Sana söyleyeceğim şeylere alınmayacak kadar duyarlısındır umarım. | Open Subtitles | حسن تقدير كافي لكي يجعلك لا تستاء مما سأقوله لك |
Hayır ama öğrencim olsaydı ona da şimdi Sana söyleyeceğim şeyi söylerdim. | Open Subtitles | لا , ولكن لو كان طالبي , كنت سأقول له نفس الشيء الذي سأقوله لك الآن |
Sana söyleyeceğim şeyi teminat say. | Open Subtitles | تمعّن بما أنا سأقوله لك مبدئياً |
Lütfen. Önceki gece hiç uyumayıp sana sabahleyin ne diyeceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أرجوك ، لقد قضيت الليل بطوله محاولاً أن أرتب ما سأقوله لك |
Hapse girmektense şans�mı denemeyi yeğlerim.Başka ne diyeceğimi bilmiyorum üzgünüm | Open Subtitles | انا افضل ان آخذ فرصتي مع نيت على ان اذهب الى السجن لاأعرف ماالذي سأقوله لك عدا ذلك.. انا آسف |
Söylemek istediğim her şeyi unuttum. Hatırladım. | Open Subtitles | لقد نسيت كل ما كنت سأقوله لك لا، لا، لقد تذكرت |
Ne dersem diyeyim faydası olmayacak. Biliyorum. | Open Subtitles | لا شىء سأقوله لك يجعلك تغفر لي انا اعلم هذا |
Öyleyse söyleyeceklerimi dikkatle dinle. | Open Subtitles | أريدك أن تستمتع جيداً إذاً لما سأقوله لك |
Bak, Sana söyleyeceğim şeyi bir daha söylersen, inkar ederim. | Open Subtitles | حسنا , إذا كررت ما سأقوله لك فسأنكره |
Bunu dinleyeceksin, Sana söyleyeceğim işte bu. | Open Subtitles | -جيد استمعي إلى هذا، وهذا ما سأقوله لك |
Sana söyleyeceğim tek bir şey var | Open Subtitles | *هناك شيئ وحيد سأقوله لك * |
Sana söyleyeceğim şeye sakın tepki gösterme. | Open Subtitles | لما سأقوله لك. - . |
Tüm bunlar benim için çok yeni, o yüzden tam olarak ne diyeceğimi bilmiyorum ama hadi bitirelim şu işi. | Open Subtitles | هناك شئٌ واحدٌ فقط سأقوله لك. يجب أن تعرف... أنني لن أتراجع. |
Sana ne diyeceğimi bilemiyorum. Brassel haklı. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي سأقوله لك |
Ne diyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري ما سأقوله لك |
Hiç bir şeye geri dönmek istemiyorum. Sana Söylemek istediğim şey de bu. | Open Subtitles | لا أريد العودة لأيّ شيء، هذا ما كنت سأقوله لك. |
Söylemek istediğim ilk şey yan odadaki adam aslında şoklanmadı. | Open Subtitles | أول شيء سأقوله لك هو أن الرجل في الغرفة المجاورة لم يتعرض للصدمات |
Söylemek istediğim doğum kontrol hapları hastalıkları engellemez. | Open Subtitles | .. ما سأقوله لك أن حبوب منع الحمل بلا فائدة ضد الأمراض المنقولة جنسيًا |
Ona yardım etmek istiyorsan, sana ne dersem onu yapacaksın. | Open Subtitles | إذا أردت مساعدتها، فستفعل ما سأقوله لك بالضبط. |
Şimdi sana söyleyeceklerimi çok dikkatlice dinlemelisin. | Open Subtitles | يجب ان تستمع بعناية شديدة الى ما سأقوله لك |