| Karını bu halde kimse içeri almaz. Gel sana göstereceğim. | Open Subtitles | كل الاماكن ممتلئة ولن يرضى احد باخذ زوجتك على حالتها هذه |
| Biz en azından yaşıyoruz, sen ve senin gudubet kraliçen ve onun sorunlu çocukları gibi değiliz, bu arada onlardan birisi Karını çalmıştı sanırım. | Open Subtitles | نعم, حسنا, على الاقل نحن نعيش ليس مثلك وملكتك وابنها احدهم سرق زوجتك على اية حال |
| Karın üçüncü hatta. Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | زوجتك على خط ثلاثة تقول أنّها حالة طارئة |
| Ed, eğer korodan bu kadar keyif alıyorduysan Karın neden bıraktırdı sana? | Open Subtitles | إيد، إذا كنت تستمتع بفرقة الكورال جدا لماذا أجبرتك زوجتك على التوقف ؟ |
| Karınız yine telefonda. Acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زوجتك على الهاتف مجدداً، وتقول إن الأمر طارئ |
| Karının biriyle bir ilişkisi varsa ağır işleri kim yapar? | Open Subtitles | أحبها إن كانت زوجتك على علاقة بأحدهم.. من سيكون على علاقة معها؟ |
| Şansın açık, daha yemekte Karınla tanışacaksın. | Open Subtitles | تعال، الإحتمالات قائمة، قد تلتقي زوجتك على العشاء |
| - Karınızın parmak izlerini karyola demirlerinde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بصمات لأصابع زوجتك على هيكل السرير |
| Sen burada yokken, Karını domaltıp sikmek istemeyen bir kişi bile yoktu. | Open Subtitles | عندما كنت بعيداً, لم يكن هنالك رجل من الذين هنا لم يُرِد ان يثني زوجتك على الحوض ومعاشرتها. |
| Kalbini kırmış olsa bile hala Karını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك لا تزال تُحبّ زوجتك على الرغم أنّها فطرت فؤادك. |
| Karını öpmek isteyen de kim? | Open Subtitles | من يريد أن يقبل زوجتك على أي حال ؟ |
| Karını öldürmeyeceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف أنه لن يقتل زوجتك على أى حال؟ |
| Karını hiç özlemiyor musun? | Open Subtitles | و أنت لا تشتاق لـ زوجتك على الإطلاق؟ |
| Karını oturma odası masasına yatırdım. | Open Subtitles | أنا وضعت زوجتك على طاولة غرفة الطعام |
| Yani eğer Karın kubbenin geleceğini biliyorduysa demek oluyor ki senin ailen önemli. | Open Subtitles | ،أعني، إن كانت زوجتك على علمٍ أن القبّة قادمة فهذا يعني أن لعائلتك أهمية |
| O zaman Karın senin karnını doyurmak için insanların donunu yıkayıp belini kırmak zorunda kalmazdı. | Open Subtitles | فحينها لن تضطر زوجتك على أن تكسر ظهرها في غسيل ملابس الناس الداخلية لكي تُطعمك |
| Karın klozette oturup tırnaklarını törpülerken senin tıraş olmandır. | Open Subtitles | الزواج هو أن تَحلِق بينما تجلس زوجتك على المرحاض و تقلم أظافرها. |
| Karın telefonda. Bağışlayıcı bir Tanrı değil, değil mi? | Open Subtitles | زوجتك على الهاتف - يا له من عقاب قاس، صح؟ |
| Karınız asla kazadan önceki gibi olmayacak. | Open Subtitles | لن تكون زوجتك على ما كانت عليه قبل الحادث أبداً |
| Sen her zaman Karının Facebook'una bakarsın. | Open Subtitles | انت تذهب دائماً لصفحة زوجتك على الفيس بوك |
| Karınla telefonla konuştuğun zaman yüzünü gördüm. | Open Subtitles | رأيت وجهك عندما انتهيت من مكالمة زوجتك على الهاتف. |
| - Karınızın parmak izi yatak demirinde bulundu. | Open Subtitles | وجدنا بصمات زوجتك على أعمدة السرير |