitles | ...وسيكون كل منكم فى زنزانته |
Kokaini henüz hücresindeyken almış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون أخذ الكوكايين في حين كان لا يزال في زنزانته. |