Eğer evlilikte hiç birleşme olmadığı kanıtlanabilirse Papa Cenapları hiç evlilik olmamış demektir. | Open Subtitles | إذا ثبت ان الزواج لم يكمل فعندها ، قداستكم لن يعتبر زواجاً أصلاً |
Bir bütün olarak ele alırsak mutlu bir evlilik yaşadığınızı söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن زواجك من جميع الجهات كان زواجاً سعيداً ؟ |
Öyleyse neden mutlu bir evlilik yaşamadığınızı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن لماذا تعتقدين أنه ليس زواجاً سعيداً ؟ |
Sayın Hakim, Henry'nin ilk evliliği o sadece çocukken kararlaştırılmıştı. O sadece İngiltere'nin İspanya'yla olan ittifağını sağlamlaştırmak için | TED | الدفاع: سيادتُك، زواج هنري الأول كان زواجاً مدبراً عندما كان طفلاً. |
Tek bildiğim, başka bir başarısız evliliği kaldıramayacak olmam. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني لن أتحمل زواجاً فاشلاً آخر |
Arkadaşlarımız Claudia ile Stuart cumartesi çok şık bir düğün yapıyor. | Open Subtitles | مع هذا المنطق .. اصدقائنا كلوديا و ستيورت سيقيمان زواجاً رسميا يوم السبت |
İyi bir evlilikti, mükemmel değildi fakat bir süre dayandı yine de. | Open Subtitles | كان زواجاً جيداً، ليس مثالياً ولكنه استمر لفترة طويلة |
Mutluluk ve sağlık dolu bir evlilik ve güzel bir hayat geçirmeniz dileğiyle. | Open Subtitles | و أتمنى لكما زواجاً سعيداً و حياة جميلة معاً |
Libby'yle gerçek bir evlilik yapmamış olma ihtimaliniz var. | Open Subtitles | هذا يعنى أنك أنت و ليبى هذه من المستحيل أن تملكون زواجاً حقيقياً |
Anladım, o tiyatroyu evlilik için önemli kabul ediyorsanız öyle olsun. | Open Subtitles | حسناً ,إذا كنتم تعتبرون تلك الدراما في الهند زواجاً |
Fakat bilmelisin ki bu bir sahte evlilik. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعلمي أنّ هذا زواجاً مزيّفاً |
Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir. | Open Subtitles | وحتّى لو كان شخص بغيض مثلي يملك فرصة للسعادة فستكون منعزلة تماماً وسط مستودع الفشل الذي تدعوه زواجاً |
Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir. | Open Subtitles | فستكون منعزلة تماماً وسط مستودع الفشل الذي تدعوه زواجاً |
Bu kadar senedir kızlarımın bir evlilik kurtardığını görmedim hiç. | Open Subtitles | طوال كل تلك السنوات انا لم اعرف فتاة واحدة انقذت زواجاً |
Krizde bir evlilik evinden uzak, zorluklarla yüzyüze bir Prenses genellikle bu işin üstesinden gelmeyi imkansız hale getirir. | Open Subtitles | زواجاً فى أزمة.. أميرة بعيدة عن موطنها تواجه تحديات والتى عادةً تكون من المُستحيل التغلُّب عليها. |
O kadar süper bir araç, bu kadar dandik bir evliliği nasıl yıkabilir? | Open Subtitles | كيف لسيارة رائعة هكذا أن تدمر زواجاً سيئاً هكذا؟ |
Halk sizin eviliğinizin, sadece sevgi ve şehvet evliliği olduğunu düşünecekti... | Open Subtitles | العامة كانوا سيفترضوا إنه كان زواجاً . لمجرد العاطفة , مجرد الشهوة |
Çünkü aşk evliliği olmalı. | Open Subtitles | لأنه لكي يكون هناك زواجاً يجب أن يكون هناك حبّا |
Pekala, Peder en nihayetinde bir düğün olacak. | Open Subtitles | حسناً يا أبتاه .. أعتقد بأنه سيكون هناك زواجاً.. |
Sana hoş bir düğün vermeyi o kadar çok istedim ki. | Open Subtitles | كنت أرغب في ذلك بشدة لكنّني منحتك زواجاً واهماً |
Ortodoks Yahudi. Anlaşmalı evlilikti. | Open Subtitles | يهود أورثوذكس كان زواجاً مرتباً |
Gina, çıkar evliliğiydi, tamam mı? | Open Subtitles | يا جينا لقد كان زواجاً بالإقناع .. |
- Onlar hakkında hiç susmuyorsun. - İyi bir evlilikleri var. | Open Subtitles | أنتَ لم تصمت عن الحديث عنهما لديهم زواجاً عظيماً |
evliliğimiz mükemmel olabilir ama olmayabilir de. | Open Subtitles | أعلم أن زواجنا له فرصة جيدة ليصبح زواجاً رائعاً بينما لا تبدو علامة على ذلك |
- Sadece bir evliliğim olabilir ve istediğim artık bu değil. | Open Subtitles | هل انتي متأكده من ذلك ؟ يمكنني الحصول على زواج واحد وهذا لم يعد زواجاً بعد الآن |