Birkaç saat içinde kötülük yapmadan da eğlenilebileceğini öğrenmiştik bile. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة بدأنا نتعلم أنه لاداعي لنكون أشقياء للاستمتاع |
Tanıklarından birisi, Cesare'ın davasından Birkaç saat sonra önce vurulmuştu. | Open Subtitles | قد أطلق النار عليه وسقط صريعا قبل ساعات قليلة ماضية |
Çünkü sadece Birkaç saat önce oldu... ve ben hala şok geçiriyorum. | Open Subtitles | لإنه قد حدث منذ عدة ساعات قليلة وأنا لازلت في حالة صدمة |
Bir kaç saat önce burda olmadığına inanmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنه لم يكن موجودا منذ ساعات قليلة |
Ve Calypsol'ün gerçekten çok az bir yarı-ömrü var, yani Birkaç saat içerisinde vücudunuzdan atılıyor. | TED | والكليبسول لديه صلاحية قصيرة، وهذا يعني بأنه يخرج من جسمك في غضون ساعات قليلة. |
Son olarak, kesilen tabaka kapatılır ve tabakanın kenarları Birkaç saat içinde kendini mühürler. | TED | في النهاية، تعاد الشريحة المُنحّاة، وتلتئم حوافها من تلقاء ذاتها في غضون ساعات قليلة. |
Birkaç saat senin için yeterli değildi, sana tüm geceyi vermeliydi. | Open Subtitles | ليس ذلك بكثير ربما ساعات قليلة تمنحكم الليل بطوله |
İşte bence de böyle oldu. Yaşlı adam Birkaç saat önce kavgayı duydu. | Open Subtitles | ما أعتقد أنه حدث أن الرجل العجوز سمع شجاراً قبل ساعات قليلة. |
Eğer Birkaç saat içinde konuşmazsa onu öldür ama silahla. | Open Subtitles | إذا كان لايتعاون في غضون ساعات قليلة , عليك قتله ولكن المسدس |
Birkaç saat içerisinde, burası kasap dolabı kadar soğuk olacaktır. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة سيكون هذا المكان كالثلاجة |
Neden Birkaç saat uyumayı denemiyoruz... | Open Subtitles | لماذا لا نحاول ونحصل على ساعات قليلة من النوم. |
Birkaç saat önce hepsini güzel ve uzun bir tatile gönderdim. | Open Subtitles | نعم , قبل ساعات قليلة ، وجهت لهم كلهم عطلة جميلة طويلة |
Eğer enfeksiyon kaparsa, Birkaç saat içinde ölebilir. | Open Subtitles | إن أُصيب بعدوى فهى كفيلة بقتله فى غضون ساعات قليلة |
Birkaç saat içinde rapor vermezsem, harekete geçileceğinden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا لم أقدم تقريرا في غضون ساعات قليلة يمكنك التأكد ان الأجراءات ستتخذ |
Nellis yüksek güvenlik kilidinde Birkaç saat önce ortaya çıktılar. | Open Subtitles | ظهروا قبل ساعات قليلة في منطقة امنية عليا |
Birkaç saat sonra güneş doğacak ve bu at ikimizi daha fazla taşıyamaz. | Open Subtitles | سيطلع الفجر خلال ساعات قليلة وإنها لن تبقى تحملنا نحن الإثنين |
Kardeşiniz gittikten Bir kaç saat sonra odasındaki yatağın altında bir anahtar buldum. | Open Subtitles | بعد ساعات قليلة من مغادرة أختكِ وجدت مفتاح في حجرتها ، تحت السرير |
Bir kaç saat içinde o kadar çürüyecek ki daha fazla içinde kalamayacaksın. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة سوف تكون متحللة لن تكون قادراً على ان تبقى بداخلها |
Buraya geliyorum ve Bir kaç saat içinde şehirdeki en güzel bayanı buluyorum. | Open Subtitles | و فور وصولي و بغضون ساعات قليلة فانني أعثر على المرأة الأكثر جاذبية في المدينة |
Yani birkaç saatlik ömrüm mü kaldı? | Open Subtitles | أنت تخبرني إذاً أن أمامي ساعات قليلة أعيشها؟ |
Doğu güneşi. Birkaç saate güneş içeri girecek. | Open Subtitles | التعرض الشرقى الشمس ستسطع فى غضون ساعات قليلة |
Durum çok ciddi çünkü yalnızca birkaç saati kaldı! | Open Subtitles | لأي شخص يساعدنا في إيجاد متبرع وعلي أن أخبركم بأنه بقي أمامنا ساعات قليلة فقط |
Kalabalık bir grup, birkaç saatte bu şekli oluşturabilir. | Open Subtitles | لقد إحتاجوا للكثير من الناس ليشكلوا تلك الدوائر في ساعات قليلة |
birkaç saatimiz kaldı. Tadını çıkaralım. | Open Subtitles | لم يتبقّ لدي سوى ساعات قليلة فالنقضي وقتاً طيباً |