ويكيبيديا

    "سألتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sordum
        
    • sorduğumda
        
    • sormuştum
        
    • araştırdım
        
    • soruşturdum
        
    • konuştum
        
    Böylece bu bütçe tasarufuna odaklanmanın sonucunda hastayı unutup unutmadığımızı kendime sordum. TED لذا، بهذا التركيز على تخفيض التكاليف، سألتُ نفسي، هل قد نسينا المرضى؟
    Bu soruyu kendime defalarca sordum. TED سألتُ نفسي هذا السؤال أكثر من مرة وبوضوح.
    Son zamanlarda üçüncü sınıf öğrencilerime eşitlik sorunlarını öğrenmek için çok küçük olduklarını düşünen yetişkinlere ne söyleyeceklerini sordum. TED سألتُ مؤخرًا طلابي في الصف الثالث ماذا سيقولون لكبار السن ممن يعتقدون بأنهم صغار جدًا للتعلم عن قضايا مثل المساواة.
    Daha sonra yalan söyleyene sorduğumda, doğru söyleyenin yalan söylediğini söyleyecek. Open Subtitles و إذا سألتُ الذي يكذب فـ سيكذب عن الذي تقولهُ الحقيقة وسوف تكون في الواقع كذبه
    Alt kata sordum. Sizin olabileceğinizi söylediler. Open Subtitles لـقـد سألتُ بالأدوار السفلى . و قالوا لي ربما تكون أنت
    Annesinin ne yaptığını çocuğa sordum kendi yanında yatması için annesinin neredeyse yalvardığını söyledi. Open Subtitles سألتُ الطفل عن حالة أمه أخبرني أنها عملياً ترجّته لأن ينام معها في فراشنا
    Defalarca kez kendime sordum. Neden benim küçük kızım? Open Subtitles اللعنة، سألتُ نفسي ألف مرّة، لمَ ابنتي الصغيرة؟
    Bankaya gittim, Ve sordum, başka bir hesap var mı diye. Open Subtitles ذهبتُ للمصرف، سألتُ أنّ كان هناك حسابٌ آخر،
    Tanri'ya sordum, ben oarada olmasaydim babam ölmezdi. Open Subtitles سألتُ الله، أيجب أن أبعدهُ من على المسارات حتى لا يُصاب
    Ben de kendime aynı soruyu sordum. Bunu ben seçmedim, ama artık nedenini anlayabiliyorum. Open Subtitles سألتُ نفسي ذات السؤال ما كان خياريّ، لكن الآن عرفتُ السبب
    Barmene onu sordum. Haftada neredeyse her gece, gece kulübüne geliyormuş. Open Subtitles سألتُ ساقي الحانة، إنّها تذهبُ إلى النادي، تقريباً كل ليلةً في الأسبوع
    - Bir arkadaşıma sordum ama... - ...yapıp, yapmayacağımı bilmiyordu. Open Subtitles لقد سألتُ صديقة لكنها لم تكن تعرف إنني سأفعل هذا الشيء.
    Ulusal Park Güvenliği'ne ve Metro Polisi'ne bölgede hiç güvenlik kamerası görüntüsü olup olmadığını sordum. Open Subtitles سألتُ دائرة الحدائق الوطنية و المترو إذا كانوا يملكون أي تغطية بكاميرات الفيديو للمنطقة.
    Polis memuruna orada neler oluyor diye sordum, bana sokağın sonundaki evin yandığını söyledi. Open Subtitles لقد سألتُ الضابطه بما يجري وأخبرتني أن هنالك منزل بآخر الشارع حدث به إطلاق نار..
    Weathersby'ye bu Nesbitt'i sordum biraz. Open Subtitles أتعلمون, لقد سألتُ ويذرزبي حيالَ هذا المدعوِ نيزبت
    Beraber çalıştığı inşaat işçilerine de sordum. Sevgilisi olmadığını söylediler. Open Subtitles حتى عندما سألتُ الأشخاص في موقع البناء الذي كان يعمل به هم قالوا بأنه لم يكن لديه امرأة
    Bir gün Kerabai'ye sordum; ''Nasıl şarkı söylemeye başladın?'' TED سألتُ كيراباي ذات يوم: "كيف انتهى بك المطاف إلى الغناء؟"
    Patronuna en az kime güvendiğini sorduğumda gözleri bir anlığına sana döndü. Open Subtitles عندما سألتُ مُديركِ عمّن يثق به بشكل أقل، انطلقت عينيه صوبكِ.
    Bir keresinde yayınevi temsilcisine en çok ne tür yazılara para ödendiğini sormuştum. "Fidye hakkında olanlar" demişti. Open Subtitles سألتُ ذلك العميل الأدبي، أيّ ملاحظات المدفوعة جيدة، قال ملاحظات دفع الفدية.
    Muhtemelen işlerini böyle yürütmüyorsundur ama biraz araştırdım. Open Subtitles على الأرجح أنكَ لا تدير العمل بهذه الطريقة لكنني سألتُ في الأرجاء
    Etrafta soruşturdum. Kamp iki gün önce ayrılmış. Open Subtitles لقد سألتُ عنهم في المكان لقد غادر المخيم قبل يومين
    Asistanıyla konuştum sonra da Radyoloji Departmanıyla görüştüm. Open Subtitles لقد تحدّثتُ إلى مساعدته، ثم سألتُ بقسم الأشعّة ولا أحد يمكنه تفسير سبب إرتفاع مستوى الإشعاع إنّه لغز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد