| Saygısızlık etmek istemem Bayan Annunzio Kocanızın sadist ve sapık olduğunu bize söylüyorsunuz. | Open Subtitles | مع احترامي, سيدة انوزيو, لقد اخبرتنا للتو انك زوجك كان ساديا و منحرفا |
| Kocanızın sağlığının ve neşesinin yerinde olduğunu söyledi Bayan Duncan. | Open Subtitles | لقد قالت ان زوجك كان بصحة جيدة وكان مرحا جدا يا سيدتى |
| Ayrıca Kocan bütün gün popomu kesti. Büyüklük pozlarını bırakın yani! | Open Subtitles | و ايضاً زوجك كان يحدق في مؤخرتي طوال النهار فلا تُمثل دور المُحترم |
| Dün gece ne yaptığını bilmiyorum, ama kocanın keyfi yerinde değildi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماذا فعلت له الليلة الماضية لكنَ زوجك كان في إحدى مزاجيَاته ثانيةً |
| Pekala... Haber aldığıma göre, kocanız kasabanın saygın insanlarından biriymiş, bayan Danning. | Open Subtitles | الآن ، أعتقد أن زوجك كان رجلا جدير بالاحترام وكل القرية احترمته |
| Başka bagajı yoktu. Eşinizin gerçekten çok acelesi varmış demek ki. | Open Subtitles | لا توجد حقائب آخرى لابد أن زوجك كان فى عجلة من أمره |
| Hiç Kocanızın intihara meyilli olduğu izlenimine kapıldınız mı? | Open Subtitles | هل خطر لكِ أن زوجك كان ميال ليفعل بنفسه ما فعل ؟ |
| Bunu sormanın kolay bir yolu yok Kocanızın onunla bir ilişkisi olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | ولكن هل كنت على علم بان زوجك كان على علاقة معها |
| Kocanızın çok iyi bir adam olduğunu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن تعرفي أن زوجك كان رجلا صالحا |
| Sizce Kocanızın tekrar şüpheli durumunda olması tesadüf mü? | Open Subtitles | هل تظنين حقا انها مصادفة ان زوجك كان مشتبها به لمرتين. |
| Tüm bunların ışığında, hala Kocanızın bütün akşam sizinle olduğunu mu iddia ediyorsunuz? | Open Subtitles | إذن في ضوء كل هذا، انت لازلت تقولين أن زوجك كان معك طيله الليل؟ |
| Amerika'nın en çok aranan teröristine bir silah tasarlaması için yardım ettin çünkü Kocan tehdit altındaydı | Open Subtitles | لقد ساعدتى أكثر ارهابى مطلوب فى أمريكا لتصميم سلاح لأن زوجك كان مهدد |
| Çünkü Kocan tam bir budala olduğu için. | Open Subtitles | لا، لكن لأن زوجك كان يتصرف بشكل حقير |
| Kocan uçağın kuyruk kısmındaydı. | Open Subtitles | زوجك كان في القسم الخلفي من الطائرة |
| Bak, kocanın savcılıkla görüştüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن زوجك كان يتحدث إلى الـ دي إي |
| Bak, kocanın savcılıkla görüştüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن زوجك كان يتحدث إلى الـ دي إي |
| Sonunda adil bir dövüş işte. Bak şimdi, kocanın bu insanları uzak tutacak bir kanıtı olmalı. | Open Subtitles | اخيراً يجري بيننا خصام منطقي، زوجك كان يملك ادلة يمكن أن تدينهم |
| Gerçekten çok ama çok üzgünüm. - kocanız çok yardımcı oluyor. | Open Subtitles | واريد التعبير عن اسفي لما تمرين بة زوجك كان عونا كبيرا |
| kocanız hava saldırıları konusunda oldukça gergindi. | Open Subtitles | زوجك كان متوتر للغاية بسبب الغارات الجوية |
| kocanız hayattayken de bu parfümü mü kullanıyordunuz? | Open Subtitles | هل كنتى تضعين هذا العطر عندما زوجك كان على قيد الحياة ؟ |
| Eşinizin çeşitli yerlerde çok sayıda bir sterlinlik banknot kullandığını fark ettik. | Open Subtitles | أكتشفنا أن زوجك كان ... ينفق مبالغ كبيرة من الجنيهات ... في أرجاء المكان |
| Eşinizin beyninde kan birikmiş, bir hematom oluşmuş. | Open Subtitles | زوجك كان لدية تورم دموي علي رأسه |
| Eşinizin kanayan dişetleri ve mide ülseri varmış. | Open Subtitles | زوجك كان لديه نزيف متقرح و لثة متقرحة |